script src='http://ajax.googleapis.com/ajax/libs/jquery/1.2.6/jquery.js' type='text/javascript'/>

Oyuna Gelme Ey Müslüman!

SIRA CÜBBELİ AHMET HOCA’DA … OYUNA GELME EY MÜSLÜMAN!

  Ali Haydar Efendi : Ömrü hapishanelerde geçti. Defalarca içeri aldılar. Hücrelerde tuttular. Yıllarca beton üzerinde sabahladı. Dışarı çıkartıldığında çökmüştü ve hareket edecek hali kalmamıştı. Suçu tarikatçı olmak, hakkı hakikati söylemekti.
Mahmud Efendi Hazretleri : Televizyonu eleştirdiği için soruşturma geçirdi. (Yani içeri almak için televizyonu eleştirmek bile bahane olabiliyor.) Defalarca hâkim karşısına çıkarıldı. Neticede bütün suçlamalardan beraat etti ve bir daha uğraşamadılar.
Timurtaş Uçar Hoca : Bu gün kasetlerinden bile gençleri coşturan büyük insan. Vefat edeceği sırada 48 ayrı mahkemede yargılanıyordu. Tek suçu düzen hakkında sert konuşmaktan öte cemaat toplama potansiyeliydi. Sohbetlerine iştirak her geçen gün artıyordu. Sorgulamalarda çok işkenceler çekti.


HIZIR HOCA: İsmailağa Cemaatinin önde gelen isimlerindendi. Aynı şekilde etrafında cemaati toplayan bir potansiyeli vardı. Çok sesi çıkıyordu. Caminin içerisinde hunharca katledildi. katil deli denilerek az bir ceza ile dışarı salındı.
BAYRAM HOCA: Geniş kitleleri coşturan ve aynı şekilde çok sesi çıkan bir hocamızdı. Efendi Hazretlerimiz bol bol kürsüye geçmesini, cemaate sohbet etmesini isterdi. Cemaati Osmanlı ve tarih ile coştururdu. Dinler arası diyaloğa sert mesajları vardı. Yine Efendi Hazretlerimizin emriyle geçtiği kürsüde göğsünden bıçaklanarak şehit edildi. Medya hocanın şahadetini değil, cemaatin yapısını haber yapmıştı. Ünlü bir sanatçıyı yaralayanları üç günde bulanlar, CAMİde öldürülen hocamızın katilinin kimler tarafından azmettirildiğini hala arıyor…

ŞİMDİ SIRA ONDA MI ?

Şimdi sıra Cübbeli Hocamıza geldi. Artık bu, sağırların bile duyduğu, körlerin bile gördüğü bir gerçekti ki, Cübbeli Hoca bütün gücüyle ehli sünnet müdafaası yapıyor, bidatçilere reddiye yapıyordu. En önemli özelliği ise doğruları canlı yayınlardan, kürsülerden hiç çekinmeden haykırmasıydı. Reddiyeleriyle Mustafa İslamoğlu, Hayrettin Karaman, Abdülaziz Bayındır, Zekeriya Öztürk, Ali Rıza Demircan gibi reformist, bidatçi ve hurafelerin ipliğini pazara çıkarırken, yıllar ve paralar harcanarak geliştirilen “Sahte Mehdilik” ve “Dinler arası Diyalog” gibi faaliyetleri de kitaplarıyla, sohbetleriyle bertaraf etmişti.
Çok kişinin nasırına bastı, Ehli sünnet ise sahipsiz bıraktı.
Hata Sende Cübbeli Hocam ;
” Öpmedin Papa’nın Elini. ”
Hata Sende Cübbeli Hocam ;
” Papa Beni Sevse İman Tazelerim Be” Dedin. ”
Hata Sende Cübbeli Hocam ;
” Diğerleri Gibi Menfaatlerin Uğuruna Taviz Vermedin. Dinini Satmadın. ”
Hata Sende Cübbeli Hocam ;
” Diğerleri Gibi Siyonist Döllerine, Mason Şerefsiz’lerine, Vatikan İt’lerine Maşa Olmadın. ”
Hata Sende Cübbeli Hocam ;
” Diğerleri Gibi Ehl-i Kitab İçin İman Şartı İkidir Demedin. ”
Hata Sende Cübbeli Hocam ;
” Diğerleri Gibi Yahudi-Hristiyan Da Cennet’liktir Demedin. ”
Hata Sende Cübbeli Hocam ;
” Reddiye’nlerinle Gevurun Yüzyıllık, Milyon Dolarlık Projelerine Çomak Soktun. ”
Hata Sende Cübbeli Hocam ;
” Ecdada, Evliyaya, Vatana, Bayrağa sahip Çıktın. ”
MEDYA SAÇMALARI
Bu mürcif medyanın biri ötekini yalanlıyor. Birinin mavi dediğine diğeri sarı diyor. Bir medya organı: “Kaset iddiaları için çeteden yardım istedi” derken diğeri “Kaset yüzünden çete tarafından tehdit edildi” diyor. Bir başkası “Kadın ticareti yapıyor” derken diğeri “kadınları beğenip kendi alıyor” diyor. Sözde gizli dosyaların böyle yalan yanlış çevrilmesi sadece bizim ülkeye has olsa gerek.
HOCAMIZIN SUÇU NE?
Biz dosya içeriğini bilmiyoruz. Biz dava veya içeriği ile değil de gözden kaçmayan bazı noktalardan bahsetmek istiyoruz.
Hocamızın tek suçu insanlara güvenmesidir arkadaşlar. Koruma olarak vs. en yakınına sokulan insanlara güvenmesi ve onlara telefon gibi malzemelerini emanet edebilmesidir. Hocamız o kadar temiz bir yüreğe sahiptir ki, her yanına geleni kendisi gibi saf, temiz olarak görüyor ve kuşkulanma gereği hissetmiyor. Veya “acaba bu adam nasıl biridir, karıştırdığı bir halt var mı” diye takip etme ihtiyacı bile duymuyor.
GÜVEN VE İSTİSMAR
Mesela düşünün yanınıza bir adam gelmiş. “Sizi koruyacağım” diyor. Korumanız ya, sizde telefonunuzu emanet ediyorsunuz. Sonra o koruma gibi davranan şahıslar eline aldığı telefondan, önceden anlaşılan yerlerden aranıp konuşuyor veya o müddet zarfında sanki sizinle üçüncü şahıslar arasında irtibat kuruyormuş görüntüsü veriyor. Ve sonra anlaşılan şahıslarla Hoca’ya olmadık iftiralar yükleniyor. Olamayacak bir iş mi?
Arkadaşlar daha önce kaset iddialarını da biz çürütmüştük. Kullanılan şahsın Cübbeli Hocamızı taklit ettiğini ancak vücut yapısının, hocamıza 180 derece zıt olduğunu buradan söylemiştik. Cübbeli Hocamızın sağ yanağındaki “ben” bile bunu isbat etmeye yeterdi. Şimdi o şahsı aynı böyle çete ile iş birliği yapıyor, onlarla buluşuyor görüntüsünde kullansalar polisi aldatamaz mı? Ne de olsa telefonu tesbit edilmişti ya, telefon Cübbeli’ye ait olduğuna göre benzetilen şahsın uzaktan görüntüsü polisleri haydi haydi aldatabilirdi. Polis kardeşlerimiz de aldanır tabi, Cübbeli Hoca’yı hayatında kaç kere görmüşler ki.
Fatih Sultan Mehmed gibi bir sultanı da yemekçisi zehirlemedi mi? Büyük insanlar hep en yakınlarından zarar görmediler mi?
BU İDDİALARA ANCAK GÜLERİZ
Şöyleydi, böyleydi felan filan… Hepsi Allah’ın izniyle anlaşılacak. Ve göreceksiniz bu durum çok hayırlara vesile olacak. Ancak bu iddialara biz neden inanmıyoruz? Efendim, Çünkü bu insan küçüklüğünden beri bizim aramızda yetişmiştir. Onu hem fiziken, hem ahlaken en iyi bizler, hocaları ve arkadaşları tanır. Gündüzünü tefsir odasında, vaazda, radyo programında, sohbette, gecesini evde ailesiyle geçirmektedir. Hatta çoğu zaman tefsir odasında hoca arkadaşlarla birlikte kitap yazmakta, geceleri bile uyumamakta, 2-3 saatlik kestirmeyle ayakta durmaktadır. Renk renk haplar, çeşit çeşit iğnelerle yaşam mücadelesi vermektedir.
Siz bu insanı kalkıp da “Çete lideri, kadın pazarlıyor, kadınları beğenip kendine alıyor, kadın ticareti yapıyor, 3-4 hayat kadınıyla beraber oluyor” diye suçladığınız zaman Cemaat, sevenleri ve arkadaşları buna ancak gülüyor.
ESKİ KAFA KARALAMA USÜLLERİ
Hem bu yöntem artık eskidi. En avam insanlar bile itibar etmiyor. Çünkü tarih boyunca kafirler aynı taktiği uygulamış. Lût Aleyhisselâm’ın kızlarıyla münasebette bulunduğu içki içtiği zina ettiği, Hazreti Davud’un (aleyhisselâm) ordusunun kumandanlarından Urya’yı öldürtüp onun karısını aldığı iftirası, Hazreti Musa (Aleyhisselam) a zina iftirası atmışlar, Peygamberin hanımı Aişe annemize bile zina iftirası yapmış münafıklar.
Bu iffet meselesine halk biraz daha duyarlı olduğu için hep oradan giriyorlar.
Dediğimiz gibi bu yöntemler çok eskidi artık ve azıcık aklı selim olan bir insan bunlara kanmıyor. Hele de bütün huzur ve hayat düzeninizin gizli bir tanığa bağlı olduğu Türkiyemiz’de insanlar bu dolmaları yutmuyor.

CEMAATİN TEPKİSİ NASIL OLDU
Cemaatin içerisinde “Cübbeli Hocamızın bu cürümleri işlemeyeceği” hususunda kesin ve kati görüş birliği var. Cemaat içinde Cübbeli Hocaya muhalif olan insanlar bile bunun bir komplo olacağında hemfikir. Aslında cemaatimiz böyle haberler ile birbirine daha çok kenetleniyor. Aradaki ufak ihtilaflar böyle zamanlarda eriyip gidiyor. Kısaca cemaat hocasına sahip çıkıyor.
NE OLUYORSA BİZE OLUYOR
Hocalarımız öldürülüyor, cami içinde katlediliyor, hapislerde sürüm sürüm sürünüyor. Teröristler mecliste, alimler metriste vakit geçiriyor.
Cami içerisinde Hızır Hocamız katledilmişti de, mensubu olduğu Diyanet camiasından bir baş sağlığı bile gelmemişti. Yani o kadar sahipsiziz. O kadar yalnızız. O kadar garibiz.
Biz garipleri Allah sahipsiz bırakmasın. Efendi Hazretlerimizin buyurduğu gibi: Asıl yetim Mevla’nın üzerinden elini çektiği insandır.
NEREDESİNİZ EY TARİKAT EHLİ
Ülkemizde onlarca tarikat yoluna mensub binlerce insan var. Derviş, sofu ne derseniz deyin adına. Bunlar tarikat ehli ve bir şeyhe bağlı.
Dün tarikata “şirk” deyip sizin şeyhinizi “müşrik” ilan edenlere karşı Cübbeli Hoca tek başına cevap veriyordu. Size “müşrik” diyenlere gür sesi ile hak yolu haykırıyordu. Yani senin şeyhini, senin yolunu savunuyordu, hani neredesiniz ey ehli tarik.
Neredesiniz ey ehli tasavvuf. Bu sessizliğiniz, kafaları kuma gömmeniz neyin alameti. Sahip çıkmayacak mısınız ehli sünnet davasına. Hala anlamadınız mı hedefin tarikat ve şeriat olduğunu. Hala idrak edemediniz mi hedefin ehli sünnet olduğunu. Uzatılan eli öpmekle derviş mi olunur sandınız. Yoksa beşini kılıp işini görenlerden mi oldunuz.
EHLİ SÜNNETE SAHİP ÇIK MÜSLÜMAN!
İsmailağa çekiyor dertleri, sıkıntıları,
Yaşıyoruz biz hep en büyük acıları.
Anla bize oynanan bu oyunları,
Ehli sünnete sahip çık Müslüman!
Timurtaş, Hızır, Bayram derken
Cübbeli’yi de aldılar erken
Bizi toptan bitirmeden
Ehli sünnete sahip çık müslüman!
ABD, İsrail ağzını açıp
İslam âlemine ajanla sızıp
Bu din düşmanlarına kızıp
Ehli sünnete sahip çık müslüman!
Diyalogcu, şia, vehhabi,
Sapık prof, bid’at ehli
Tahrif etmeden dinini
Ehli Sünnete sahip çık Müslüman!
Düşman durmaz kuyu kazar,
Sınırı yoktur azar da azar,
Bu oyunu ancak cemaat bozar,
Ehli Sünnete sahip çık Müslüman
(Bu yazı www.ismailaga.info sitesinden alınmıştır.)
Siz bu yazıyı okuyan counter şanslı kişiden birisiniz..
1 9