Esma'ul Hüsna 51. İsm-i Şerif
A´dan Z´ye… ا´den ي´ye… Beşikten mezara kadar öğrenilmesi gereken, kadın-erkek tüm Müslümanlara farz olan ve sonu Cennete varan bir yoldur İlim✦Amel✦İhlas
Mehdi Aleyhirıdvana dair Buhari ve Müslimde Gerçekten Hadis Yok mu?
Bâzı hoca müsveddeleri: “Bu hadis
kütüb-ü sittede yok” diye inkâr ederler. Sen onlara: “Hazret-i Mehdî
(Aleyhi'r-Rıdvân)ın çıkacağı rivâyeti kütüb-ü sittede var” desen, bu
sefer:“'Buhârî, Müslim'de yok” derler.
Sen: “Îsâ (Aleyhisselâm)ın
ineceği 'Buhârî, Müslim'de var” desen, bu defâ: “Kur'ân-ı Kerîm'de yok” derler.
Sen: “Yec'cûc, Me'cûc çıkacakmış,
bu Kur'ân- Kerîm'de de var” desen, o zaman da: “Bunu akıl kabul edemez, onlar
şu anda dünyâda olsalardı mutlaka yerleri tespit edilirdi, o halde böyle bir
şey yok” derler.
Demek ki, bu adamların sermâyesi
inkâr olduğu için cehennemi boylayıncaya kadar Hiçbir inanç konağında
durmazlar.
Oysa Hazret-i Mehdî
(Aleyh'i-Rıdvân)ın çıkacağı husûsu “Buhâri, Müslim” dahil birçok sahih kaynakta
belirtilmiştir.
Nitekim Îsâ (Aleyhisselam)ın bu
ümmetten sâlih bir kimsenin arkasında namaz kılacağı “Sahih-i Müslim” ve
“Müsned-i Ahmed” gibi birçok sahih kaynakta yer almıştır ki, bu kimsenin
Hazret-i Mehdî (Aleyhi'r-Rıdvân) olduğunda hiçbir şüphe yoktur.
Bu konudaki hadîs-i şerîf ve
rivâyetleri cem edecek olsak büyük hacimli kitaplar derleyecek kadar geniş
kaynaklara sahibiz. Fakat bu risâlede zikredeceğimiz bunca sahih kaynağa îtibar
etmeyenler diğerlerine hiç îtibar etmeyeceği için sözü fazla uzatmaya lüzum
görmedik. Ancak inkarcıların sözüne kanmayın diye bu bapta size özllikle
“Buhârî ve Müslim”de Hazret-i Mehdî (Aleyhi'r-Rıdvân)dan bahseden bâzı sahih
delilleri serdedeceğiz.
Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan
rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur:
“İmâmınız (size namaz kıldıran
önderiniz Mehdî) kendinizden olduğu halde, Meryem oğlu sizin içinize indiği
zaman (o da sizin dîninize uyduğunda) acaba sizler nasıl olursunuz?” [1]
Buhârî şerhi “İrşâdü's-sâri”de
zikredildiği üzere Îsâ (Aleyhisselâm)a “Bize imam ol” dendiğinde o, bu ümmete
ikrâm olsun için:
“Hayır! Siz birbirinizin
emirlerisiniz” [2] buyurarak, imâmeti bu ümmete münâsip görecektir.
Nitekim Ebû Sa'îd el-Hudrî
(Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen:
“Ardında Meryem oğlu Îsâ'nın
namaz kılacağı (Mehdî) biz(im ümmet)dendir” [3] hadîs-i şerîfi de bu
görüşün doğruluğuna delâlet etmektedir.
Tabî ki bu, Îsâ (Aleyhisselâm)ın
hiç imam olmayacağı şeklinde anlaşılmamalıdır, zîra Sa'düddîn-i Taftazânî
(Rahimehullâh)ın beyânına göre bir namazda Îsâ (Aleyhisselâm) bu ümmete imam
olup Hazret-i Mehdî (Aleyhi'r-Rıdvân) da ona uyacaktır. Çünkü o efdal
olduğundan imâmeti daha evlâdır. [4]
Burada: “Bir peygamber nasıl olur
da peygamber olmayanın peşinde kılabilir?” diye sorulacak olursa, buna cevâben
denilir ki:
Zenginliğin Âfetleri
Aşağıda zikredeceğim hadis-i şerif Kütüb-i Sitte’nin üçünde (Buharî, Müslim, Tirmizî) kayıtlı olup sahihtir.

“Öyleyse sevinin ve sizi sevindiren şeyi ümit edin… Allah’a
yemin ederim ki, sizler için fakirlikten korkmuyorum. Ben size dünyanın
genişlemesinden korkuyorum. Sizden öncekilere dünya genişlemişti de, hemen
dünya için birbirleriyle boğuşmaya başlayıp helak olmuşlardı. Genişleyen
dünyanın, öncekiler gibi sizi de helak etmesinden korkuyorum.”
AÇIKLAMALAR:
Büyük muhaddisler, ulema, şârihler bu hadiste Peygamberimizin
dünya genişliğinin, para ve mal bolluğunun, Müslümanlar dünya zenginliklerine
yönelir ve bunlara heves ederlerse bu dünyalığın onlara zarar vereceğine dikkat
çekmiştir.
Efendimiz “Sizler için fakirlikten korkmuyorum.” demiş, mal
çokluğundan, zenginlikten korktuğunu belirtmiştir.
Zenginliğin getireceği afetler ve zararlar, fakirliğin
zararından büyük ve fazladır.
Zenginlik ahirete, ebedî saadete zarar getirir. Halkı kulluktan
uzaklaştırır, gaflete düşürür, çeşitli beyinsizlikler yaptırır, kötü
alışkanlıklara yol açar. Böylece zengin kişi azar.
Fakirliğin zararı genellikle dünyadadır.
Zenginlik dine, fakirlik dünyaya zarar verir.
Bu hadis-i şerifle Resulullah
Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) bir mucizesi ortaya çıkmıştır.
Zamanımızda Müslümanların bir kısmı çok zengin olmuşlar, bu zenginlik
kendilerini azdırmış, çeşitli beyinsizlikler yapmalarına, büyük günahlar
işlemelerine sebep olmuştur.
Zenginlik bir fitnedir (sınavdır).
Zenginlik sarhoş eder, ayak kaydırır.
Fakirliğin de elbette zararları ve
afetleri vardır ama fakirlik zenginlikten efdaldir=yeğdir.
Zamanımıza bakalım:
Zenginleşenler mesken=konut konusunda
azmışlar; Kur’anla, Sünnet’le, İcma ile haram olduğu kesinlikle bilinen israfa
ve faize sapmışlardır.
Lüks, ihtişamlı, israflı, saray yavrusu
lüks yazlıklar da zenginliğin afetlerindendir. İmkânı olan insanlar elbette
kırsal kesimde, ormanlık yerlerde bağlara, bahçelere, onların içinde yazlık
evlere sahip olabilirler ama israfa ve gösterişe kaçmadan.
Lüks ve israflı otomobiller de zenginliğin afetlerindendir.
İnsan bir kere zenginliğin, paranın, liranın, doların, euronun,
malın mülkün tadını almasın; dengesini yitirir, daha fazla, çok fazla, en fazla
zengin olayım derken bir yığın azgınlık ve beyinsizlik yapar, ahiretini ve
ebedî saadetini tehlikeye atar.
İslam zenginliği yasak etmiyor… Çalışıp çabalamış, helalinden
kazanmış, Allah da yürü kulum demiş, zengin hatta çok zengin olmuş. Buna bir
şey diyen yok. İslam’ın kabul etmediği meşru görmediği şey azdırıcı, saptırıcı
zenginliktir.
Fakirken namazını kılıyormuş, zengin olunca namazı ya büsbütün
terk etmiş yahut arada bir kılar olmuş. İşte kötü olan budur.
İnsanın yaradılış gayesi ve hikmeti Allah’a kulluk etmektir.
Kullukla ilgili vazifelerin, ibadetlerin aksamasına yol açan bütün zenginlikler
şerlidir. Helak edicidir, kötüdür.
Zengin Müslüman daha fazla malî (parayla, malla) ibadet yaparsa
onun zenginliği hayırlıdır. Böyle bir zengin mal ve parayla ibadet edemeyen
fakirlerden üstündür. İyi bir zengin, ilme ve âlimlere hizmet eder, açları
doyurur, çıplakları giyindirir, fakir fukaraya kol kanat gerer. Bunları
ihlasla, sırf Allah’ın rızasını kazanmak için yaparsa inşaallah Cennetlik olur.
Şöylesi de var:
Hayır, hasenat yapıyor, çok sadaka veriyor ama bunları Hakkın
rızasını kazanmak için değil, kendini halka beğendirmek için yapıyor, bu adam
veya kadın cehennemliktir. Sahih-i Müslim’deki 1905 numaralı ihlas hadis-i
şerifini okuyanlar; riyakâr ve münafık hayırsever zenginlerin yüzüstü
sürüklenerek cehenneme atılacağını öğrenirler.
İslam bilgeliği bize helalin hesabı, haramın azabı olduğunu
haber veriyor.
Haram yollarla zengin olanların durumu çok kötüdür.
Riba, faiz muameleleriyle… İslam fıkhına ve şeriatına göre batıl
alım satımlarla… İhalelere fesat karıştırarak zengin olanlar… Haram komisyon ve
rantlar alanlar… Halka mağşuş, boyalı, kimyalı, zehirli gıdalar ve meşrubat
yedirip içirenler...
Vaktiyle cihad edebiyatı yaparken, ellerine fırsat ve imkan
geçince bozuk ve çarpık düzenin haram gelir ve rantlarına aç köpekler gibi
saldıranlar.
İslam uyarı ve öğüt dinidir. Kur’an uyarıdır, öğüttür… Sünnet
uyarıdır, öğüttür. Şeriat-i Garra-i Ahmediyye uyarıdır, öğüttür… İslam ahlakı
ve hikmeti baştanbaşa uyarı ve öğüttür. Hiçbir Müslüman ben bunları
bilmiyordum, benim haberim yoktu demesin.
Para ve mal bir kısım Müslümanları ne boyalara soktu, ne hallere
düşürdü, nasıl kepaze ve rezil etti, nasıl azdırdı, ey basiret sahipleri ibret
gözüyle bakın da görün…
Mehmed Şevket Eygi
12.4.2013
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)