FIKIH etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
FIKIH etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Fikih Babi - KAYNAKLAR



KAYNAKLAR
1- El-Mebsut - Şemseddin es-Serahsi
2- El-Hidaye - Aliy İbn Ebibekir El-Merginâni
3- Haşiyet-i İbni ağabeydin- İbni Abidin
4- Kitab ıl-Fıkh alel-Mezahib il-Erbaa Abdurrahman el-Ceziri
5- Sahih-i Buhari
6- Sahih-i Müslim
7- Sünen-i Ebu Davud
8- Sünen-i Nesei
9- Sünen-i Tirmizi
10- Sünen-i İbni Mace
11- Müsned- İmam Ahmed İbn Hanbel
12- Muvatta- İmam Malik İbn Enes
13- Mecmeğ iz-Zevaid ve Menbeğ el-Fevaid- ibn Hacer el-Heysemi
14- Kitab el-Asar ..Muhammed İbn Hasen El-Şeybani
15- Kitab il-İ tibar- Hazimi
16- El Müstedrek - Hakim
17- Et-Tabakat- İbnSa'd
18- Ulûm el-Hadis- Hakim
19- Ed-Diraye- Hafız İbn Hacer el-Askalani
20- Feth el-Kadir- İbn el-Hemmam
21- Şerh Meanil Esâr- Tahavi
22- Nasb ar-RayeMuhammed..Abdullah İbnu Yusuf el-Hanefi ez-Zeylai
23- Ahkam-ül Kur'an- Tahavi
24- Ahkam-ur Razi- Razi
25- El-Muğcem es-Sagir- Taberani
26- El-Muğni- İbn Kudame

 


 

 

İHSAR BABI



İHSAR BABI
İHSAR İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
BAŞKASININ YERİNE HACCETMEK
BAŞKASININ YERİNE HACCETMEK İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
ihramda’ olan kimsenin hac veya umresini hastalık, düşman ve benzeri gibi herhangi bir sebepten dolayı tamamlamaya imkân bulamaması demektir.

YAĞMUR DUASİ NAMAZI



YAĞMUR DUASİ NAMAZI
İmam Ebu Hanife:
Allah (c.c)'nun yağmur yağdırması için kılınan (istiska) adını alan bir namaz yoktur. (İstis)'dan gaye; duâ ve Allah (c.c)'dan af dilemektir. Ancak, insanlar yalnız başlarına namaz kılarlarsa bu da iyi olur.
Zira Cenab-ı Hak, Nuh (a.s)'dan
"Dedim ki Rabbiniz'den bağışlanmanızı dileyin. Zira Rabbiniz çok bağışlayıcıdır ki size bol bol yağmur yağdırsın."
(Nuh: 10-1)
diye buyurmaktadır.Bir başka âyette de:
"Ey Kavmim! Rabbiniz'den mağfiret isteyin. Sonra yine O'na tevbe edin ki, üstünüze gökten bol bol yağmurlar indirsin. Kuvvetinize kuvvet katsın. Suçlular olarak yüz çevirmeyin."
(Hud: 52)
Enes (r.a) demiştir ki:
"Rasulullah (s.a.s) cuma günü hutbe okurken adamın biri gelip şöyle dedi: "Ey Allah'ın Rasulü! Hayvanlar öldü, yollar kesildi, Allah'a duâ et te, bize yağmur versin." Bunun üzerine Rasulullah, Allah'a duâ etti; (bir rivayette ellerini kaldırdı). Sonra: "Ey Allah'ım! Bize yağmur ver" buyurdu. Bunun üzerine bir sonraki cumaya kadar yağmur yağdı da yine adamın biri gelip:
"Ey Allah'ın Rasulü! Evler harab oldu, yollar bozulup tıkandı, hayvanlar helak oldu" deyince Rasulullah (s.a.s):
"Ey Allah'ım! Dağ başlarına, yüksek tepelere, vadilerin içerilerine ve ağaçlık yerlere (bir rivayette; çevremi zeüstümüze değil)" diye yalvardı. Bunun üzerin’ bulut Medine'nin üzerinden kalktı ve Medine'nin üzerine bir damla bile düşmediği halde, etrafa yağmaya devam etti. Medine'ye bakınca bir taç manzarası arzediyordu."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesei)
Diğer iki imam ise: İmam, halka iki rekât namaz kıldırır. İmam, sesli okur ve namazdan sonra hutbe de okur. İmam, duâ ederken yüzünü kıbleye verir ve sırtındaki üste giyilen elbisesini ters çevirerek duâ eder.
Abbad b. Temim'den; amcasının şöyle dediği rivayet edildi: "Rasulullah (s.a.s)'i yağmur duasına çıktığı gün gördüm de, arkasını insanlara çevirip duâ eder olduğu halde Kıble'ye döndü, sonra elbisesini ters çevirip giydi. Sesli okuyarak bize iki rekât namaz kıldırdı."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
Ebu Hureyre (r.a) şöyle demiştir: "Rasulullah (s.a.s) bir gün istiskaya çıktı. Bize, ezansız ve ikâmetsiz olarak iki rekât namaz kıldırdı. Sonra, bize hutbe okudu. Ellerini kaldırarak ve yüzünü Kıble'ye döndürerek Allah'a duâ etti. Elbisesini çevirdi. Sağ yanı sol cepkeni ve sol yanı sağ cepkeni üzerine aldı."
(Ibni Mace, Beyhaki Sahih senedle rivayet ettiler.)
Cemaat ise elbisesini ters çevirmez. Çünkü buna dair hiçbir nakil yoktur.
İmam Ebu Hanife ise:
Dua ederken elbise ters çevrilmez. Çünkü hiç bir duada elbiseyi ters çevirmek diye bir şey yoktur. Rasulullah (s.a.s) böyle yapmış ise, şeklin değişmesi ile havanın değişmesini tefeûl etmiş veyahut bunu vahiy yolu ile bilmiş ki bizim için mümkün değildir, demiştir.
Gayri müslimler yağmur duasına katılmazlar. Çünkü yağmur duası Allah'tan rahmet dilemektir. Müşrik olanlar için ise, Allah'tan rahmet yerine lanet inmektedir.

 

GÜNEŞ VE AY TUTULMASI ANINDA NAMAZ KILMAK



GÜNEŞ VE AY TUTULMASI ANINDA NAMAZ KILMAK
1- Güneş tutulduğu zaman imam halka sünnet namazı gibi iki rekat namaz kıldırır. Bu namazı cuma namazını kıldıran imam kıldırır. Şayet kendisi bulunmazsa anlaşmazlığa düşmemeleri için herkes kendi kendine ve tek başına kılar.
Ebu Bekr (r.a)'nün şöyle dediği rivayet edildi:
"Rasulullah (s.a.s)'in yanında idik te, güneş tutulunca Rasulullah (s.a.s) kalkıp elbisesini sürükleyerek çok acele bir şekilde mescide girdi. Biz de arkasından girince, güneş yeniden parlak haline dönünceye kadar bize iki rekât namaz kıldırdı."
(Buhari, Nesei)
2- Güneş tutulması anında kılınan namaz ezansız ve kâmetsiz kılınır.
Abdullah b. Amir (r.a)'nun şöyle dediği rivayet edildi:
"Rasulullah (s.a.s) zamanında güneş tutulunca, biri çıkıp: "Cemaatle namaza hazır olup, geliniz" diye bağırdı."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesei)
3- İmamın, bu namazın rekâtlarını ve okuyuşları­ nı uzatması daha efdaldir.
Ubey b. Ka'b (r.a) şöyle demiştir:
"Rasulullah (s.a.s) zamanında güneş tutulmuştu. Bunun üzerine cemaate namaz kıldırdı ve uzun sureler den okudu."
(Ebu Davud)Hakim rivayet etti ve Sahih dedi.
4- İmam bu namazda içinden (gizli) okur.
Semure (r.a) demiştir ki:
"Rasulullah (s.a.s) güneşin tutulması zamanında sesini işitmez olduğumuz halde bize namaz kıldırdı."
(Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace)
Tirmizi ve Hakim bu hadis için Sahih dediler.
5- Namaz bittikten sonra imam, güneş açılıncaya' kadar dua eder.
Ebu Musa (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Muhakkak Allah'ın gönderdiği şu âyetler kimsenin ölümü ve hayatı yüzünden değildir. Ancak; Allah, kullarını korkutmak üzere bunları göndermektedir. Şuhalde böyle bir şeyi gördüğünüz zaman Allah (c.c)'nun zikrine, duâ ve istiğfara koşunuz."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesei)
6- Ay tutulması namazı ise cemaatle kılınmaz. Çünkü vakit gece olduğu için hem halkın toplanması mümkün değildir ve hem de fitneden korkulur. Herkes kendi kendine kılar.
Rasulullah (s.a.s):
"Güneş ve ay; gerçekten, Allah (c.c)'nun âyetlerinden birer âyettir ve kimsenin hayat ve ölümü yüzün den tutulmazlar. Tutulduklarını gördüğünüz vakit Allah' a duâ ediniz, tekbir getiriniz ve namaz kılıp sadaka veriniz" buyurdu.
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)

 

İLA BAHSİ




İLA BAHSİ
İLANIN HÜKÜMLERİ
MUHALEA (MAL KARŞILIĞINDA BOŞAMA)
MUHALEA'NIN HÜKÜMLERİ
İla: Kişinin, karısına ya dört ay veya daha fazla bir süre için veyahut süresiz olarak yaklaşmamaya dair yemin etmesidir.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler ancak dört ay bekleyebilirler."
(Bakara: 226)
İlanın Hükmü: Dört aydan fazla olmamak şartıya kişinin, karısını terbiye etmek maksadıyla ona belli bir müddet yaklaşmamak üzere yemin etmesi caizdir.
Enes (r.a)'den;
Rasulullah (s.a.s) zevceleri ile münasebette bulunmamaya yemin etmişti. O sırada ayağında da bir ağrı vardı. Bu sebeple 29 gece kendisine ait bir odada oturdu. Sonra çıkıp zevcelerinin yanına geldi. Dediler ki:
"Bir ay zevcelerinle münasebette bulunmamaya yemin etmiştin. Halbuki tam bir ay olmadı."
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) "Bir ay, 29 gün olabilir" buyurdular.
(Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei)
Fakat, eğer kişinin, sırf hanımına zarar vermek niyetiyle belli bir müddet yaklaşmamak üzere yemin etmesi caiz değildir.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Zarar vermek veya zarara yol açan şeyleri yapmak caiz değildir."
(Ahmed ve İbni Mace Hasen senedle rivayet ettiler.)

KORKU ANINDA KILINAN NAMAZ



KORKU ANINDA KILINAN NAMAZ
KORKU ESNASINDAKİ NAMAZIN KILINIŞ ŞEKLİ
KORKU NAMAZI İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
KORKU ESNASINDAKİ NAMAZIN KILINIŞ ŞEKLİ:
Savaşlarda düşmanın baskın yapması tehlikesi bulunduğu zaman imam, beraberindeki askerleri ikiye bölerek bir bölüğünü düşmanın karşısına diker. Diğer bölüğünü de arkasına alarak onlarla birlikte namazın birinci rekâtını kılar. Başını ikinci sededen kaldırdıktan sonra arkasındaki bölük gidip diğer bölüğün yerini alır. Bu sefer diğer bölük gelip imamın arkasında yer alırlar. İmam onlarla da ikinci rekâtı kıldıktan sona teşehhüd okur ve selâm verir. Onlar ise selâm vermeden gidip birinci bölüğün yerine geçerler ve birinci bölük) gelip kalan ikinci rekâtı tek başına tamamlarlar. Ondan sonra bunlar gidip düşmanın karşısına geçerler ve diğeri bölük gelip kalan ikinci rekâtlarını tek başına kılarlar.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Ey Muhammed! Savaşta mü'minler arasında bulunurda onlara namaz kıldırırsan, onlardan bir kısmı seninle namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secde ederken namaza durmamış olan diğer kısım, arkanızda bulunsun. Sonra namaz kılmayan kısım
gelsin, seninle namaz kılsın. Onlar da namazda tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. Kâfirler isterler ki, silah ve eşyanızdan gafil kalasınızda size aniden hücum etsinler....
(Nisa: 102)
Abdullah b. Mes'ud (r.a)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
"Rasulullah (s.a.s) bize korku namazı kıldırmıştı. Cemaat Rasulullah'in arkasında saf tuttular. Bir bölüğü de düşmanın karşısında saf tuttular. Rasulullah, arkasındaki bölüğe bir rekât namaz kıldırdı. Sonra düşmanın karşısındakiler onların yerine, onlar da düşmanın karşısında saf tuttular. Rasulullah (s.a.s) bir rekât daha onlara namaz kıldırdıktan sonra selâm verdi. Onlar ise selâm vermeden gidip birinci bölüğün yerine geçtiler ve birinci bölük gelip kalan ikinci rekâtı tek başına tamamladı. Ondan sonra bunlar gidip düşmanın karşısına geçtiler ve diğer bölük gelip kalan ikinci rekâtlarını tamamladılar."
(Ebu Davud, Beyhaki, Tahavi)’Zayıf hadis

LİAN BAHSİ



LİAN BAHSİ
LİANIN HÜKÜMLERİ
LİANIN ŞEKLİ
CİNSEL İLİŞKİDE GÜÇSÜZ OLAN VEYA KENDİSİNDE BAŞKA BİR EKSİKLİK
BULUNAN KİMSENİN BABI
Hükmü: Lian; kocanın, ailesine zina isnad etmesi yahut doğan çocuğun kendinden olmadığım iddia edip nesebini inkâr etmesi sebebi ile vacib olur.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Karılarına zina isnad edip te kendilerinden başka şahidleri olmayanların şahidliği, kendisinin doğru sözlülerden olduğuna Allah'ı dört defa şahid tutmasıyla olur. Beşincisinde, eğer yalancılardan ise Allah'ın lanetinin kendisine olmasını diler."
(Nur: 6-7)

SÜT EMME BAHSİ



SÜT EMME BAHSİ
1- Bir kadın herhangi bir çocuğu emzirdiği zaman eğer çocuk henüz süt emme çağında ise çocuğun emdiği süt ister az, isterse çok olsun onunla, çocuk kadının süt çocuğu olur.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Sizi emziren analarınız da size haram kılındı." (Nisa: 23) Hz. Aişe (r.a)'dan Rasulullah (s.a.s)’in şöyle buyurduğu rivayet edildi: "Neseb yüzünden kimlerin nikâhlanması haram ise, süt yüzünden de haramdır."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
Bu âyeti kerime ile hadiste; emzirmenin çoğu ile azı arasında ayırım yapılmadığı için çocuğun emdiği süt ister az ister çok olsun bu emzirme ile kadın çocuğun süt annesi olur.
2- Emzirme ile evlenmenin haram olabilmesi için, çocuğun, emzirme çağında iken emzirilmiş olması gerekir. Emzirme çağı da İmam Ebu Hanife'ye göre otuz aydır. Diğer iki imam ise "iki yıldır" demişlerdir. İki İmamın delili ise: "Çocuğun, annesi karnında taşınması ve sütten keilmesi otuz ay sürer.
"(Ahk af: 15) âyeti kerimesidir.
Zira çocuğun, annesi karnında kalış süresinin en azı altı ay olduğuna göre sütten kesilmesi için iki yıl kalır.
Hem de İbni Abbas (r.a)'den Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
"İki yıldan sonra emzirme yoktur."
(Dare Kutni, Beyhaki)’Mevkuf hadis.
İmam Ebu Hanife'nin delili yine Ahkaf: 15. âyettir.
İmam Ebu Hani fe: "Allah (c.c) bu âyetle çocuğun, annesi karnında kalması ile sütten kesilmesi için otuz ay süre bırakmıştır.
Bir kimse: Ahmed ve Said'deki alacaklarım için bir yıl vâde bırakıyorum" dediği zaman nasıl herbir alacak için bir yıl vâde oluyorsa, burada da çocuğun, hem annesi karnında kalması için otuz ay, hem sütten kesilmesi için otuz ay süre oluyor. Ancak burada birincisinin otuz ay sürmediğini bildiren hadisler bulunmaktadır. İkincisi ise; hakkında bir şey bulunmadığı için zahir olan "manası üzerinde kalır. "İki yıldan sonra emzirme yoktur" hadisi de "iki yıldan sonra emzirme zorunluluğu yoktur" manasını taşır.
"Anneler çocuklarını tam iki yıl emzirirler."
(Bakara: 223) âyeti de bu manadadır" demiştir.
3 - Emzirme çağı geçtikten sonra yapılan emzirme ile evlenme haram olmaz. Hz. Aişe (r.a)'dan; "Rasulullah (s.a.s) içeri girdi. Yanımda ayakta duran bir adam vardı. Rasulullah (s.a.s) bunu hoş karşılamadı. Yüzünde öfke bilertileri gördüm. Bunun üzerine dedim ki:
"Ey Allah'ın Rasulü! Bu adam benim süt kardeşimdir."
Rasulullah (s.a.s) bunu işitince:
"Süt kardeşleriniz hakkında iyi düşünün. Çünkü süt kardeşlik, ancak süt emme zamanı içinde sabit olur" buyurdular."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud)
Ümmü Seleme (r.a)'dan Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Süt emmenin ancak (çocuk) memeden emmekteyken bağırsaklara ulaşanı ve memeden kesilmeden önce olanı haram kılar."
(Tirmizi ve Hakim rivayet ettiler ve Sahih dediler.)
4- Nesep (soy) bakımından birbirine haram olanlar süt bakımından da haram olurlar. Ancak bir kimse, oğlunun süt kız kardeşi ile ve yine kız kardeşinin süt annesi ile evlenebilir. Yine de süt emen kişinin erkek kardeşi, süt kız kardeşiyle evlenebildiği gibi süt kız kardeşinin kızkardeşiyle de evlenebilir.
Hz. Aişe (r.a)'dan Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Nesep (soy) yüzünden kimlerin nikâhlanması haram ise, süt yüzünden de haramdır."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
5- Bir kadından süt emen iki çocuk birbirleriyle evlenemezler. Çünkü, anneleri bir olduğu için birbirlerine kardeştirler. Yine de herhangi bir kadının sütünü emen kız, kadının çocuklarından hiçbiri ile evlenemez. Çünkü, kadının çocukları onun için kardeştirler. Kadının torunlarıyla da evlenemez. Çünkü kadının torunları onun yeğenleridir.
6- Çocuğu emziren kadının kocası da çocuğun süt babası olur ve onun bütün anne, baba, kardeşleri ve (başka kadından olsalar bile) bütün çocukları ona haram olurlar.
Rasulullah (s.a.s) Hz. Aişe (r.a)'ya şöyle buyurdu:
"Eflah senin yanına girsin. Çünlçü senin süt amcandır."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace)
İbni Abbas (r.a)'ye şöyle sormuşlar:
"Bir adamın nikâhında bulunan iki kadından biri, bir kizı, diğeri bir oğlanı emzirmiş olsalar, bu kız ile bu oğlanın evlenmesi helal midir?" Cevaben demiş ki:
"Helal değildir. Çünkü, bu iki kadın bir tek adamla cinsi münasebette bulunduğu için, kız ile oğlan bir tek kadından süt emmiş gibi sayılırlar ve biri diğerine helal olmaz."
(Tirmizi)
7- Kişi nasıl soy babası ile soy oğlunun kanlarıyla evlenemiyorsa, süt babası ile süt oğlunun kanlarıyla da evlenemez. Nisa sûresinin 23. âyetinde geçen:
"Öz oğularımzın kanlan" sözündeki "öz" kelimesi süt oğullarının değil, oğul edinilenlerin karılarını bu hükümden çıkarmak içindir.
8 - Çocuk emzirmede yalnız kadınların şahitliği kabul olunmaz. Emzirme ancak ya iki erkeğin, ya da bir erkekle iki kadının şahitliğiyle kanıtlanır.