HİLYE PÂK-İ
ŞÂH-I NAKŞİBEND
Uzunca
boylu, buğday tenli, gökçek yüzlüydü. Sakalı büyükçe boynu uzuncaydı. Boynu nur
gibi parlardı. Mehabetliydi. Tatlı dilli ve güzel sözlüydü. Halk içinde
bulunduğu sırada bile gönlü Hakk ile meşguldü. Türk illerinin saygın
mürşidiydi.
ŞÂH-I
NAKŞBEND VE NAKŞİLİK:
Şâh-ı
Nakşbend hazretleri, kendisine kadar "Hâcegân Yolu" olarak anılan
tarikatı "Nakşbendî" yapan kolbaşı. Veliler serdârı bir ulu. Adı
Muhammed Bahâuddin b. Muhammed, nisbesi el-Buhârî. Buhârâ yakınındaki Kasr-ı
ârifân'dan. Burasının eski adı Kasr-ı Hinduvân. Kendilerine nisbetle
"Arifler köşkü" anlamına Kasr-ı ârifân denildi. "Nakşbend"
lâkabının nereden geldiği tam olarak bilinmemekle birlikte tarikatın "hafi
zikir" ve "rabıta"yı esas almış olmasından kaynaklandığı
söylenmektedir. Çünkü "Nakşbend" "Nakışçı, nakışbağı"
anlamlarına gelmektedir. Başındaki "Şâh" kelimeside "Gönül
Sultanı" anlamına bir saygı ifadesidir.
Şâh-ı Nakşbend, 718 Muharrem'inde (1318 Nisan'ında) Kasr-ı Hinduvân'da doğdu. Bu yıllar Osmanlı Devleti'nin kuruluş yılları. Şâh-ı Nakşbend'in doğumundan tam bir asır evvel, Cengiz Han, Buhârâyı kuşattı. İşgal edip yaktı yıktı ve târ u mâr etti. Bundan sonra Buhârâ, Moğollarla Harezmliler ve İlhanlılar arasında bir çok defa el değiştirerek siyasi açıdan tam bir keşmekeş içinde kaldı. Bahaûddin Buhârî'nin doğduğu zaman Buhârâ, İran Moğolları ile müttefikleri Çağatay hânedânının elindeydi.
Şâh-ı Nakşbend hazretlerinin ilk üstadı, dedesinin ve babasının Şeyhi olan Muhammed Baba Simâsî'dir. Kendisinin doğumunu "Benim burnuma bu evden bir er kokusu geliyor" diyerek müjdeleyen ve onu üç günlük bir bebek iken manevi evladlığa kabul edip terbiyesini halifesi Emir Külâl'e havale eden, odur. Ancak seyr ü sülûkünü yanında tamamlayıp manevi emaneti aldığı mürşidi, Emir Külâl hazretleridir.
Şâh-ı Nakşbend, 718 Muharrem'inde (1318 Nisan'ında) Kasr-ı Hinduvân'da doğdu. Bu yıllar Osmanlı Devleti'nin kuruluş yılları. Şâh-ı Nakşbend'in doğumundan tam bir asır evvel, Cengiz Han, Buhârâyı kuşattı. İşgal edip yaktı yıktı ve târ u mâr etti. Bundan sonra Buhârâ, Moğollarla Harezmliler ve İlhanlılar arasında bir çok defa el değiştirerek siyasi açıdan tam bir keşmekeş içinde kaldı. Bahaûddin Buhârî'nin doğduğu zaman Buhârâ, İran Moğolları ile müttefikleri Çağatay hânedânının elindeydi.
Şâh-ı Nakşbend hazretlerinin ilk üstadı, dedesinin ve babasının Şeyhi olan Muhammed Baba Simâsî'dir. Kendisinin doğumunu "Benim burnuma bu evden bir er kokusu geliyor" diyerek müjdeleyen ve onu üç günlük bir bebek iken manevi evladlığa kabul edip terbiyesini halifesi Emir Külâl'e havale eden, odur. Ancak seyr ü sülûkünü yanında tamamlayıp manevi emaneti aldığı mürşidi, Emir Külâl hazretleridir.