MÂLIK B. ENES


MÂLIK B. ENES




Mâlik b. Enes b. Mâlik b. Ebi Âmir el-Asbahî. Mâliki Mezhebinin imami, Muhaddis ve mutlak müctehid.

Imam Mâlik, Medine'de dogmustur. Onun dogum tarihi hakkinda, Hicrî 90'dan 98'e kadar degisen farkli rivayetler vardir. Ancak, yayginlikla kabul edileni 93 (711-712) tarihinde dogmus oldugudur (Ömer Riza Kehhale, Mu'cemü'l-Müellifîn, Beyrut (t.y.), VIII, 168; ayrica bk. Suyutî, rezyinü'l-memalik, 7)..

Imam Mâlik'in ailesi aslen Yemenli olup, dedesi Zû Asbah kabilesine mensup olan Mâlik b. Ebu Amir el-Asbahî, Yemen valisinden gördügü zulüm üzerine Medine'ye gelip yerlesmistir. Annesi de, yine Yemenli Ezd kabilesinden, Aliye binti Süreyk el-Ezdî'dir.

Imam Mâlik'in dedesi Medine'ye yerlestikten sonra, Kureyse mensup Benû Teym b. Murra kabilesi ile hisimlik kurarak, bu kabile mensuplariyla dostluk (velâ) akdetmis ve gerektiginde onlardan yardim görmüstür.

Imam Mâlik'in ailesi, Medine'ye yerlestikten sonra ilimle mesgul olmus, özellikle hadisleri toplamaya ve Ashab'in fetvalarini ögrenmeye büyük önem vermislerdi. Dedesi Mâlik b. Ebu Amir, Tâbiînin büyüklerinden olup, Hz. Ömer (r.a), Osman (r.a), Talha (r.a) ve Aise (r.anh)'dan hadis rivayet etmistir.

Ahmed b. Hanbel


Ahmed b. Hanbel

(164/780 - 241/855)



Islâm'da dört büyük fikih mezhebin birisi olan Ahmed b. Hanbel 164/780 yilinda Bagdad'ta dogdu. 241/855'te yine orada vefat etti. Büyük babasi Hanbel Horasan bölgesinde bulunan Serahs Vilâyeti'nin valisi idi. Babasi Muhammed b. Hanbel de komutanlik görevi üstlenmis bir askerdi. Hanbel ailesi, Ahmed'in dogumuna yakin bir sirada Bagdad'a gelmis ve orada yerlesmisti.

Ahmed b. Hanbel önce Kur'ân'i hifzetmis, daha sonra arapça, hadis gibi ilimleri, sahâbe ve tabiîlere ait rivâyetleri, Hz. Peygamber'in, sahabe ve tabiîlerin hayatlarini incelemekle ilim çalismalarina baslamistir. Özellikle hadis ilmi için Basra, Kûfe, Mekke, Medîne, Sam, Yemen ve el-Cezîre'yi dolasmis, uzun bir süre Imam Sâfiî'ye (ö. 204/819) talebelik etmistir. Hatta bu yüzden O'nu Sâfiî mezhebinden sayanlar bile olmustur. Böylece O'nun baslica fikih üstadi Imam Sâfiî'dir. Sâfiî, O'nun hakkinda söyle demistir: "Ben Bagdad'tan ayrildim ve orada Ahmed b. Hanbel'den daha âlim ve daha faziletli kimse birakmadim"(el-Hudarî, Târihu't-Tesrîi'l-Islâmî, terc. Haydar Hatipoglu, s. 260, 26i).


Ahmed b. Hanbel, Ebû Hanîfe'nin (ö.150/767) ögrencisi ve devrin ünlü bas kadisi Ebû Yûsuf'tan (ö.182/798) fikih ilmi aldi. Rivâyetle dirayeti birlestiren bir yol izledi. O, hükmü hadisten çikarir, bu hükme yeni bir takim meseleleri kiyas ederdi. Bu arada Yemen'e giderek, San'a'da Abdurrezzâk b. Hemmâm'la (ö. 211/826) görüstü. Orada iki yil kadar kalarak O'ndan ez-Zuhrî ve Ibnü'l-Müseyyeb yoluyla gelen birçok hadisleri aldi(Muhammed Ebû Zehra, Islâm'da Fikhî Mezhepler Tarihi, Terc. Abdulkadir Sener, Istanbul i976, s. 423 vd.)

MUHAMMED B. IDRÎS ES-SAFIÎ

(150-204 H.)


Safiî mezhebinin öncüsü ve müctehid imamlardan biri.

Hicrî 150/Miladî 767 yilinda Filistin'in Gazze sehrinde dogdu. Babasi Idris bir is için Gazze'ye gitmis, orada iken vefat etmisti. Dedelerinden biri olan Safiî Ibn es-Sâib'e nisbeten Safiî olarak bilinir. Soyu Abd-i Menâf'ta Hz. Peygamber'in soyuyla birlesir.

Henüz küçük yasta iken babasini kaybeder. Fakir bir sekilde yasayan annesi, oglunu alip Mekke'ye gitmege karar verir. Mekke'de, daha küçük yasta kendisini ilme veren Imam Safiî, yedi yasinda Kur'ân-i Kerim'i; on yasinda da Imam Mâlik'in el-Muvatta' adli hadis kitabini ezberlemis ve on bes yasina geldiginde, fetva verebilecek bir seviyeye ulasmisti.

Bundan sonra yirmi yila yakin bir süre çölde, Huzeyl kabilesi içinde yasayarak fasih Arapça'yi ve câhiliye siirlerini ögrendi. Hatta Asmaî, onun hakkinda; "Huzayl'in siirlerini Kureys'ten Muhammed b. Idris denen bir genç ile düzelttim" demistir. Böylece edip ve Arapçada söz sahibi olmustur.

EBU HANIFE


(80/150 - 700/767)

Imam Âzam (büyük Imam) lâkabiyla bilinen, Ebû Hanife künyesiyle meshur Numân b. Sâbit b. Zevta (Zûta) mutlak müctehid ve fikihta Hanefi mezhebinin imami.


Ebû Hanife, Kûfe'de hicrî 80 yilinda dogdu. Numân ve ailesinin Arap olmadigi kesindir; onun Farisi veya Türk oldugu seklinde degisik görüsler vardir. Dedesi Zûta, Teym b. Sa'lebeogullari kabilesinin âzatlisi olup, Hz. Ali zamaninda Kâbil'den Kûfe'ye gelerek; orada yerlesti. Zûta'nin oglu Sâbit de Kûfe'de ipek ve yün kumas ticaretiyle ugrasti. Islâm'in hâkim oldugu bir ortamda yetisen Numân b. Sâbit küçük yasta Kur'ân-i Kerîm'i hifzetti. Kirâati, yedi kurrâdan biri olarak taninan Imam Âsim'dan aldigi rivâyet edilir (Ibn Hacer Heytemî, Hayratu'l Hisan, 265) Numân gençligini ticaretle geçirdikten sonra Imam Sa'bî (20/104)'nin tavsiye ve destegiyle ögrenimine devam etti. Arapça, edebiyat, sarf ve nahiv, siir ögrendi. Yetistigi Kûfe sehri ve bütün Irak bölgesi müslim-gayrimüslim birçok düsüncenin, itikâdi firkalarin bulundugu, itikadla ilgili atesli tartismalarin yapildigi rey ehlinin yerlestigi bir sehirdi. Dindar bir ailede yetisen Ebû Hanife'nin de bu itikâdi tartismalara zaman zaman katildigi kuvvetle muhtemeldir. Ebû Hanife, Sa'bî'nin kendisini ilme tesvikini söyle anlatmaktadir: "Günün birinde Sa'bî'nin yanindan geçiyordum. Beni çagirdi ve bana, 'Nereye devam ediyorsun?' dedi. Ben de, 'Çarsi pazara' dedim. O, 'Maksadim o degil, ulemâdan kimin dersine devam ediyorsun?' dedi. Ben, 'Hiçbirinin' diye cevap verince Sa'bî, 'Ilmi ve ulemâ ile görüsmeyi sakin ihmal etme. Ben senin uyanik ve aktif bir genç oldugunu görüyorum' dedi. Onun bu sözü benim içimde iyi bir etki yapti. Ticareti biraktim, ilim yolunu tuttum. Allah'in inâyetiyle Sa'bî'nin sözünün bana çok faydasi oldu." Kendisinin de belirttigi gibi Sa'bî'nin bu tavsiyesi onun için bir dönüm noktasi olmustur. Bundan böyle ticaret isini ortagi Hafs b. Abdurrahman'a devredecek, ara-sira dükkânina ugrayacak, asil isi ilim meclislerine devam etmek olacaktir. O zaman Numan henüz yirmiiki yasindadir (Muhammed Ebû Zehra, Ebû Hanife, Çev.: Osman Keskioglu. Istanbul 1970. 43).

Sahabeler ve tabiin


Sahabeler ve tabiin



Erkek sahabeler Hanım sahabeler