BİLİNMESİ GEREKEN ’4′ ŞEY




İnsanoğlu şu 4 şeyden hesaba çekilmeden asla yerinden ayrılmaz:
1- Ömrünü nerede nasıl tükettiğinden
2- İlimi ile nasıl amel ettiğinden
3- Malını nasıl kazanıp, nerede harcadığından
4- Gençliğini nerede harcadığından (Riyazüssalihin c1-s.441)

Asr Suresinde belirtilen Kurtuluşa eren 4 kişi
1- İman edenler
2- Salih amel işleyenler
3- Birbirine hakkı tavsiye edenler
4- Birbirine sabrı tavsiye edenler

Feyzul Kadir’de geçtiğine göre Sahabe-i Kiram şu 4 şeyden kaçınırlardı
1- İmamlıktan
2- Vasilikten
3- Emanetçilikten
4- Fetva vermekten

Cahilliğin alameti 4 tür
1- Ahmağa fikir danışmak
2- Cahile para vermek
3- Liyakatli dost öğüdünü dinlememek
4- Dünyadan ibret almamak (Feridüddin Attar)

Nisa suresi 69 da Allah’ın nimet verdiği belirtilen 4 sınıf insan
1- Peygamberler
2- Sıdıklar
3- Şehitler
4- Salihler

Kur’an-ı Kerimde cehennemliklerin 4 vasfı
-Sizi cehenneme sokan şeyler nelerdir? Cehennemlikler şöyle cevap verirler.
1- Biz namaz kılanlardan değildik
2- Yoksulu yedirip giydirmezdik
3- Bizde batıla dalanlarla beraber dalardık
4- Ceza ve hesap gününü (ahireti) yalan sayardık (Müddessir 42-42, Zümer 56, Kaf 24-25-26)

Ulema buyurdu ki, kalbin hasta olmasının alameti 4 tür
1- İbadetten lezzet almaz
2- Allah’tan korkmaz
3- Eşyaya mahlûkat gözü ile bakmaz
4- Dinlediği ilim ve nasihatten tesirlenmez

Bedri Dilşad şu 4 vasfı olan ile dostluğu tavsiye etmiştir
1- Akıllı olması
2- Güzel ahlaklı olması
3- Selamet ve insaflı olması
4- Islaha rağbet etmesi

Peygamberimiz buyurdular ki, kadın 4 şey için nikâhlanır
1- Malı
2- Güzelliği
3- Şerefi
4- Dindarlığı
Siz din güzelliğini seçin.(Buhari)

Bedbahtlığın alameti 4 tür
1- Gözün yaş dökmemesi
2- Kalp katılığı
3- Alçak gönüllü olma
4- Ebedi yaşam hırsı (Münavi Feyzül Kadir)

İlim öğrenmek için 4 hususa riayet şarttır
1- Sükût edip dinlemek
2- Ezber yapmak
3- Bildiğini tatbik etmek
4- Sonra başkalarına öğretmek (Yahya bin Muaz)

Ticaretçide şu 4 özellik bulunursa Allah onun kazancını halal ve bereketli kılar
1- Malı alırken kötülemezse
2- Malı satarken övmezse
3- Müşteriden malın kusurunu gizlemezse
4- Alışverişte yemin etmezse (Münziri a.g.e 2/586)

Peygamberimiz buyurdular ki, Allah şu 4 kişiye buğz eder, onları sevmez
1- Çok yemin eden satıcıya
2- Kibirli olan fakire
3- Zina eden ihtiyara
4- Zulüm eden idareciye

Bir hadisi şerifte, Allah kıyamet günü şu 4 insanı, şu 4 sınıfa delil gösterecektir
1- Hazreti Süleyman’ı zenginlere (Malı Allaha ibadete engel olmadı)
2- Hazreti Yusuf’u kölelere (Köle olması kulluğuna mani olamadı)
3- Hazreti İsa’yı fakirlere (Fakirdi ama Rabbine ibadetten geri durmadı)
4- Hazreti Eyyub’u bela ve sabır sahiplerine. (Belalar onu Rabbine daha çok yaklaştırdı)

Şah-ı Nakşibendî Hazretleri namazda huşu için 4 şey tavsiye ediyor
1- Helal lokma yemek
2- Abdest sırasında gafletten uzak olmak
3- İlk tekbiri alırken kendini huzurda bilmek
4- Namaz dışında da hakkı asla unutmamak

Peygamberimizin amcası Abbas (Radıyallahu anh) 4 tavsiyede bulunuyor
1- Devlet adamlarına asla sırrını açma
2- Onlara asla yalan söyleme
3- Onlara nasihat ederken yumuşak olma
4- Yanlarında kimsenin gıybetini yapma

Ebul Hasan El Hirevi buyurdu ki, hikmet şu 4 şeyden fışkırır
1-Günaha karşı pişmanlık
2- Ölüme hazırlanmak
3- Midenin tamamen doldurulmaması
4- Dünyaya kapılmayan zahitlerle sohbet

www.ismailaga.info

Kur’an-ı tefsir edebilmek için gereken 15 İlim dalı


kendi yorumları ile mana verdiğini görüyoruz. Bu çok yanlış bir harekettir. Kur’an ayetlerinden mana çıkartmak yani tefsir ilmi herkesin yapacağı bir iş değildir. Tefsir âlimleri, bir insanın Kur’an’ı tefsir edebilmesi için o kişinin 15 ilim dalında ihtisas yapması gerektiğini vurgulamışlardır. İşte o 15 ilim dalı:

1- Lügat İlmi: Kur’an-ı Kerimdeki her kelimenin asıl manasını bilmeye yarayan ilimdir. Mücahid (Rahmetullahi Aleyh) diyor ki: “Allah’a ve kıyamet gününe iman eden kimsenin Arapça kelimelerin bütün manalarını iyice bilmeden Kur’an-ı Kerim hakkında ağzını açması caiz değildir.” Sadece bir kelimenin bir kaç manasını bilmek de yeterli değildir. Çünkü bir kelime birkaç manayı içine aldığı halde kişi bunlardan bir ikisini bilir. Halbuki orada gerçekten başka mana kastedilmiş olur. (Taha suresinde geçen “Allah arşı istiva etti” ayetinde istiva kelimesinin diğer ayetlerle çatışan “oturdu” manasını almak da böyle bir hatadır. Bu lügat ilmini iyi bilmemekten kaynaklanmaktadır.

2-Nahv (gramer ilmi): İrabın, yani harekelerin değişmesi ve başka şekle girmesiyle mana tamamen değişir. İrabı bilmek ise nahv ilmine bağlıdır.

3- Sarf İlmi: Bu ilmi bilmek gerekir. Çünkü kelimenin şekil ve binalarının değişmesi ile manaları tamamen değişir. İbni Faris (Rahmetullahi Aleyh) diyor ki: “Sarf ilmini kaybeden çok şeyi kaybetmiştir.”

4- İştikak (kelime türetme) İlmi: Bir kelime iki ayrı kökten meydana gelmiş ise onların manası da değişik olur. “Mesih” kelimesinin dokunmak manasına gelen “mesh” ve ölçek manasına gelen “mesahet” kökünden geldiği gibi.

5- Mania İlmi: Bu ilimle sözün manaya göre dizilişi bilinir.

6- Beyan İlmi: Bu ilimle sözün açık ve kapalı manaları, benzetme ve kinayeleri bilinir.

7- Bedi İlmi: Bu ilimle sözün ifade etme bakımından güzellikleri bilinir. Bu üç ilme “İlmi belagat” denir ki, Kur’an tefsir edenin bilmesi gereken önemli ilim dallarındandır. Zira Kur’an-ı Kerim başlı başına bir mucizedir. Belağatı ile onun benzeri getirmekten herkesi aciz bırakan hali bilinir.

8- Kıraat İlmi: Çeşitli okuyuşlar yüzünden farklı manalar anlaşılır. Böylece bir mananın diğeri üzerine tercihi bilinmiş olur.

9- Akaid İlmi: Kuran’ı Kerim’de bazı ayetler vardır ki, onların zahiri manalarını Allah’u Zülcelal için kullanmak doğru değildir. Bu bakımdan onlarda bir tevile ihtiyaç doğar. Mesela Fetih Suresi 10. Ayette geçen “Allah’ın eli” ifadesi gibi.

10- Usul-ü Fıkıh İlmi: Bununla bir delile dayanarak ve kaynağına inerek hüküm çıkarma yolları bilinir.

11- Sebe-i Nuzül: Ayetlerin iniş sebebini de iyi bilmek gerekir. İniş sebebini bilmekle mana daha açığa çıkar. Bazen mananın kendisini anlamak bile iniş sebebine bağlı olur.

12- Nasih ve Mensuh İlmi: kur’an’da lafzı ve manası sonradan başka bir ayet ile kaldırılan ayetler bulunmaktadır. Bu ilim bilinmezse o ayetleri anlamak imkansızdır.

13- Fıkıh İlmi: Bir şeyin teferruatı tam olarak kavranırsa onun bütünü tanınmış olur.

14- Hadis İlmi: Kur’an-ı Kerimde tafsilatı zikredilmeyen ayetleri tefsir eden hadisleri de bilmek gerekir.

15- Vehbi İlim: Bunların hepsinden sonra “Vehbi İlim” gerekir ki, Cenab-ı hakk’ın özel ihsanıdır. Onun hususi kullarına lutfeder.

Halk hazreti Ali (Radıyallahu Anh)’a “Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sana bazı özel ilimler öğretti mi veya başkalarına söylemediği, sana ait özel vasiyeti var mı?” diye sorduklarında bu konuyu işaret ederek şöyle buyurdu: “Cenneti yaratan ve Vücuda can veren (Allah)a yemin olsun ki, bu (bende olan şey) Allah’u Teâlâ’nın kendi kelamını anlamak bir kimseye lütfettiği anlayıştan başka bir şey değildir.”

İbni Ebiddünya (Rahmetullahi aleyh) diyor ki: “Kur’an ilimleri ve ondan hasıl olanlar sahili olmayan deniz gibidir.”

Yukarıda anlatılan bu ilimler Kur’anı tefsir edecek biri için vasıta yerindedirler. Eğer bir kişi bu ilimleri bilmeden Kur’an’ı tefsir ederse, o kendi görüşüne göre tefsir yapmış olur k, bu yasaktır ve bunu yapanlar için tehdit hadisleri vardır.

Kimya-i Saadet’te şöyle yazılmıştır: “Kuran’ı Kerim’in tefsiri üç kişinin kalbine açılmaz.
1- Arapça ilimlerini bilmeyene
2- Büyük günah işlemekte ısrar eden veya bid’at işleyene ki, onun işlediği günah ve bid’at yüzünden kalbi kararır. Bu yüzden Kur’anı anlamaktan aciz kalır.
3- İtikadi meselelerde zahiri manaya inanmış olup Kur’an-ı Kerimin herhangi bir cümlesi inancına ters düşünce bundan hoşlanmayan kişiye de Kur’an’ı anlamak nasip olmaz.


Allah bu üç kısımdan bizleri muhafaza eylesin.

Kur’an-ı Kerime mana vermeye kalkışan adama sorarlar: “Sen bunlardan hangisini biliyorsun” diye. Cevap veremez, tutulur. Çünkü ihtisas alanı başkadır. O fitneciliğin, bidatçiliğin tezini yapmıştır.

Kimisi de kız tavlama taktikleri alanında uzmandır ama bir bakarsınız Türkçe okuduğu mealden yola çıkarak ayeti tefsir etmeye kalkar.

Dolayısıyla hiç alakası olmadığı, bu ilimlerin onda birini bile bilmediği halde Kur’an’ı tefsir etmeye kalkışan insanların sapıtması normaldir. Çünkü tutunacağı dal, dayanacağı birşey yoktur.

BÜYÜK TEHLİKE

Bilerek saptıran ve ayetleri tahrif edenlerden başka cahil olup iki ayet bile okuyamayan insanlar da vardır. Cehalet mazeret kabul edilmeyeceğinden bu konudaki tehditleride sıralayalım:

Bir Hadis-i Şerifte buyruluyor ki:

“Kim, Kur’an’ın hükümleri ve anlamı hakkında bilgisiz olarak konuşursa, Cehennemdeki yerine hazırlansın.” (Tirmizi, Tefsir-i Kur’an 1)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Kur’an-ı kerimin tefsiri, Resulullahtan işitildiği gibi yapılabilir. “Kur’an-ı kerimi, kendi görüşüne, anlayışına göre tefsir eden kâfir olur” hadis-i şerifi, bunu bildirmektedir. (1/234)


“Kur’an-ı kerimi, kendi görüşüyle açıklayan, doğru olsa dahi, mutlaka hata etmiştir (Nesai)

Allah’u Teala böyle insanlara akıl fikir ihsan eylesin, şerlerinden Ümmeti Muhammed’i muhafaza eylesin.

www.ismailaga.info