Yasin Suresi Arapça ve Türkçe Okunuşu +Türkçe Meali















Yasin Suresi Türkce Okunusu;

AMENERRESULÜ'NÜN FAZİLETİ



Amenerresulu arapça yazılışı
Enbiyânın ekmeli, evliyanın emeli, kevn-ü mekân temeli yüce peygamber buyuruyorlar ki:

«Her kim, bir gecede Bakara sûresinin sonundaki iki âyeti okursa o iki (âyet) ona yeter...» (83)
«Allah, gökleri ve yeri yaratmadan iki bin yıl önce bir kitap yazdı ve o kitaptan iki âyet indirerek Bakara sûresini bu iki âyetle kapadı. Bu iki âyet, bir evde üç gece okunmazsa şeytan o eve yaklaşır.» (84)


40 Erba´in-i İdrisiyye Şerhi isim ve Havassları

 
Esma-i idrisiyye Şerhi – 1. isim ve Havasları

«SÜBHANEKE LÂİLAHE İLLÂ ENTE YA RABBE KÜLLİ ŞEYİN VE VARİSEHÜ» (26)
Esmai İlâhiypden bir ismi şerifide «Ya Rabb» dır Yani (Ey terbiye eden).
Manâsı:
«Ortağı ve benzeri olmayan ey sübhan Allah! Bütün noksanlıkdan ve acizlikden münezzehsin. Şânı-na layık olan kemal sıfatlarınla mevsuf ve hakkıyla mâbud olan ancak Cenâb-ı İzzetindir. Hevai nefsimle İkameti ubudiyetden firar etmiş, zulmeti beşeriyet ile zayıf, naçar, zelili serkerdan (hakir ve serseri) ve bime-cal (güçsüz, takatsiz) kaldım. Ey Âlemlerin Rabbi! Elimden tutanım Sensin. Nice yüzbin âlemi var eyle-din. Celâl sıfatına mazhar olanları kahr, celâl ve azametinle terbiye eden Sensin. Cemâl sıfatına mazhar olanları umum lütuf, rahmet ve inayetinle terbiye eden
(26) Esmai îdrisiyenin birinci ismi olan bu isim üç kaynak eserde ‘Sübhaneke lâilahe illâ ente Ya Rabbe külli şeyin ve va-risühü» diye geçiyor. Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Hazretlerinin Mecmuatül Ahzab isimli eserinde ise yukarıdaki isme «Ve Razikahu ve Râhimehu» ilavesi de vardır.
Sensin. Hicabı zulmaniyetden (karanlık perdelerden) aciz, naçiz kalbimi halâs edip envan lûtufu hakkaniyetine mazhar eden ve Rahmet nazarına nazar ettiren Sensin.
Ya Rabbi!
Bütün âlemler mahv ve yok olmağa mahkûm. Sen ise bakisin.
Havass ve Esrarı:
Bütün ekâbir (büyükler, ileri gelenler) bu esmaya rağbet etmişlerdir. Her kLn bu ismi okusa insanların çoğu ona muti olurlar. Şek ve şüphe yoktur.
• Her kim bu İsmi vird edinip devamlı ve çok okusa gönlü hidayet nuruyla nurlanır. Her muradı ve maksudu yerine gelir.
• Eğer bir kimsenin ekâbir katında bir dileği, haceti olsa; onun huzuruna varıp önce 17 kere ona karşı okumalıdır. Allah Teâiâ onun muhabbetini elinde olmayarak gönlünde peyda eder. Okuyanın ne muradı varsa hasıl olur.
• Eğer bir kimse bir mahbubu (güzeli) sevse; o da ona cefalar etse; bu şerefli ismi karşısında 17 kere okusa muradı hasü olur.
• Eğer bir kimcenin dünyalık sebeblerden bir haceti olsa; Pazar gününün birinci saati güneşe ta-âllukdur. Bu saatde yani Pazar günü güneş doğarken niyet edip 124 kez okusa muradı hasıl olur.
• Eğer bir gönül haceti olsa sevdiği kimse yüz vermese Pazar günü gusül edip 121 defa bir yenir taam üzerine okuyup ona yedirse hemen onun hayaline düşer. Seksiz ve şüphesiz ona muti olur ve onsuz karan kalmaz. Mücerrebdir (27).
Cenâb-ı Şeyhül Ekber Muhyiddin Arabi (K.S.) Hazretleri buyurdu ki:
Bu ismin iki çeşit hassa’sı vardır.
• Birincisi: Bir kimse günde 70 kere bu şerefli ismi zikir etse de ekâbirden bir dilek ve haceti olsa husule gelir ve o kimse mahbub’ül kulub (Kalblefin sevgilisi) olur.
• İkincisi: Bir kimse halvetde (tenha yerde yalnız başına) günde 7000 kere olmak üzere 40 gün bu ismin zikrine devam etse Cenâb-ı Hakkın vahdaniyet sırrına âşinâ olur. Hikmet kaynaklan açılıp İlâhî bilgiden nasibini alır.
• Bütün yaratılmışlardan selâmet bulur. Onlardan ona hiç bir zarar erişmez.
• Ve., bütün maksuduna kavuşur.
Fakat bu halvet tertibinin Mürşid-i Kâmü eliyle olması şartdır. Zira Yunus Aleyhisselâmın Balığın karnında 40 gün bu şekilde zikre devam etmesi; Halvet makamında zikirdir ki; o zaman cinsinden mürşid yoktu. Ama bizzat Cenab-ı Hakk o halvetde terbiye etdi. Kıssasından malûmdur (28).
• Ekâbir katına varıp karşısında 7 defa okuyup üstlerine üfürseler; o ekâbirin muhabbeti o kimseye düşer, gönlü sever.
• Her kim bu şerefli ismi (duayı) çok okusa; müşkül nesneler açılır. Şek şüphe gönülden gider.
• Bir kimsenin bir kimseden dünyalık haceti olsa; Pazar günü güneş doğarken haceti için niyet edip 24 kez bu şerefli ismi (duayı) okusa o haceti yerine gelir, seksiz şüphesiz.
• Bir kimsenin sevdiği ram olmasa, o kimse önce gusül etsin. Temiz elbise giysin ve bir yenir nesne üzerine 120 defa bu ismi şerifi okuyup-üfürüp yedirsin. Haliyle muti olur (29).
• Günü Salı Gecesi: Salı Ulvi Meleği: Gatlaile Süfli Meleği: Gıhdadlşin Buhuru: Kust (30).
Esma-i idrisiyye Şerhi – 2. isim ve Havasları

«YÂ İLAHEL ÂLİHETİR-REFİÎ CELÂLUHÜ»
Esmai İlâhiyei Zâti’yeden bir ismi şerif de «Yâ İlâ-hel âlihe»dir. Yani Hakkıyla mâbud (İbadet edilen) ve ibadete müstehak yüce Allah anlamınadır.
Mânâsı:
Ey İlâhel ecellil aliyyül âlâl Tecelliyi Celâlin şirki hevayi ve zenbi vücudu muzmahil ve İfna edip nuru hakikatınla gönlüme sebat veren mabudu hakikim ve maksudu tahkikim İlâhî Sensin. Celâli izzetin gayet yücedir.
Havass ve Esrarı:
Eğer bir kimsenin eli dar olsa, fakir olsa halkın gözünde hakir olsa; 20 gün müddetle her gün bu şerefli ismi (duayı) 15 defa okumalıdır. Halkın gözünde
yücelir. O kimseyi gören herkes büyük, ulu görür. O
kimse artık fakir olmaz (31).
• Eğer bir kimsenin eli dar olsa; insanların nazarında itibarı olmasa ve buna hakaret nazarıyla baksalar; gerekdir ki; bu şerefli ismi (duayı) 20 gün müddetle her gün 15 kez okumalıdır. Allah Teâlâ’nın inayetiyle halkın nazarında muhterem olur, itimatlı olur.
• Eğer devamlı okursa ervah ki; bu şerefli isme (duaya) musahhardır; ona zahir olurlar (görünürler.)(32).
Cenâb-ı Şeyhül Ekber Muhyiddin Arabi (K.S.) Hazretleri buyurur ki:
• Bir kimse ihtiyaç yüzünden ve itibar yönünden işinde-gücünde sıkıntı çekse; günde 36 defa bu şerefli ismi (duayı) okumalıdır. Allah Teâlânın inayetiyle insanlar arasında itibar görür ve sıkıntılı durumu genişliğe tebdil olur.
• Eğer riyazatı kâmile ile tahareti zâhir’e ve bâtın’a (iç ve dış temizliği) üzere bir halvetde günde7000 kere bu esmai şerifi okumağa devam etse bilâ-vasıta (vasıtasız, doğrudan doğruya hakkdan yahut büvasıta (vasıta ile) ervah-ı âliye (kudsal ruhlar) icabetbuyurup Tankı hakka vuslatı (Cenab-ı hakkın yoluna ulaşmağı) anlatırlar. O kimsenin gönlü nuru İlâhi ile münevver olur. Nefsi heva ve zenbi vücud derunundan halâs bulup izret ve şeref hasıl olur. (33)
• Günü: Pazar
Gecesi: Perşembe
Ulvi Meleği: Zakemaile
Süfli Meleği: Kmuhatişin
Buhuru: Günlük
Bu ismin Ulvi Meleğinin ya da Süfli Meleğinin icabetini isteyen kimse; ateşde Günlük tütsüleyerek Pazar günü veya Perşembe gecesi bu iş için uygun saatde niyet ederek ve şartlarına riayet ederek ismin zikrine devam etmelidir.

İstiğfarın Önemi – Küçük Büyük Tüm Günahları Affettireceği


“(Kendilerine cennet hazırlanmış bulunan takva sahipleri) o kimseler (dir)ki ; (büyük günah işleyerek) çok çirkin bir iş yaptıklarında yahut (küçük bir günah işleyerek) kendilerine zulmettiklerinde Allâh’ın (tehtit ihtiva eden hükümlerini ve yüce şanını) hatırlarlar daihemen (pişman olup tevbe ederek) günahları için bağışlanma isterler.
- Zaten Allâh’tan başka günahları kim bağışlayabilir.?-
Onlar (işledikleri günahın çirkinliğini) bilmekte bulunuyorlarken,yapmış oldukları (kötü) şeyler üzerine ısrarcı da olmazlar.(Bilakis istiğfara sarılarak ısrarcı olma vasfından kurtulurlar.)
(Habibim!) İşte Sana ! Onlar ki , kendilerinin mükâfatı ; Rablerinden büyük bir bağışlanma ve (köşkleriyle ağaçlarının) altlarından ırmaklar akmakta olduğu halde içlerinde ebedî kalacakları pek değerli cennetlerdir.(Bu şekilde) amel eden o kişilerin mükâfatı ne güzel olmuştur!” (Al-i İmrâm Suresi : 135-136)
“Alûsi Tefsiri”nde zikredildiğine göre âyet-i kerimede geçen istiğfardan maksat,sadece dille mağfiret talep etmekten ibaret olmayıp,işlenen günaha son derece pişman olup bir daha yapmamaya karar vermektir.Yoksa sadece dille istiğfar edip günaha devam etmek Allâh-u Te’alâ ile alay etmek gibidir.(Haşa!) Bundan dolayı Râbi’a el-Adeviyye (Radıyallahu Anhâ) : “Bizim şu istiğfarımız da çok istiğfara muhtaçtır.” buyurmuştur.

Ayet-i Celilede geçen : “Bütün günahları Allâh’tan başka kim affedebilir ?” kavl-i şerifi,bazı muhakkik (inceleyici) alimlerin ifadelerine göre,birçok yönden Allâh-u Te’alâ’nın rahmetinin genişliğine,fazl-u kereminin bolluğuna,günahları ancak kendisinin affedebileceğine ve kul istiğfar ettiği anda mağfiretin mutlaka tecelli edeceğine delâlet ettiğinden,günahkâr kulların gönüllerini hoş etmekte ve onları bir an evvel tevbeye teşvik etmektedir.
“Rûhu’l Beyan Tefsiri”nde zikredildiğine göre âyet-i celilede geçen :”Yaptıkları günaha ısrar etmezler.” kavl-i şerifi : “Yaptıkları günahtan istiğfar etmekten durmazlar.” demektir,zîra istiğfar edilen günaha ısrar edilmiş sayılmaz.Nitekim Ebû Bekr-i Sıddîk (Radıyallahu Anh)dan rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : “İstiğfar eden kimse günde yetmiş kere (aynı günaha) dönse bile,(günahta) ısrar etmiş sayılmaz.” buyurmuştur.(Ebû Davûd,Vitr:26)
İbni Abbâs (Radıyallahu Anh)dan rivayet edildiğine göre de Rasûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : “İstiğfarla beraber büyük günah yoktur.Israrla beraber de küçük günah yoktur.” buyurmuştur.
Ebû Sa’id el-Hudrî (Radıyallahu Anh)dan rivayetle bir hadis-i şerif’te Rasûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur ;
“Her kim üç kere : ‘Estağfirullah elazimellezi lâ ilâhe illâ hûvel hayyel kayyûme ve etübü ileyh’ derse,onun günahları üstüste birikmiş kumlar adedince de olsa,denizlerin atıkları kadar da olsa,gökteki yıldızlar sayısınca da olsa mağfiret olunur.” (ibni Asakir,Eli el-Müttakî)
(İstiğfarın Manası : Kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan,O hayy ve Kayyûm olan büyük Allâh’tan mağfiret dilerim ve O’na tevbe ederim)
Yine Ebû Sa’id el-Hudri (Radıyallahu anh) dan rivayetle Rasûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir defasında şöyle buyurmuştur ; “Her kim beş kere : ‘Estağfirullahellezi lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyüme ve etübü ileyh.’ derse,üzerinde denizlerin köpükleri kadar (günahları) da olsa onun için bağışlanır.” (İbni Ebî Şeybe,İmâm-ı Süyûtî)
(İstiğfar yaparken,yapılan hatadan(günahtan) pişman olunması gerekir.)
–Cübbeli Ahmet Hoca – İstiğfar Risalesi Kitabı —