Receb-i Serifte Yapilacak Istigfarlar
A´dan Z´ye… ا´den ي´ye… Beşikten mezara kadar öğrenilmesi gereken, kadın-erkek tüm Müslümanlara farz olan ve sonu Cennete varan bir yoldur İlim✦Amel✦İhlas
Receb-i Şerif Ayında ki Faziletli Ameller
“Şüphesiz ki receb, Allah-u Teala’nın
kendisinde sevapları katladığı, tevbe
edenlerden günahları sildiği, duaların, kendisinde kabul edildiği ve sıkıntıların
kendisinden açıldığı büyük bir aydır."
edenlerden günahları sildiği, duaların, kendisinde kabul edildiği ve sıkıntıların
kendisinden açıldığı büyük bir aydır."
Receb
Ayında Umre Yapmak
İbni Ömer
(R.A.)'dan nakledildiğine göre:
"Rasulüllah (S.A.V.) receb ayında umre yapmıştır."
Bu yüzden Ömer
ibni Hattap (R.A.) recebde umre yapmayı müstehab saymıştır.
Aişe ve ibni Ömer (R.A.) da umre
yaparlardı.
Sahabe-i kiramın
konuştuklarının ve yaptıklarının, ümmeti bağlayan birer delil niteliği
taşıdığında hiçbir şüphe yoktur.
nitekim Cabir
(R.A.) rivayet ettiği bir hadisi şerifte :
"Sahabem, yıldızlar gibidir. Onlardan hangi birine uyarsanız, doğru
yolu bulursunuz" buyurmuştur.
Receb
ayında gusül abdesti almak
Hadisi şerifte şöyle rivayet olunmuştur.
"Her kim recebin başında, ortasında ve sonunda yıkanırsa, anasının
kendisini doğurduğu gündeki gibi günahlarından çıkar"
Hiç şüphesiz
ki, haram aya değer vermek, onu gusülle karşılamak, ortasında ve sonunda da
maddi ve manevi kirlerden arınmaya önem vermek, Allah-u Teala'nın değer verdiği
şeylere tazim kabilindedir.
Receb
ayında diline sahip çıkmak (Lisanı Muhafaza )
Enes İbni Malik ( R.A) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resülallah
( S.A.V ) şöyle buyurmuştur:
" Her kim receb ayında (yalan, gıybet, dedikodu ve iftira gibi haramlardan)
dilini korursa Allah ona, münker ve Nekirin sorguları anında huccetini telkin
eder ( cevabını öğretir)."
Receb
ayında Akraba Ziyareti ( Sıla-i Rahim )
Enes İbni Malik ( R.A) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resülallah ( S.A.V ) şöyle
buyurmuştur:
" Her kim receb ayında (yakın ve uzak akrabasını arayıp
sorarak) sıla-i rahimde bulunursa, Allah onu, dünyada ve ahirette (bütün
muradlarına) ulaştırır ve hayatının günleri boyunca, düşmanlarına karşı ona
yardım eder. "
Receb
ayında Hasta Ziyareti
Enes İbni Malik ( R.A) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resülallah ( S.A.V ) şöyle
buyurmuştur:
" Her kim receb ayında bir hasta ziyaret ederse, Allah kıymetli
meleklerine, onu ziyaret etmelerini ve kendisine selam vermelerini
emreder. "
Receb
ayında Cenaze Namazına Katılmak
Enes İbni Malik ( R.A) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resülallah ( S.A.V ) şöyle
buyurmuştur:
" Her kim receb ayında bir cenaze üzerine namaz kılarsa, diri
diri gömülen bir kız çocuğunu hayata kavuşturmuş gibi (sevaba nail ) olur. "
Receb
ayında Yedirip İçirmek
Enes İbni Malik ( R.A) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resülallah ( S.A.V ) şöyle
buyurmuştur:
" Her kim receb ayında bir mümine bir yemek yedirirse, kıyamet günü
Allah onu, İbrahim ve Muhammed (S.A.V.)'in sofrasına oturtur.
Bir yudum su içirene de, damgalı halis cennet şarabından içirir "
Receb
ayında Fakir Giydirmek
Enes İbni Malik ( R.A) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resülallah ( S.A.V ) şöyle
buyurmuştur:
" Her kim receb ayında bir mümini giydirirse, Allah ona cennet
hullelerinden bin hulle giydirir"
Receb
ayında Yetime İkram
Enes İbni Malik ( R.A) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resülallah ( S.A.V ) şöyle
buyurmuştur:
" Her kim receb ayında bir yetime ikramda bulunur ve elini başına
sürerse, elinin deydiği her kıl sayısınca Allah kendisi için (bir günah)
bağışlar "
Receb
ayında Kuran Hatmi
Enes İbni Malik ( R.A) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resülallah ( S.A.V ) şöyle
buyurmuştur:
" Her kim receb
ayında Kuran'ı bir kere hatmederse, kendisine ve ana babasından her birine,
inci ve mercanlarla bezenmiş bir taç giydirilir ve o kişi kıyamet gününün
dehşetinden emin olur"
Receb Ayında İnfak
Receb Ayında İnfak
İnfak Nedir?
İnfak bir
insanın sahip olduğu malını ve imkanlarını Allah yolunda kullanması demektir
Receb
ayında Zekat vermek
Malum olduğu
üzere zekat; nisaba malik olunmasının üstünden ay senesiyle bir sene geçince
farz olmaktadır.
Zekat
geciktirilirse o paranın çalıştırılmayıp, bir kenarda bekletilmesi şart
koşulmuştur.
İslam
beldelerinin halkı, Receb ayında zekat ihracını adet edinmişlerdir. Nitekim Osman
(R.A.) minber üzerinden insanlara okuduğu hutbesinde :
" İşte
bu, sizin zekat ayınızdır. Üzerinde borç olan, borcunu ödesin ki elde kalan
mallarınızdan zekat veresiniz." buyurmuştur.
Receb ayı
diğer aylara nisbetle birtakım üstünlükleri söz konusudur.
Dolayısıyla
insanların o ayda çok umre yapmaları, zekat çıkartmaları ve diğer salih
amelleri işlemelerinn caiz olduğunda ve bu mevsimde böyle ameller
yapılmasının ecir ve sevabı kat kat artıracağında hiçbir şüphe bulunmamaktadır.
Receb
ayında sadaka vermek
Abdullah ibni Zübeyr ( R.A ) rivayet ettiği bir hadis-i
şerifte Resulüllah ( S.A.V ) şöyle buyurmuştur.
"Her kim Allah-u Teala'nın sağır ayı olan receb ayında, bir müminin
sıkıntısını açarsa, Allah-u teala ona Firdevs (cennet)inde gözünün gördüğü
kadar geniş bir köşk verir.
Dikkat edin Receb ayına değer verin Allah-u Teala'da size bin keramet
versin."
Diğer bir hadis-i şerifte:
"Her kim recebde sadaka verirse, Allah-u Teala onu yavruyken
yuvasından havaya uçup en yaşlı çağında ölen karganın ömrü kadar (beş yüz sene),
onu cehennemden uzaklaştırır."
Receb
Ayının Yirmiyedinci Gününün Sadakası
Rivayete Göre :
"Her kim recebin yirmiyedinci günü oruç tutup, o gün sadaka verirse,
Allah'u Teala, orucuna karşılık o kişiye, bin hasene ve ikibin köle azadı sevabı yazar."
Cübbeli Ahmet Hoca- Receb-i Serif Risalesi
Takiyyeci İlahiyatçılar ve İslamcılar - Mehmet Sevket Eygi
Bazı ilahiyatçılardan ve İslamcılardan çok şikâyetçiyim. Onları
Cenab-ı Hakka havale ediyorum.
Hem Müslümanlar kardeştir diyorlar, hem de Sünnî Müslümanlara takiyye ve
kitman yapıyor, akidelerini meşreplerini gizliyorlar.
Bunların bir kısmı koyu Mutezilîdir. Mutezile fırkası, Ehl-i Sünnete
göre bir dalalet=sapıklık ve bid’at fırkasıdır.
Onlar mademki, Mutezile fırkasının hak fırka olduğuna inanıyor, bunu biz
kardeşlerine bildirmek, açıklamakla yükümlüdür. Bunu yapmıyorlar ve sinsice,
kalleşçe Ehl-i Sünneti yıkmaya çalışıyorlar.
Bir kısım ilahiyatçılar Fazlurrahman fırkasındandır. Onlar da kimliklerini
gizleyerek Ehl-i Sünneti yıkmaya çalışıyor. Mutezile için bid’at ve
dalalet fırkasıdır demiştim. Fazlurrahman, Kur’andaki üç yüz küsur muhkem
ayetin bugün geçerli olmadığını iddia ettiğine göre, Mutezileden de öte,
yoldan büsbütün çıkmış bir fırkadır.
Bazı ilahiyatçılar, Ebu Reyye ve Albanî gibi bozuk ve aşırı adamların
peşine düşmüşler, Sünneti yıkmaya çalışıyor… Sünnet yıkılınca fıkıh elden
gidecek, meydan bunlara kalacak…
Mezhepsiz ilahiyatçılar… Telfik-i mezahibçiler… Bunların kemalisti
bile var…
Türkiye’de Mutezile fırkasını hortlatanlara soruyorum: Bu fırka doğruysa
bunu Müslümanlara niçin mertçe, açıkça, samimî şekilde beyan etmiyorsunuz?
BOP’a hizmet eden, light ve ılımlı bir İslam türetmek için efendlerinin
direktifleriyle faaliyet gösterenler kimlere hizmet ediyorlar acaba?
Mert ve cesur olsunlar ve çok açık konuşsunlar… Biz Ehl-i Sünnetten çıktık;
Mutezilî, Fazlurrahmancı, mezhepsiz, telfikçi, Ebu Reyyeci, Albanîci,
BOP’çu, Kemalî olduk desinler… Bunu yapmadıkları müddetçe onların
samimiyetinden şüphe edilecektir.
Ehl-i Sünnet camiası bunların oluşturduğu zararları def’, red, cerh, ibtal
etmekte maalesef çok geç kalmıştır.
Bu adamlar Ehl-i Sünnetin Ümmet birliğini yıktılar. Yeterli ve sağlam
din kültürü almamış milyonlarca Müslümanın kafasını karıştırdılar… Hiçbirinin
İmamet ve râşid Hilafet, biat ve itaat konusunda bir satır konuştuğu
duyulmamıştır.
Zamanımızda öyle azgın ve aşırıya giden ilahiyatçılar vardır ki, İslam
Şinasi kitabında “Allah (bazı baskılarında Huda yazılıdır) yek Janus-i hakikî
est=Allah gerçek bir Janus’tur” (Janus iki çehreli bir Roma putudur) diyecek
kadar zıvanadan çıkmış Ali Şeriatî’yi gençliğe bir İslam önderi, büyük bir
mücahid olarak tanıtıyor.
Mutezilî, Fazlurrahmancı, Şeriatîci, BOP’çu, şucu veya bucu ilahiyatçılar
“Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Biri dışında bunlar
cehennemliktir. Necat bulup kurtulacak fırka benim ve Ashabımın yolundan
gidenlerdir” hadisini çok iyi bilirler ama buna uymazlar.
Bazı yoldan çıkmış ilahiyatçılar, bilhassa mübarek Ramazan aylarında
büsbütün azıtıyor ve dinsiz gazetelere, din düşmanı TV’lere akıllara ziyan
beyanlarda bulunuyor.
İmanın altı temel şartından biri olan kaderi inkâr edenleri bile vardır.
Onlar Ehl-i Sünneti, bozuk fırkalarla bir tutarlar.
Bendeniz bir Müslüman olarak onlardan çok bizarım, çok şikâyetçiyim.
Kendilerinden ilk isteğim samimî, açık, bir yüzlü olmalarıdır.
Mutezilî, Fazlurrahmancı, BOP’çu, Kemalî, mezhepsiz olduklarını niçin
gizliyorlar? Bu, vahim bir ikiyüzlülük değil midir?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)