“(Kendilerine cennet hazırlanmış bulunan takva
sahipleri) o kimseler (dir)ki ; (büyük günah işleyerek) çok çirkin bir iş
yaptıklarında yahut (küçük bir günah işleyerek) kendilerine zulmettiklerinde
Allâh’ın (tehtit ihtiva eden hükümlerini ve yüce şanını) hatırlarlar daihemen
(pişman olup tevbe ederek) günahları için bağışlanma
isterler.
- Zaten Allâh’tan başka günahları kim
bağışlayabilir.?-
Onlar (işledikleri günahın çirkinliğini) bilmekte
bulunuyorlarken,yapmış oldukları (kötü) şeyler üzerine ısrarcı da
olmazlar.(Bilakis istiğfara sarılarak ısrarcı olma vasfından
kurtulurlar.)
(Habibim!) İşte Sana ! Onlar ki ,
kendilerinin mükâfatı ; Rablerinden büyük bir bağışlanma ve (köşkleriyle
ağaçlarının) altlarından ırmaklar akmakta olduğu halde içlerinde ebedî
kalacakları pek değerli cennetlerdir.(Bu şekilde) amel eden o kişilerin mükâfatı
ne güzel olmuştur!” (Al-i
İmrâm Suresi : 135-136)
“Alûsi Tefsiri”nde
zikredildiğine göre âyet-i kerimede geçen istiğfardan maksat,sadece dille
mağfiret talep etmekten ibaret olmayıp,işlenen günaha son derece pişman olup bir
daha yapmamaya karar vermektir.Yoksa sadece dille istiğfar edip günaha devam
etmek Allâh-u Te’alâ ile alay etmek gibidir.(Haşa!) Bundan dolayı Râbi’a
el-Adeviyye (Radıyallahu Anhâ) : “Bizim şu istiğfarımız da çok istiğfara
muhtaçtır.” buyurmuştur.
Ayet-i Celilede geçen : “Bütün günahları Allâh’tan başka kim affedebilir ?” kavl-i şerifi,bazı muhakkik (inceleyici) alimlerin ifadelerine göre,birçok yönden Allâh-u Te’alâ’nın rahmetinin genişliğine,fazl-u kereminin bolluğuna,günahları ancak kendisinin affedebileceğine ve kul istiğfar ettiği anda mağfiretin mutlaka tecelli edeceğine delâlet ettiğinden,günahkâr kulların gönüllerini hoş etmekte ve onları bir an evvel tevbeye teşvik etmektedir.
Ayet-i Celilede geçen : “Bütün günahları Allâh’tan başka kim affedebilir ?” kavl-i şerifi,bazı muhakkik (inceleyici) alimlerin ifadelerine göre,birçok yönden Allâh-u Te’alâ’nın rahmetinin genişliğine,fazl-u kereminin bolluğuna,günahları ancak kendisinin affedebileceğine ve kul istiğfar ettiği anda mağfiretin mutlaka tecelli edeceğine delâlet ettiğinden,günahkâr kulların gönüllerini hoş etmekte ve onları bir an evvel tevbeye teşvik etmektedir.
“Rûhu’l Beyan Tefsiri”nde zikredildiğine göre âyet-i
celilede geçen :”Yaptıkları günaha ısrar etmezler.” kavl-i şerifi : “Yaptıkları
günahtan istiğfar etmekten durmazlar.” demektir,zîra istiğfar edilen günaha
ısrar edilmiş sayılmaz.Nitekim Ebû Bekr-i Sıddîk (Radıyallahu Anh)dan rivayet
edildiğine göre Rasûlüllah (Sallallahü Aleyhi
ve Sellem) : “İstiğfar eden kimse günde
yetmiş kere (aynı günaha) dönse bile,(günahta) ısrar etmiş
sayılmaz.”
buyurmuştur.(Ebû Davûd,Vitr:26)
İbni Abbâs (Radıyallahu Anh)dan rivayet edildiğine göre
de Rasûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : “İstiğfarla beraber büyük günah
yoktur.Israrla beraber de küçük günah yoktur.” buyurmuştur.
Ebû Sa’id el-Hudrî (Radıyallahu Anh)dan rivayetle bir
hadis-i şerif’te Rasûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur
;
“Her kim üç kere :
‘Estağfirullah elazimellezi lâ
ilâhe illâ hûvel hayyel kayyûme ve etübü ileyh’ derse,onun günahları üstüste birikmiş kumlar adedince de
olsa,denizlerin atıkları kadar da olsa,gökteki yıldızlar sayısınca da olsa
mağfiret olunur.” (ibni Asakir,Eli el-Müttakî)
(İstiğfarın
Manası : Kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan,O hayy ve Kayyûm olan büyük
Allâh’tan mağfiret dilerim ve O’na tevbe ederim)
Yine Ebû Sa’id el-Hudri (Radıyallahu anh) dan rivayetle
Rasûlüllah (Sallallahü Aleyhi
ve Sellem) bir defasında şöyle buyurmuştur ;
“Her kim beş kere : ‘Estağfirullahellezi lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyüme ve etübü
ileyh.’
derse,üzerinde denizlerin köpükleri kadar (günahları) da olsa onun için
bağışlanır.” (İbni Ebî Şeybe,İmâm-ı Süyûtî)
(İstiğfar
yaparken,yapılan hatadan(günahtan) pişman olunması gerekir.)
–Cübbeli Ahmet
Hoca – İstiğfar Risalesi Kitabı —
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.