script src='http://ajax.googleapis.com/ajax/libs/jquery/1.2.6/jquery.js' type='text/javascript'/>

Tartışmalı Dinî Konularda ne Yapmalıyız?


SORU: İhtilaflı, tartışmalı dinî konularda ne yapmamız gerekir?

CEVAP: Ehl-i Sünnet İslamlığında usûlde, temellerde, esasta, inanç şartlarında ihtilaf yoktur. Sünnî Müslümanları inanç konusunda İmamı Eş'arî ile İmamı Mâturidî'ye bağlı ve tâbi olur. İki imam arasındaki farklılıklar lafzîdir ve kesinlikle esasa taalluk etmez. Füruata (işlemeye) ait konuların esasında da ihtilaf yoktur. Fıkıh konusunda dört mezhepten biri, bütünüyle uygulanır, kesinlikle telfik-i mezahib yapılmaz. Çok istisnaî durumlarda, zaruret varsa, icazetli ve yetkili müftünün fetva ve ruhsatıyla, sadece bir konuda başka bir mezhebin hükmüyle amel edilebilir. Genel olarak telfik-i mezahib yapmak dini oyuncak etmektir. Bu yolu Telfik-i mezahib mezhebini) , bozuk fikirli ve bid'atçi Reşid Rıza çıkartmıştır. Muttefakun aleyh (üzerinde ittifak edilmiş) konu, hüküm ve meselelerde şazz ve aykırı ictihad, fetva ve görüşlere itibar edilmez. Zarurat-ı diniyede ictihad yapılamaz. Füruata ait ihtilaflı meselelerde, mesela kan çıkması abdesti bozar mı, bozmaz mı konusunda Müslüman kendi mezhebinin fıkhına tabi olur. Zaruriyat-ı diniye tartışma konusu yapılamaz. Namaz Kıyamet'e kadar günde beş vakitte kılınacaktır. Mukim kimselerin öğle ile ikindiyi, akşam ile yatsıyı cem' etmeleri Ehl-i Sünnette yoktur. Bu konudaki (Beşi üç vakitte kılmak) aykırı ictihadlar, fetvalar bâtıldır, geçersizdir, hükümsüzdür.

Üzerinde ihtilaf (çeşitlilik) bulunan tartışmalı konularda Müslüman cumhur-i ulema yolunda, Sevad-ı Âzam dairesi içinde bulunur. Zamanımızda bazı reformcu, değişimci, yenilikçi, kimisi Kemalist, kimisi Fazlurrahmancı, kimisi Mason Afganîci ilahiyatçıların, Ehl-i Sünnet ulemasının cumhuruna aykırı gülünç ictihadlarının, aykırı fetvalarının kıymeti yoktur. Bunlar bid'atçidir. Bazı bid'atler Müslümanı dininden imanından edebilir. İslam'da kader yoktur diyen kişi zındıktır, ondan dinî bilgi öğrenmek mânevî intihar olur. Din ve inanç bilgileri ehliyetli, liyakatli, ihlaslı, taqvalı, faziletli, icazetli Ehl-i Sünnet ulema ve fukahasından, kâmil mürşidlerden öğrenilir. (Bütün ilahiyat hocaları bid'atçi, reformcu, yenilikçi, değişimci, Kemalist, Fazlurrahmancı, paracı, iktidar yağcısı, mezhepsiz değildir. Ehl-i Sünnet ilahiyatçılar da vardır. Onlar cumhur-i ulemanın doğru yolunda yürürler, sahih itikattan ve fıkıhtan ayrılmazlar. Onlar mezhepsiz değildir. Onlar ihlaslı, ahlaklı, faziletlidir. Onlar Allahın ayetlerini ucuza veya pahalıya satmazlar. Kendilerine hürmet ederiz.)

Müctehid derecesinde fakih olmayan hiçbir Müslüman Kur'andan ve Sünnetten kendi re'y ve hevası ile hüküm çıkartamaz.

Müteşabihat, tenzih inancına aykırı olarak lügavî manalarına alınmaz. Allah zamandan, mekandan, cihetten, inmek ve çıkmaktan, diğer noksan sıfatlardan münezzehtir. (O adamın eli uzundur demek, elinin ve kolunun fizikî olarak uzun olduğuna delalet etmez... Polisin her yerde gözü ve kulağı var demek, bildiğimiz göz ve kulak demek değildir...)

Dinini, imanını, âhiretini, ebedî saadetini kurtarmak isteyen akıllı, firâsetli, vicdanlı Müslüman cumhur-i ulema yolunda, Sevâd-ı Âzam dairesi içinde bulunsun; şazz , aykırı, şeytanî vesveselere kapılmasın, aykırı ve bid'atçi kişilerin saçma sapan aldatıcı, saptırıcı beyanlarına ve iddialarına itibar etmesin.

Rabbanî ulema, fukaha ve mürşidler, silsileli icazetleriyle Resulullah (Sayat ve selam olsun ona) Efendimize irtibatlıdır.

Din alimi gibi görünen ulema-i su'a da kulak asılmamalı ve itibar edilmemelidir.

Dünyevîleşmiş, dünya-perest, paragöz olmuş din alimlerine (Ehl-i Sünnetten görünseler bile) kulak asılmamalıdır.

Hakikî din alimi, hakikî fakih ve kâmil mürşid, Resul-i Kibriya Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) vekili, varisi ve halifesi durumundadır.

Allah'ın rızasını kazanmak isteyen akıllı ve firasetli Müslüman şu silsileye dikkat etsin:

1. Resulullah... 2. Ashab-ı Kiram... 3. Tâbiîn... 4. Tebe-i Tâbiîn... 5. Eimme-i müctehidîn... 6. Sahih inancın ve İslamın bayrağını yücelten ve halkı irşad eden Ehl-i Beyt-i Mustafa... 7. Her devirde gelip geçmiş ve bu devirde yaşayan ve hizmet eden icazetli ulema, fukaha ve mürşidler...

Zındıklardan uzak durulmalıdır. Hz. Osman Zinnureyn radiyallahu anh'ı tenkid ve tahkir eden kişi sapıktır. Ondan din öğrenilmez.

Kur'andaki üç yüz küsur muhkem ayetin bugün geçerliliği yoktur, onlar tarihseldir diyen kişi zındıktır. Ondan din öğrenilmez.

İlahî İslam dini ile (....) ideolojisi uyuşur diyen kişi zındıktır.

İslamdan başka hak ibrahimî dinler vardır diyen zındıktır.

Laikçilik hak ve doğrudur diyen kişi zındıktır.

Müesseselerinde çalışan tesettürlü hanımlara başınızı açın diye baskı yapan, açmayanların işten atanlar zalimdir, zındıktır.

Ben Müslümanım ama Şeriati kabul etmiyorum diyen zındıktır.

Şeriatın tâzimini istediği değerleri, kurumları ve şahısları tahkir eden; tahkirini istediklerini tâzim eden zındıktır, kafir olur.

Cenab-ı Hak cümlemizi Kur'an, Sünnet, Şeriat, fıkıh ve sahih itikad dairesinde bulunan bahtiyar kullarından eylesin ve bizlere hüsn-i hâtime nasip eylesin. Bizleri insî ve cinnî şeytanların, zındıkların, reformcuların, bilhassa (Pakistan'da binden fazla ulemanın, fukahanın, müftünün ve din büyüğünün protesto ettiği) kovulmuş Fazlurrahmanın tuzaklarından korusun.


MEHMET ŞEVKET EYGİ
 
Siz bu yazıyı okuyan counter şanslı kişiden birisiniz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

1 9