script src='http://ajax.googleapis.com/ajax/libs/jquery/1.2.6/jquery.js' type='text/javascript'/>

Rasulullah (SAV)’i Sevmenin Alametleri


 
Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem)’i sevmenin alametleri Şu bilinmelidir ki kişi sevdiğinin yoluna tabi olur. Ona muhalefet etmekten kaçınır. Aksi durumda bu kimsenin sevgisi samimi olmayıp sadece bir iddiadan ibarettir. Öyleyse Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’in sevgisinde samimi olan kimse bu sevginin alametleri kendisinde bulunan kimsedir. Bu alametlerin ilki o Resule ittiba etmek, onun sünneti ile amel etmek, söz ve davranışlarını uygulamak, emirlerine uymak, yasaklarından sakınmak, zorluk ve kolaylıkta, genişlik ve darlıkta, onun edepleri ile edeplenmektir. Tüm bunların delili Allah Teâlâ’nın şu ayet-i kerimesidir: «Deki; Eğer siz Allah’ı seviyorsanız, bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin» (Ali İmran: 31)
(O’nu sevmenin alameti) O’nun hükümlerini tercih etmek; onları nefsinin hevasına ve şehvetinin isteklerinden üstün tutmaktır. Zira Allah Teâlâ şöyle buyurdu: «Onlardan (muhacirlerden) önce o yurda (Medine’ye) yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.» (Haşr: 9)
(Onu sevmenin bir alameti de) kullar hoşnut olmasalar da Allah-u Teâlâ'nın rızasını tercih etmektir.

Bana→ Ebu Ali el-Hafız→ Ebu’l-Huseyn es-Sayrafi→ Ebu’l-Fazl b. Hayrun→ Ebu Ya’la el-Bağdadi→ Ebu Ali es-Sinci→ Muhammed b. Mahbub→ Ebu İsa→ Müslim b. Hatim→ Muhammed b. Abdullah El-Ensari→ Babasından→ Ali b. Zeyd→ Said b. El-Müseyyeb→ Enes (radıyallahu anh)’in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) bana şöyle nasihat etti: “Oğulcuğum! Kalbinde hiçbir kimseye karşı kin ve nefret hisleri olmadan sabahlayabilirsen ve akşamlayabilirsen çıkabilirsen bunu yap. Sonra bana şöyle dedi: Oğulcuğum! Bu benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimi ihya ederse, elbette beni sevmiştir. Kim de beni severse Cennet’te benimle birliktedir.”1

1 Tirmizi/İlim/hadis no: 2678, Taberani/Sağir/ 2/32
İşte kim bu sıfatlar üzerine yaşarsa o kimse Allah ve Resulü’ne tam bir muhabbet besliyor demektir. Bu sıfatların bazılarına muhalefet eden kimse sevgisinde noksanlık olsa da yine de o kimseye Allah ve Resulü’nü sevmiyor diyemeyiz. Zira kendisine içki haddi uyguladığı sahabeye, bazı kimseler lanet kastı ile “Ne büyük bir şey yaptı” dediğinde, Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem) “Ona lanet etme. Zira o Allah ve Resulü’nü sevmektedir.”2 buyurmuştur.
Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’i çok hatırlamak O’nu sevmenin alametlerindendir. Zira kişi sevdiği şeyi çok hatırlar. O’na kavuşmayı çok arzulamak da onu sevmenin alametlerindendir. Zira her seven sevgilisine kavuşmayı ister.
Eş'ariler Medine’ye geldikleri esnada dillerinden şu nakarat dökülüyordu. “Yarın sevgililere kavuşacağız. Muhammed’e ve ashabına”
Bilal (radıyallahu anh)’in (ölüm esnasında Rasulullah’a kavuşacağından dolayı duyduğu sevinci ve dile getirdiği) sözleri geride geçmişti. Benzeri sözleri Ammar (radıyallahu anh)’da öldürülmesinden önce sarf etmişti.3 Yine bu konuda Halid b. Ma’den’in sözlerini zikretmiştik.

Onu çok zikretmek, sevgisinin alametlerinden olması ile birlikte, onu zikrederken ta’zim ve hürmet göstermek tevazu ve boyun büküklüğü hissetmek de onu sevmenin alametlerindendir.
İshak et-Tucîbi4 şöyle der: “Sahabeler, Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’in irtihalinden sonra O’nu ne zaman hatırlarsalar huşuya kapılırlar, tüyleri ürperir ve ağlarlardı. Birçok tabiînde; bir kısmı O’na olan sevgi ve özlemlerinden dolayı bir kısmı da O’na duydukları derin saygı ve hürmetten dolayı bu durumu yaşarlardı.

O’nu sevmenin alametlerinden birisi de, Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’in sevdiği kimseleri sevmek, O’nunla nesep sebebi ile bağlantısı olan ehli beytini ve arkadaşlıkları sebebi ile muhacir ve ensarı sevmektir. Onlara düşman olanlara düşman olmak, onlara buğz edenlere ve

''2 Buhari/hadis no: 6780 3 Ammar b. Yasir 36 yılında “Sıffın” savaşında Ali r.anh’ın saflarında iken öldürülmüştür. 4 Kurtuba’da Maliki mezhebinin imamıydı. Salih, fakih, vera ehli, önder bir zat idi. (vef: 352) Siyer A’lam terceme no: 16/79''
sövenlere buğz etmektir. Zira kim bir kimseyi severse onun sevdiklerini de sever.”
Allah Resulü (S.A.V), Hasan ve Hüseyin (radıyallahu anhuma) hakkında “Allah’ım ben onları seviyorum, sen de onları sev!” buyurmuştur.5
Bir rivayette, Hasan (radıyallahu anh) hakkında, “Allah’ım ben onu seviyorum sen de onu seveni sev” buyurmuştur.6
Diğer bir rivayette şöyle buyurdu: “Kim onları severse, elbette beni sevmiştir. Kim de beni severse, elbette Allah’ı sevmiştir. Kim onlara buğz ederse, elbette bana buğz etmiştir. Kim de bana buğz ederse elbette Allah’a buğz etmiştir. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Ashabım hakkında Allah’tan korkun. Benden sonra onları (sözlerinizle) hedef haline getirmeyin. Benim onları sevmemden dolayı (veya onların bana olan sevgilerinden dolayı) kim onları severse ben de onları (şefaat etmekle) severim. Kim de onlara buğz ederse bende o kimseye buğzumla buğz ederim. Onlara eziyet eden bana eziyet etmiş olur. Bana eziyet eden elbette Allah’a eziyet etmiş olur. Allah Teâlâ’ya eziyet eden kimseninde elbette azaba düşmesi pek yakındır.”7
Fatıma (radıyallahu anha) hakkında, “O benden bir parçadır. Onu kızdıran şey elbette beni kızdırır.”8 buyurmuştur.
Aişe (radıyallahu anha)’ye, Üsame b. Zeyd hakkında “O’nu sev! Zira ben onu seviyorum” demiştir.9
Yine şöyle buyurdu: “İmanın alameti ensarı sevmektir. Nifakın alameti de onlara buğz etmektir.”10
İbni Ömer’in (r.anh) naklettiği bir hadiste şöyle buyurdu: “Beni sevdiğinden dolayı arapları seven kimseyi ben de severim. Beni sevmediğinden dolayı Arapları sevmeyen kimseleri ben de sevmem.”11
5 Tirmizi/Menakıb/hadis no: 3782 6 Buhari/hadis no: 2122 Müslim/hadis no: 2421 7 Tirmizi/Menakıb/ hadis no: 3862, Müsned-i Ahmed 4/87 8 Buhari/Menakıb/hadis no: 3714 9 Tirmizi/Menakıb/hadis no: 3818 10 Buhari/İman/hadis no: 17 Müslim/İman/hadis no: 74 11 Beyhaki/Şuab el-İman/Menahil: 973
İşin gerçeği kim bir kimseyi severse onun sevdiği her şeyi sever. Nitekim Selef-i Salihin’in yaşantısı bunun örneğidir. Hatta onlar mübahlarda ve nefsin arzularında (dahi Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’i takip etmişlerdir.) Enes (radıyallahu anh), Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’i yemek tabağının içinde, kabakları yemeği tercih ettiğini görünce, “O günden beri kabağı sevmişimdir” der.12
İşte Hasan b. Ali, Abdullah b. Abbas ve İbn Cafer (radıyallahu anhum) (Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’in hizmetçisi) Selma’nın (radıyallahu anha) yanına geldiler ve ondan Rasulullah’ın sevdiği bir yemeği yapmalarını istediler.13
İbni Ömer (radıyallahu anh) “Sibtiyye” denilen sandalet giyer, sakalını kınalardı ve Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’in böyle yaptığını gördüğünü söylerdi.14
Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’i sevmenin alametlerinden birisi de, Allah ve Resulü’ne buğzedene buğzetmek, Onlara düşmanlık yapana düşman olmak, O’nun sünnetine muhalefet edene ve dinde bid’at işleyene, karşı cephe almak ve Allah’ın dinine muhalif olan her şeyin kendisine ağır gelmesidir. Zira ayet-i kerimede şöyle buyrulur: «Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy-sopları olsalar bile, Allah’a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin.» (Mücadele: 22)
İşte Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’in sahabeleri, Allah (c.c) ’ın rızası doğrultusunda dostlarını, babalarını ve oğullarını öldürmüşler, onlarla savaşmışlardı.15
(Münafıkların başı) Abdullah b. Übeyy’in oğlu Abdullah (r.anh), Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’e babasını kastederek “İstersen onun kellesini elbette sana getirebilirim” demiştir.16
12 Müslim/Eşribe/hadis no: 2041 13 Tirmizi/Şemail/s.155 14 Buhari/Libas/5851 Müslim/Hacc/1187 15 Ebu Ubeyde b. Cerrah, Bedir’de babasını, Ömer (r.anh) dayısı Âs’ı Musab b. Umeyr kardeşini Allah yolunda öldürmüştür. 16 Bezzar/Keşf el-Estar/hadis no: 2708
O’nu sevmenin alametlerinden birisi de, Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’in getirdiği, hidayeti ile yol gösterdiği, ahlakı ile ahlaklandığı Kur’an-ı Kerim’i sevmektir.
Zira Aişe (radıyallahu anha) “O’nun ahlakı Kur’an’dı”17 buyurmuştu. Kişinin Kur’an-ı sevmesi; onu tilavet etmesi, onunla amel etmesi ve onu anlamaya çalışmasıdır.
O’nu seven kimse, onun sünnetlerini de sever ve haddini aşmaz.
Sehl b. Abdullah (r.anh) şöyle der: “Allah Teâlâ’yı sevmenin alameti Kur’an-ı Kerimi sevmektir. Kur’an-ı Kerim’i sevmenin alameti Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’i sevmektir. Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’i sevmenin alameti sünneti sevmektir. Sünneti sevmenin alameti ahireti sevmektir. Ahireti sevmenin alameti dünyaya buğz etmektir. Dünyaya buğz etmenin alameti ondan sadece azığını ve kendisini ahirete kavuşturacak kadar kazanmak ve yanında tutmaktır.
İbn Mesud şöyle der: Kişinin kendi nefsinin durumunu bildiren ölçü ancak Kur’an olabilir. Şayet o kimse Kur’an-ı seviyorsa Allah ve Resulü’nü de seviyordur.”18
Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’i sevmenin alametlerinden birisi de, o kimsenin ümmet-i Muhammed’e karşı şefkatli olması, onlara nasihat etmesi, onların maslahatı için çalışması, Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem)’in mü’minlere karşı şefkatli ve merhametli olduğu gibi o kimsenin de onlardan zararı bertaraf etmesi için çalışmasıdır.
O’nu sevmenin en büyük alametlerinden birisi de, o sevgiyi iddia eden kimsenin dünyadan zahid olması, fakirliği tercih etmesi ve fakirlikle vasıflanmasıdır. Nitekim Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem) bir hadisinde Ebu Said el-Hudri (r.anh) ’e şöyle demiştir: “Fakirlik sizin içinizden beni seveninize karşı, dağın ya da vadinin tepesinden aşağı akan selden daha hızlı gelir.”19
17 Müslim/ hadis no: 746 18 Beyhaki/Âdab/S.522 19 Müsned-i Ahmed/ 3/42
Abdullah b. Muğaffel (r.anh)20 hadisinde, bir adam, Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’e “Ya Rasulallah ben seni gerçekten seviyorum” dedi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) “Söylediklerine dikkat et!” buyurdu. Adam “Vallahi ben seni seviyorum” dedi ve bu sözünü üç kez tekrarladı. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem) “Eğer gerçekten beni seviyorsan fakirliğe sabretmek için kendine korunak hazırla” buyurdu.21
Abdullah b. Muğaffel (r.anh) bu rivayetten sonra, Ebu Said’in (r.anh)rivayet ettiği hadisin manasını rivayet eder. Şifa-i Şerif- Kadı İyaz r.aley Halil İbrahim Sunar
20 Abdullah b. Mugaffel, sahabedendir. Ağaç altında biat edenlerdendir. Hasan Basri ve başkaları ondan rivayet etmişlerdir. Altmış yılında Basra’da vefat etmiştir. Hasan Basri “Basra’ya ondan daha değerlisi gelmemiştir.” Dedi.
21 Tirmizi/Zühd/hadis no: 2350

Alinti:
http://www.ismailaga.org.tr/index.php/ismailaga-camii-ilmi-makaleler/385-rasulullah-sallallahu-aleyhi-vesellem-i-sevmenin-alametleri.html
 
Siz bu yazıyı okuyan counter şanslı kişiden birisiniz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

1 9