Osmanlı Devletinin yönetimi altında yaşayan yetmiş iki buçuk millet, adilâne bir şekilde yönetilerek asırlar boyunca kavgasız, gürültüsüz ve huzur içerisinde beraberce yaşamışlardır.
Çok şerefli bir geçmişe sahip olan Müslüman Türk milleti, adâletli, hoşgörülü ve dürüst yönetimleriyle tarihe geçmiş olan ender topululuklardan biridir. Osmanlı Devletinin yönetimi altında yaşayan yetmiş iki buçuk millet, asırlar boyunca kavgasız, gürültüsüz ve huzur içerisinde beraberce yaşamışlardır. Çünkü Osmanlı Devleti, Allâh-ü Teâlâ’nın “Bir topluluğa olan kininiz, sizi adâletli davranmamaya sevk etmesin. Adâletli olun” emri doğrultusunda hareket ederek, fethettikleri beldelerde yaşayan halka zulmetmemişler ve adilâne bir yönetim gösterip o belde halkının gönüllerini de fethetmişlerdir.
Osmanlı
Devletinin fethettiği beldelerde, bir tane sivil, yaşlı, çocuk veya kadın
katledilmemiştir. Yağmalama ve talan etme olayına rastlanmamıştır. Tek bir
tecavüz hadisesi cereyan etmemiştir. Osmanlı’nın bu insânî muamelesini,
hakkâniyetini ve adâletini gören Hıristiyan’ı, Rum’u, Ermeni’si, adeta
Osmanlının gelmesini beklemişlerdir. Bilhassa Rumeli’deki fütuhâtın süratle
genişlemesinde bu dillere destan Osmanlı adâletinin çok tesiri vardır.