NİSA SURESİ FAZLETLERİ


Nisa sûresi de Kur'ân-ı Kerîm'in en uzun sûrelerinden biridir. İsmet ve iffet sadefi Hazret-i Âişe'den (radıyallahü an-hâ); Hâtemü'l-Enbiyâ (sallâllahü aleyhi vesellem) buyurdular ki:



«Kur'ân'm yedi uzun sûresini —ki Nisa sûresi de onlardandır — kim öğrenip bellerse o kişi âlim sayılır.» (94)
Ay yüzlü sahâbîlerden Abdullah İbn-i Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir:
— [Nisa sûresinde beş âyet vardır ki, onlar karşıhğmda (Jünya ve dünyada olan şeylere mâlik olmak beni sevindirmez.
(94) Ahmed ibni .Hanbel



(Dünya bütün ni'metleriyle bana gelse onları dünyaya değişmem). Bu beş âyet şunlardır:

Muhafazakâr - Mehmet Şevket Eygi



1. Muhafazakarlık lafla ve edebiyatla olmaz, aksiyon ve hal ile olur. 

2. Muhafazakar, millî kimliğe ve kültüre bağlı olur, onları yaşar ve yaşatır. 

3. Muhafakarlığa karşı olan bir Kemalist, bir Komünist Osmanlıca bilmeyebilir ama bir muhafazakarın mutlaka bilmesi gerekir. Hem muhafazakarlık taslıyor, hem de bin yıllık millî yazımızı bilmiyor, bu yaman bir çelişki değil midir? (Hemen öğrenmeye başlamalı) 

4. Lise bitirmiş, üniversitede okumuş ve divan edebiyatına az da olsa vakıf değil, bu ne biçim muhafazakarlıktır. 

5. Türkiyeli bir muhafazakar Osmanlı edeb, terbiye ve görgüsüne sahip olmaya mecburdur. 

ISTIRCA´IN FAZILETI


 
Arifan Dergisi Haziran 2011

O Sabredenleri Müjdele...


 

O sabredenleri müjdele! Onlar ki, başlarına bir musibet geldiği zaman: “Biz Allah’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz.” derler.


وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِّنَ الْخَوفْ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِّنَ الأَمَوَالِ وَالأنفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّـا إِلَيْهِ رَاجِعونَ


Muhakkak ki biz sizi korkuyla, açlıkla ve mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. O sabredenleri müjdele! Onlar ki, başlarına bir musibet geldiği zaman: “Biz Allah’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz.” derler. (Bakara 155-156)


Bu ayet-i kerimede Müminlerin, Allah-u Teâlâ’nın hikmeti gereğince, hoşlanmayacağı bazı hâllerle karşılaşacaklarını ve o zaman Cenab-ı Hakk’ın takdirine teslimiyet gösterenlerin büyük bir mükâfata kavuşacakları açıklanmaktadır. Şimdi, ayet-i kerimede beyan buyrulan imtihan çeşitlerini teker teker ele alalım:


Muhakkak ki biz sizi korkuyla imtihan edeceğiz… Hazin tefsirinde beyan buyrulduğuna göre bu ayet-i kerimede geçen korkudan murad, düşman korkusudur. İmam Şafi ise bu korkunun “Allah korkusu” olduğunu beyan buyurmuştur.

İDDET BABI



İDDET BABI
YAS TUTMA İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
HADANE (ÇOCUĞU YETİŞTİRİP) BÜYÜTMEK
HADENENİN MÜDDETİ
ÇOCUK İLE YOLCULUK YAPMAK
1 - Kadının kocası onu bairi veya rec'î boşama ile boşadığı ya da karı ile koca bir başka yol ile biribirinden ayrıldıkları zaman, eğer kadın hür ise iddeti üç kere aybaşı halini görmektir.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Boşanan kadınlar üç (kuru) aybaşı müddeti beklerler."
(Bakara: 228)
Yukarıdaki âyeti kerimede geçen "Kuru" kelimesi aybaşı hali manasındadır.
Falıma bintü Habis (r.a)'dan rivayete göre
Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
"Kuru günlerinde namazını kılma."
(Ebu Davud, Nesei)
Bu hadisten anlaşılıyor ki "kuru" aybaşı hali anlamındadır.
2 - Çocuk yahut yaşlı olduğu için aybaşı halini göremeyen kadının iddeti üç aydır.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Kadınlarınız içinde ay hali görmekten kesilenler ile henüz ay hali görmemiş olanların iddetlerini tayin edemezseniz, bilinki onların iddet beklemesi ‘üç aydır."
(Talak: 4)
3- Gebe olan kadının iddeti de doğum yapmasıdır.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Gebe olan kadınlar da, doğum yapmakla iddet süreleri biter."
(Talak: 4)
4- Kocası ölen kadının, iddeti de, eğer kadın hür olursa dört ay on gündür.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"İçinizde ölenlerin bıraktıkları eşler, dört ay ongün beklerler."
(Bakara: 234)
5- Eğer kocası ölen kadın gebe olursa ister hür,istere cariye olsun iddeti doğum yapmasıdır.
Ebu Hureyre (r.a)'den;
Ebu Seleme ile İbni Abbas buluşmuşlardı. Kocasının ölümünden bir kaç gün sonra doğum yapmış olan kadının meselesi üzerinde konuşuyorlardı. İbni Abbas:
"Bu kadının iddeti en uzun iddettir" dedi. Ebu Seleme ise:
"Nasıl olur? Kadın doğumunu yaptı" şeklinde konuştu. Ebu Hureyre:
"Ben kardeşimin oğlunun görüşündeyim" dedi. Bunun üzerine meseleyi sormak için Rukeyb'i, Ümmü Seleme’ ye gönderdiler. Rükeyb dönünce dedi ki:
"Sübey'a Eslemiyye kocasının ölümünden bir kaç gün sonra doğum yaptı. Bunu Rasulullah (s.a.s)'e anlatınca,
Rasulullah (s.a.s):
"İstersen evlenebilirsin" buyurdular."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
6- İmam Ebu Hanife ile İmam Muhammed'e göre: Eğer kocası hasta iken boşanan kadın daha iddeti bitmemişken kocası ölürse, boşanma iddeti ile ölüm iddetinden hangisi daha uzunsa onu beklemesi gerekir.
İmam Ebu Yusuf ise: "İddeti üç kere aybaşı halini görmektir" demiştir. Yâni; eğer kadın bain, ya da üç talak ile boşanmış ise böyledir.
Rec'i talak ile boşanan kadının iddeti ise her üç imamın ittifakıyla ölüm iddetidir.
7- Fasid nikâh ile evlenen kadın ile, yanlışlıkla kendisiyle cinsel ilişkide bulunulan kadının iddeti, ayrılmada da, ölümde de aybaşı hali iddetidir.
8- Eğer kişi karısını aybaşı halinde boşarsa, içinde bulunduğu aybaşı hali iddetinden sayılmaz. Zira, iddet üç kez tam aybaşı halini görmektir. Kadının içinde bulunduğu aybaşı hali ise bir kısmı daha önce geçtiği için tam değildir.
9- Boşanan kadının iddeti boşanma tarihinden, kocası ölen kadının iddeti de ölüm tarihinden itibaren başlar. Kadın, iddet süresi geçinceye kadar boşandığını, yahut kocasının öldüğünü bilmese de iddeti bitmiş olur.
Zira iddeti gerektiren sebeb ya boşanma ya ölümdür. Bunun için boşanma ile ölüm hangi tarihte vuku bulursa iddet o tarihten itibaren başlamış olur.
İbni Ömer (r.a) şöyle demiştir:
"Kadının iddeti kocasından boşandığı günden itibaren başlar. Kocası ölen kadının iddeti ise kocası öldüğü günden itibaren başlar."
(İbni Ebi Şeybe Sahih senedle rivayet etti.)
Beyhaki'de Ali (r.a)'den, Taberani'de İbni Mes'ud (r.a)'den bunun gibi rivayetler vardır.
10- Eğer kadın: "Benim iddetim bitmiştir" kocası da "Bitmemiştir" dese, kadının yemin ederek söylediği söz geçerlidir.
11- Eğer bir kadın aybaşını görmediği için aylarla iddetini beklerken aybaşı halini görürse, aylarla olan iddetinden beklediği günler boşa gidip yeniden aybaşı iddetini beklemesi gerekir. Eğer kadın iki kez aybaşı halini gördükten sonra aybaşı halinden kesilirse aylarla olan iddeti beklemesi gerekir. Zira asıl ile aslın bedeli bir arada olamaz.