script src='http://ajax.googleapis.com/ajax/libs/jquery/1.2.6/jquery.js' type='text/javascript'/>

NAFAKA BABI



NAFAKA BABI
KİMLERİN KİMLERE NAFAKA VERMESİ VACİBTİR
A - KOCANIN KARISINA NAFAKA VERMESİ
C -BABALARIN ÇOCUKLARINA NAFAKA VERMESİ
KİMLERİN KİMLERE NAFAKA VERMESİ VACİBTİR
a - Kocanın karısına nafaka vermesi.
b - Kocası karışını isterse rec'i, isterse bain talak ile boşamış olsun, iddet süresince kadınına nafakasını vermesi.
c - Babaların çocuklarına nafaka vermesi.
d - Çocukların baba ve annelerine nafaka vermesi.
A - KOCANIN KARISINA NAFAKA VERMESİ:
1 - Kadın ister müslüman olsun, ister olmasın eğer kocasının yanına gidip kendisini ona teslim ederse, yiyecek, giyecek ve mesken gibi ihtiyaçları kocasına ait olur.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Anaların yiyecek ve giyecekleri uygun bir şekilde,çocuk kendisinin olan babaya aittir."
(Bakara: 233)
Cafer (r.a)'den: Veda Haccı Hutbesinde Rasulullah (s.a.s): "Kadınlarınızın da normal bir şekilde yiyecek ve giyecekleri size aittir" buyurdu.
(Müslim, Ebu Davud, İbni Mace)
2- Kadına verilmesi vacib olan nafaka miktarında hem kocanın, hem kadının haline bakılır. Yâni; karı ile kocanın ikisi de zengin oldukları zaman, kadına zengin kadınların; fakır oldukları zaman fakir kadınlar, ikisin den biri zengin, biri fakır olduğu zaman da orta halli kadınların nafakası lâzım gelir.
Hz. Aişe (r.a)'dan; Hınd b. Utbe'nin şöyle dediği rivayet ediİdi :
"Yâ Rasulallah! Ebu Süfyan cimri 'bir adamdır. Bana ve çocuğuma yetecek kadar vermiyor. Ancak haberi olmadan kendisinden aldığım müstesna." Rasulullah "Sana ve çocuğuna yetecek kadar alabilirsin" buyurdular.
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesei)
Rasulullah (s.a.s) bu hadiste kadının kendı haline göre kocasının malından almasını buyurmuştur.
3- Eğer kadın, kocasına: "Sen benim mehrimi vermedikçe sana teslim olmam" derse, nafakası yine vacibtir. Çünkü kadın, isteğinde haklı olduğu için, kendisini teslim etmemiş sayılmaz. Fakat, kadın, kocasının evini terkedıp başka yerlere giderse, kocasının evine bir daha gen dönünceye kadar nafakası lâzım gelmez. Çünkü bu durumda kadının kendisi kusurludur. Fakat eğer kocasının evini terk etmeden, kendisini teslim etmekten imtina ederse ona nafaka vacibtir. Çünkü bu durumda kendisini teslim etmekten imtina etmiş sayılmaz. Zira, kocası zorla da olsa onunla cinsel ilişkide bulunabilir.
4- Eğer kadın çocuk olduğu için onunla cinsel ilişkide bulunulamıyorsa, ona nafaka düşmez.
5- Eğer, kadın büyük olduğu halde kocası çocuk olduğu için onunla cinsel ilişkide bulunamıyorsa, kadına çocuğun malından nafaka düşer. Çünkü, bu durumda, kadın kendisini ona teslim ettiği halde onda mevcut olan bir vasıftan dolayı kendisi cinsel ilişkide bulunamamaktadır. Bu itibarla bu da, tenasül organı olan veya erkeklik gücüne sahip olamayan kimse hükmündedir.
6- Eğer kadının kocası zengin ise, kadından başka, kadının hizmetçisine de nafaka biçilir. Çünkü, koca karısının bütün ihtiyaçlarını görmek zorundadır. Hizmetçi de bir ihtiyaçtır.
7- Eğer kişi, karısının nafakasını veremeyecek durumda ise, hakim onları birbirinden ayıramaz. Ancak kadına: "Kocan adına borçlan" denir.
8- Eğer bir kimse, hakim, karısına nafaka biçtikten ve aradan bir kaç ay geçtikten sonra ölürse, geçen sürenin nafakası sakıt olur. Kadının da ölmesi halinde yine hüküm böyledir. Zira, nafaka bir bağıştır. Bağışlar ise ölüm ile bozulurlar.
9- Kişi, karısını, aile fertlerinden hiçbirinin oturmadığı müstakil bir evde oturtmak zorundadır. Ancak, kadın razı olursa, o zaman kadının yanında başkaları da kalabilirler. Zira, mesken de nafaka gibi tabii bir ihtiyaçtır ve Cenab-ı Allah'da onu nafaka ile birlikte vacip kıldığı için kadının bir hakkıdır. Kadının hakkı olunca da başkalarını kendisine ortak kılmayabilir. Çünkü başkalarının yanında kalmasından kadın bir çok yönden huzursuz olur. Meğerki kendisi buna razı olsun. Aynı sebebe binain, kişi bir başka kadından olan çocuğunu karısının yanına zorla bırakamaz. Eğer kişi karısını, evinin müstakil ve anahtarı ayrı bir odasına yerleştirirse gaye hasıl olduğu için yine yeterlidir.
10- Kişi, karısını, eğer ana-babasının yanına haftada bir defa gidiyorsa ve ana-babası da onun yanına haftada bir defa geliyorlarsa men edemez. Ana-baba dışında kalan diğer yakınlara da yılda ancak bir kez müsade edilir.
11- Eğer bir kadın kayıp olan kocası aleyhinde nafaka davası açarken kocasının bir başkası elinde bir malı bulunur ve o başkası da elindeki malın kaybolan adamın malı olduğunu itiraf ederse veya itiraf etmediği halde hakim o malın o adama aid olduğunu biliyorsa, hakim, kadına ve adamın ana-babasıyla, çocuklarına o maldan nafaka biçer. Bu da eğer, adamın elinde bulunan mal, para, yiyecek veya kadına yarayan cinsten giyecek olursa öyledir. Eğer adamın elinde bulunan mal, başka şeyler ise, hakim o şeylerden nafaka biçmez. Çünkü o zaman o şeylerin satılıp parasından nafaka çıkarılması gerekir. Kayıp olan kimsenin malı ise satılamaz.
B - Kocanın, Karısına İster Rec'i İster Bain Talakla Boşamış Olsun İddet Süresince Nafaka Vermesi:
1 - Kişi, karısını boşadığı zaman boşanma ister rec'i ister bain olsun kadın iddette olduğu sürece ona hem nafaka hem de yer verir.
Rec'i talak ile boşanan kadına nafaka düşmesinin sebebi; bu kadının kocasından tamamen boşanmamış olmasıdır. Zira, kocası onunla cinsel ilişkide bulunabilir. Bain talak ile boşanan kadına gelince onun hakkındaki görüşün delili de şöyledir:
Ebu İshak (r.a)'den;
Büyük mescidde Yezid'in oğlu Esved ile birlikte oturuyordum. Şâabi'de bizimle beraber idi. Şâabi, Fatıma binti Kays'ın "hadisini anlattı. Yâni; Rasulullah (s.a.s)'in kendisine ne yer ve ne de nafaka ile hükmetmediğini hikâye etti. Bunun üzerine Esved, avucuna bir avuç kum alıp Şâabi'ye attı ve dedi ki:
"Yazıklar olsun sana, böyle şeyi anlatıyorsun."
Ömer b. el-Hattab (r.a) demiştir ki:
"Hatırında tuttuğunu veya unuttuğunu bilmediğimiz bir kadının sözü ile Allah'ın kitabını ve Rasululiah'm sünnetini bırakmayınız. Ona yer de vardır nafaka da. Zira Allah şöyle buyurmuştur:
"Boşadığınız kadınları apaçık bir hayasızlık yapmadıkça evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar."
(Talak: 1) (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
2- Kocası ölen kadına ise nafaka yoktur. Çünkü bu kadının, iddeti süresince bağlı kalması, kocasının hakkı için değil, şeriatın hakkıdır.
3- Dinden çıkmak veya üvey oğluyla cinsel temasta bulunmak gibi bir günah işlediği için kocasından ayrılan kadına nafaka yoktur. Zira bu kadın, meşru olma yan bir yolla kocasından ayrılmasına sebep olduğu için, kocasını dinlemeyen, isyankâr kadının hükmüne girmiştir.
C -BABALARIN ÇOCUKLARINA NAFAKA VERMESİ:
1 - Küçük çocukların nafakası yalnız babaya aittir.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Anaların ve çocukların yiyecek ve giyeceğini uygun bir şekilde sağlamak çocuk kendisinin olan babaya borçtur."
(Bakara: 233)
Aişe (r.a)'dan; Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Yediğiniz en temiz lokma, kendi kazancınızdan olan lokmadır ve çocuklarınız da sizin kendi kazancınız dandır.
(Tirmizi, Ebu Davud, Nesei)
Tirmizi bu hadis için Hasen dedi.
2- Süt emen çocuğunu emzirmek anneye vacib değildir. Zira çocuğun nafakasında hiç kimse babaya ortak değildir. Emzirmenin ücreti de nafaka hükmündedir. Hem de çocuğun annesi bir mazeretten dolayı çocuğu emzirmeye gücü yetmeyebilir. Bunun için onu zorlamaya hakkımız yoktur. Fakat çocuğu emzirecek başka kadın bulunamazsa çocuğa zarar gelmemesi için annesi onu emzirmek zorundadır.
3- Babanın, çocuğunu emzirtmek için çocuğun annesini ücretle tutması -çocuğun annesi eğer nikâhı altında ise veya boşanmış bile olsa eğer iddeti henüz bitmemiş ise caiz değildir. Çünkü çocuğunu emzirmek annenin hakkıdır.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Anneler, çocuklarını tam iki yıl emzirirler. Bu hüküm, emzirmenin tamamını isteyen içindir."
(Bakara: 233)
Ancak bir mazeretten dolayı anne çocuğunu emziremiyorsa o zaman mazur sayılır. Fakat ücretle emzireceğini kabul edince mazur olmadığı anlaşılır. Dolayısıyla ücret almak ona caiz olmaz. Eğer iddeti bittikten sonra babası onu tutarsa caizdir. Çünkü iddetin bitmesiyle nikâh tamamen ortadan kalktığı için kadın yabancı bir kadın hükmündedir.
Eğer baba; "Ben annesini tutmam" der ve bir başka kadını tuttuktan sonra çocuğun annesi ya tutulan kadının ücretiyle ya da ücretsiz olarak çocuğu emzirmeye razı olursa çocuk onun hakkıdır. Zira anne daha şefkatli olduğu için çocuğu annesine vermede çocuk için maslahat vardır. Fakat anne, daha fazla bir ücret isterse, baba onu tutmaya zorlanamaz. Çünkü babayı onu tutmaya zorlamada babanın maddi zararı vardır.
Oysa Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Ne bir anne, çocuğu yüzünden ve ne de bir baba çocuğu yüzünden zarara sokulmasın."
(Bakara: 233)
Malı bulunan çocuk ister büyük ister küçük olun nafakası kendi malından verilir.
Çocukların, Anne Ve Babalarına Nafaka Vermesi:
1- Kişi, ana-babasına ve dedeleriyle ninelerine eğer fakir iseler dinleri ayrı da olsa, nafaka vermek zorundadır.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Biz insana ana babasına karşı iyi davranmasını emrettik. Annesi onu kat kat meşakkat içinde karnında taşımıştır. Çocuğun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. Biz insana: "Bana ve anne babana şükret" dedik. Kıyamet günü dönüş ancak Banadır. Eğer anne ve baban bilmediğin şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, onlara itaat etme. Dünya işlerinde onlara gayet iyi davran."
(Lokman: 14-15)
Dede ve ninelerin nafakalarının vacib olması, onların da anne ve babalardan sayıldıkları içindir. Bu se-bebledir ki, baba bulunmadığı zaman dede onun yerine geçer.
Anne, baba, nine ve dedeler İslama savaş açmış veya islâma savaş açanların safında iseler, bunlara nafaka vermek caiz değildir.
2- Hristiyan olan kimseye müslüman olan kardeşinin nafakası vacib değildir. Müslüman olan kimseye de hristiyan olan kardeşinin nafakası vacib değildir. Çünkü nafaka nas'sen miras ile ilgilidir. Dinleri ayrı olan kimseler ise birbirlerine varis olamazlar.
3- Nafaka erkek ve kadınlara eşit bir şekilde verilir. Zira, nafakanın vücubuna sebeb olan vasıta erkekle kadınların ikisinde de mevcuttur.
4- Kişiye mahremi olan her akrabasının eğer erkek ise, çocuk ve büyük, fakir veya sakat ya da kör olduğu zaman ve eğer kadın ise, fakir olduğu zaman nafakası vacbitir. Çünkü yakın akrabalığın hakkını gözetmek vacib ise de uzak akrabalığınkini gözetmek vacib değildir. Kişinin yakın akrabası da mahremi olan akrabasıdır.
Allah (c.c):
"Anaların ve .çocukların yiyecek ve giyeceğini uygun bir şekilde sağlamak, çocuk kendisinin olan babaya aittir" buyurduktan sonra: "Mirasçıya da aynı şeyi yapmak borçtur' buyurmuştur.
(Bakara: 233)
5 - Nafaka da kişiye, nafakası kendisine vacib olan kimseden aldığı miktarına göre vacib olur. Zira hem yukarıda metni geçen nasstaki "Mirasçıya" deyimi buna işarettir. Hem de kâr ile zarar kardeş olup, bir kimsenin bir şeyden kârı ne ise, o şeyden zararı da ona göredir.

 
Siz bu yazıyı okuyan counter şanslı kişiden birisiniz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

1 9