Mirac Gecesi ve Gününün Faziletleri - Ibadetleri
A´dan Z´ye… ا´den ي´ye… Beşikten mezara kadar öğrenilmesi gereken, kadın-erkek tüm Müslümanlara farz olan ve sonu Cennete varan bir yoldur İlim✦Amel✦İhlas
Cübbeli Ahmet Hoca'yla Miraç Kandili Sohbetleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cübbeli Ahmet Hoca'yla Miraç Kandili Sohbetleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
M İ ' R A C
M İ ' R A C
![]() |
Mirac Hilyesi |
Mî'rac, lügatte "urûc etmek,
yükselmek" mânâsına gelir ki, bu; İlâhi dâvet üzerine gecenin küçük bir
cüz'ünde Fahri Kâinât (S.A.V) Efendimiz'in Mekke'den (Mescîd-i Haram'dan)
Kudüs'e (Mescid-i Aksâ'ya), oradan da semâvâta ve semâvâtın ötesindeki bütün
âlemlere olan seyâhatıdır. Bu gidişgeliş, seyâhat, geceleyin vâkî olduğundan
«İsrâ» da denir.
İsrâ ve Mî'rac mûcizesi hicretten bir-birbuçuk yıl kadar önce, Mekke'de,
geceleyin vuku' bulmuştur. Bu mûcize hakkında Kur'ân-ı Kerim'de şöyle
buyrulmaktadır:
"Sübhânellezî esrâ bi abdihî leylen minel Mescidil Harâmi ilel Mescidil
Aksâ... ilh. [Noksan sıfatlardan münezzeh, kemâl sıfatlarla muttasıf olan
Zât-ı Ecelli A'lâ, en has kulu olan Habîbini, gecenin küçük bir cüz'ünde,
Mescîd-i Haram'dan Mescîd-i Aksâ'ya götürdü. Biz, O Mescîdi Aksâ'nın etrafını,
mâddî ve mânevî müzeyyenât ile Habîbimize, mûcizelerimizden bâzısını gösterelim
diye süsledik. Şüphe yok ki, her şey'i hakkıyla gören ve işiten
Allah'dır.]" (Sûre-i İsrâ, âyet 1).
Peygamber Efendimiz'in Mi'rac seyahatinin "rûhen mi, ceseden mi"
yapıldığı hususunda birçok ihtilaflar olmuş ise de, bu mûcizeyi haber veren
Âyet-i Kerîme'de geçen "abid" kelimesi bu ihtilaflara çok açık ve net
bir cevap teşkil etmektedir. Zîrâ, "abid" kelimesi, yalnız rûha
değil, yalnız cesede de değil, ruh ve cesedin her ikisine birden denildiği
için, Fahri Kâinât'a bu seyâhatin hem ruh ve hem de cesedi ile beraber
yaptırıldığı muhakkaktır.
Hakkında "Levlâke, Levlâke lemâ halakt-ül eflâk (sen olmasaydın, sen
olmasaydın, ben ecrâm-ı ulviye ve süfliyeyi halketmeyecektim, bütün bu varlığı
senin şerefine yarattım" buyurulan bir peygamberin, nezdi ulûhiyyetteki
sevgisini takdir edenler için Mi'rac'ı akla baîd (uzak) görmeye aslâ mahal
yoktur.
Mi'rac, insan aklının kavrayamayacağı, lâhûtî bir hâdisedir, metafizikdir,
mâ-bâ'düt-tabîadır (akıl üstü bir şeydir). Tek kelime ile, mûcizedir. İnsan,
akıl kantarı ile onu tartamaz. Tartmağa kalkışılırsa terazi kırılır. Bunda,
zaman ve mekân kaydı, mesâfe ortadan silinmiştir. Bu, Peygamberimiz'in ilâhi
lütfa mazhar oluşudur.
Bugün ilim, nîce harikulâdelikleri kabul etmektedir. Esir dalgaları ile
uzaklara sesin ve resmin nakledildiğini her gün görüyoruz. Geçmişte hayal
sanılan birçok şeyler bugün gerçekleşmiştir. Mükevvenâtta, kuvvetler
keşfolunmakta, pek çok hakikâtlar meydana çıkarılmaktadır. Allâh'ın verdiği
akıl ve zekâ sâyesinde bugünün insanı, havada uçmakta, atmosferi aşarak aya ve
seyyârelere gidip gelmektedir. İlmi herşeyi saran Yüce Allâh'ın kudretiyle,
sevgili kulu Hz.Muhammed(S.A.V.)'in Mekke'den Kudüs'e gitmesi, oradan göklere
çıkması, varlığın hulâsası olan bu Zât'ın gökler âlemini ve bütün Mükevvenâtı
seyretmesi neden mümkün olmasın?
Ne yazık ki; dün, bu Kudretullâh'ı inanmayıp inkâr edenlerin, «insan uçar mı
imiş, ağır bir şey semâya gider mi imiş, cism-i sakîlin cevvi semâ ile alâkası
ne imiş» diye hakâretâmiz tâbirler kullananların çocukları, Avrupa'nın
mülhidleri bugün havada uçuyorlar. Kendi elleriyle ecdadlarını tekzip
ediyorlar. Zerre kadar hayâ edenin, o Mûcizetullâh'ı inkâr eden ciltlerle dolu
kütüphânelerini dinamitle uçurmaları lâzım gelir.
Artık Mi'rac, zamanımızdaki ilim ve tekniğin gelişmeleri karşısında herkes
tarafından daha kolay kabul edilebilecek ilâhi bir hakîkattir. Biz müslümanlar
ne kadar sevinsek, Mevlâmıza ne kadar şükretsek ve de ne kadar iftihar etsek
yine de azdır. Çünkü; ilim bizimle, fen bizimle, teknik bizimle, herşey
bizimledir.
Fahri Kâinât (S.A.V) bu hususta meâlen buyuruyorlar ki:
"Mi'rac'a götürüldüğüm gece, Ben, Mekke'de [3] ,
uyku ile uyanıklık arasında iken, Cebrail geldi. Kalk yâ Muhammed (S.A.V) dedi.
Cübbeli Ahmet Hoca'yla Miraç Kandili Sohbetleri
Cübbeli Ahmet Hoca'yla Sohbetler- Miraç Kandili Özel (28-06-2011)
Miraç Kandili (30-06-2011)
Miraç Kandili (28-06-2011)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)