|
A´dan Z´ye… ا´den ي´ye… Beşikten mezara kadar öğrenilmesi gereken, kadın-erkek tüm Müslümanlara farz olan ve sonu Cennete varan bir yoldur İlim✦Amel✦İhlas
Cemaatle Namaz Kilmak
Kadir Suresi Tefsiri
Rahman ve Rahim Allah´ın Adı ile
Müfessirlerin çoğunun görüşüne göre Medine'de inmiştir. Bunu es-Sa'lebi zikretmiştir. d-Maverdi ise bunun aksini nakletmektedir. Derim ki: ed-Dahhak'ın görüşü ile İbn Abbas'ın iki görüşünden birisine göre bu sûre Medine'de inmiştir. el-Vâkıdi'nin naklettiğine güre Medine'de inmiş ilk sûre budur. Beş âyettir. [1]

"Doğrusu, Biz, onu" yani Kur'ân'ı "...indirdik." Her ne kadar bu sûrede henüz Kur'ân-i Kerim'den sözedilmemiş ise de mananın böyle olduğu bilinen bir husustur. Kur'ân'ın tamamı da zaten tek bir sûre gibidir. Yüce Allah, şöyle buyurmaktadır: "O Ramazan ayı ki Kur'ân onda indirilmiştir." (Bakara, 2/185) Bir başka yerde de şöyle buyurmaktadır; "Hâ, Mim. Apaçık ki tabayemin olsun, ki şüphesiz Biz onu mübarek bir gecede indirdik." (ed-Duhan, 44/1-3) Bu buyrukta "mübarek gece"den kasıt, Kadir gecesidir. eş-Şa'bî dedi ki: Biz, Kur'ân'ı Kadir gecesinde indirmeye başladık, demektir. Bir görüşe göre Cebrail (a.s) Kur'ân'ı bir defada, toptan, Kadir gecesinde Levh-i Mahfuzdan dünya semasınadaki Beytu'i-Izze'yt: indirmiştir. Cebrail, Kur'ân'ı yazıcı meleklere yazdırmış, daha sonra da Peygamber (sav)'a kısım kısım indirmeye devam etmiştir. Kur'ân'ın ilk nazil olmaya haşlaması ile son nazil olun buyrukları arasında yirmiüç yıllık bir zaman geçmiştir. Bu açıklamayı İbn Abbas yapmıştır. Daha önceden el-bakara Sûresi'nde (2/185. âyet, 8. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır. el-Maverdi'nin naklettiğine göre, İbn Abbas şöyle demiştir: Kur'ân Ramazan ayında. Kadir gecesinde, mübarek bir gecede, Allah tarafından bir defada, Lehvı-i Mahfuzdan dünya semasındaki yazıcı, şerefli meleklere indirilmiş, daha sonra yazıcı, şerefli melekler yirmi senelik bir zaman süresinde bunu peyderpey Cebrail'e bildirmiş, Cebrail de bunu Peygamber (sav)'a yirmi yıl süre içerisinde kısım kısım bildirmiştir, İbnu'l Arabi dedi ki: "Ancak bu açıklama batıldır. Çünkü Cebrail ile Allah arasında ayrıca bir vasıta olmadığı gibi, Cebrail ile Muhammed -ikisine de selâm olsun- arasında bir vasıta yoktur."
1. Mucize: Kur´an-i Kerim
Peygamber Efendimizin (asm) en
büyük, ebedî mucizesi Kur’an’dır. Kur’an yüzlerce ayetiyle Hazreti Peygamber’in
(asm) davasını ispat eder. Aynı zamanda Kur’an’ın kendisi Peygamberimizin (asm)
en büyük mucizesidir. Öyle bir mucizedir ki, kırk yönden mucize olduğunu,
ihtisas sahibi olan binlerce Kur’an alimi tarafından ispat edilmiştir.
Kur’an’ın mucize oluşunun
ispatını Kur’an-ı Kerim sitemiz, Kuran-iKerim.org
‘ a havale ederek, Kur'an'ın üstünlüğünü ve özelliklerini anlatan Mustafa Asım
Köksal Hocamızın bir çalışmasını buraya aynen almak istiyoruz:
Peygamberimiz Aleyhisselamın Ümmetine Bıraktığı
Birinci Büyük Emanet: Kitab
Peygamberimiz Aleyhisselam, Veda
Haccında irad buyurduğu hutbesinde:
"Ben
size öyle bir şey bıraktım ki, ona sımsıkı sarılırsanız, hiçbir zaman dalâlete
düşmez, sapmazsınız: O, Allah'ın Kitabı ve Resûlullah’ın sünnetidir"
Kur'ân-ı Kerîm'e göre de; Kitab
ve sünnet, Müslümanlar için başvurulması gereken iki hidayet kaynağıdır.[2]
Peygamberimiz Aleyhisselam, bir
hadis-i şeriflerinde:
"Peygamberlerden
hiçbir peygamber yoktur ki, ona insanların iman etmek zorunda kaldığı
mucizelerin bir benzeri verilmemiş olsun. Bana verilen mucize ise Allah'ın bana
vahyettiğidir, Kur'ân'dır. Bunun için, kıyamet günü peygamberlerin en çok
ümmetlisi ben olacağımı umarım!"
Gecmis Namazlarin Kazasi
|
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)