Salât-ı Münciye Duâsı





Duânın Türkçe Okunuşu:

“Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî’il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi’s-seyyiât ve terfe’unâ bihâ a’lâ’d-deracât ve tubelliğunâ bihâ aksâ’l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî’l-hayâti ve ba’del-memât birahmetike Yâ erhame’r-rahimîn. Hasbunellahu ve ni’mel vekîl, ni’mel mevlâ ve ni’me’n-nasîr. Ğufraneke rabbenâ ve ileyke’l-masîr.”

Duânın Mânâsı:

“Allahım! Efendimiz Muhammed’e (sav) ve onun ehli beytine salât et. Bu salâvat o derece değerli olsun ki: Onun hürmetine bizi bütün korku ve belalardan kurtarsın. Bizim ihtiyaçlarımızı o salâvat hürmetine yerine getirsin, bizi bütün günahlardan bu salâvat hürmetine temizlersin, o salâvat hürmetine bizi derecelerin en üstüne yüceltirsin, o salâvat hürmetine hayatta ve öldükten sonra düşünülebilecek bütün hayırlar konusunda gayelerin en sonuna kadar ulaştırsın. Ey merhametlilerin merhametlisi bize bunları merhametinle nasip et. Allah Tealâ bize kafidir ve ne iyi bir dost, ne iyi bir vekildir. Ey Rabbimiz, senin mağfiretini dileriz, dönüş yalnız sanadır.”

Efendimizin Günlük hayatta ki Sünneti Seniyyesi



1. Hayırlı işlerde Sağ tarafı , adi işlerde sol tarafı kullanmak.

2. Yemekten önce elleri yıkamak.

3. Yemeğe besmele ile başlamak, Allah'ın sonsuz ikram ve nimetlerini tefekkür ederek Yemek, sonunda da hamd etmek.

4. Yemekte tabağın kendi önümüze gelen tarafından Yemek.
5. Yerde Sofra bezinin üstünde Yemek. İhtiyaç oldugu takdirde Masada da yenilebilir.

6. Yemeğe sofradakiler ile beraber başlamak.

7. Acıkmadıkça yememek, tam doymadan yemeği bırakmak.

8. Tabağa az yemek koydurtup artik bırakmamak.

9. Sofrada Sağ dizi dikip, sol dizi makyajını yatırmak.

10. Saf ipek ve saf Altın Ümmet-i Muhammed'in erkeklerine haram kılınmıştır.


Oyuna Gelme Ey Müslüman!

SIRA CÜBBELİ AHMET HOCA’DA … OYUNA GELME EY MÜSLÜMAN!

  Ali Haydar Efendi : Ömrü hapishanelerde geçti. Defalarca içeri aldılar. Hücrelerde tuttular. Yıllarca beton üzerinde sabahladı. Dışarı çıkartıldığında çökmüştü ve hareket edecek hali kalmamıştı. Suçu tarikatçı olmak, hakkı hakikati söylemekti.
Mahmud Efendi Hazretleri : Televizyonu eleştirdiği için soruşturma geçirdi. (Yani içeri almak için televizyonu eleştirmek bile bahane olabiliyor.) Defalarca hâkim karşısına çıkarıldı. Neticede bütün suçlamalardan beraat etti ve bir daha uğraşamadılar.
Timurtaş Uçar Hoca : Bu gün kasetlerinden bile gençleri coşturan büyük insan. Vefat edeceği sırada 48 ayrı mahkemede yargılanıyordu. Tek suçu düzen hakkında sert konuşmaktan öte cemaat toplama potansiyeliydi. Sohbetlerine iştirak her geçen gün artıyordu. Sorgulamalarda çok işkenceler çekti.

Zinaya Yaklasmayin




“Zinâya (bulaşmak bir yana,nâmahrema bakmak,dokunmak ve öpmek gibi öncü günahlara dahi) yaklaşmayın Şüphesiz o,çirkinliği sınırsız bir iş olmuş ve (şehveti tatmin için izlenen) bir yol olarak da pek kötü bulunmuştur.” (İsrâ Suresi :32 )
İnsan kendi hanımına,kendi kızına,kendi anasına,başkasının nikâhsız,akitsiz yaklaşmasından ne kadar rahatsız olacağını düşünmelidir.
Kendisi de başkasının ırzına,namusuna dikkat etmelidir.
Bu zinâ ile soylar karışıyor,hürmet perdeleri yırtılıyor,yasaklar bozuluyor,daha bir çok bozukluklara sebebiyet veriyor.
Hazreti-i Câfer (Radıyallahu Anh) Hazret-i Ali Efendimizin kardeşidir.Câfer-i Tayyar diyoruz ona.Ürdün’deki Mûte’de şehit oldu,elhamdülillah ziyaret etmek nasiboldu,Allâh size de nasibetsin.
Allâh-u Te’alâ Hazret-i Câfer’e kesilen iki kolu yerine iki kanat taktı ve cennette uçuyor.Bu mübârek zat : “Ben câhiliyet zamanında da zinâya hiç yaklaşmadım.” buyurdu.
Halbuki câhiliyet döneminde bu gibi yasaklar,haramlar yoktu.İnsanlar alenen (açıkça) zinâ ediyorlardı.Gizlice dost olup,metres ediniyorlardı.
Bazısı ise “Ben zinâya açığım,isteyen benimde zinâ edebilir.” mânâsında kapılarına bayrak asıyorlardı.Bazıları da gizli yapıyorlardı.

Onun için Rabbimiz : “Fuhşa yanaşmayın ! Açık olanına da yanaşmayın,gizli olanına da yanaşmayın !” (En’am Suresi :151) buyuruyor.
Açık olanı,kapıya bayrak asanınkidir.”İsteyen gelsin benimle zinâ etsin” diyeninkidir.
Hepimiz biliyoruz ki,fuhuş yuvalarına izin,veska veriyorlar,vergi tabelası koyuyorlar.İşte bunlar açık olanlardır.Gizlisi ise sırren yapılan,gizlice dost tutarak,metres edinmek dediğimiz şeydir.
Rabbimiz : “Günahın açığınıda gizlisinide bırakın.” (En’am Suresi :120) buyuruyor.
“Günah kazananlar,işledikleri suçlar nedeniyle çok yakında büyük belâlara uğrayacakar.” (En’am suresi :120)
Hazret-i Câfer (Radıyallahu Anh) : “Bir kimse benim harem-i istetime el uzatsın,göz diksin,namusuma taarruz etsin istemediğimden dolayı ben de kimse hakkında bu şekilde düşünmedim.” derdi.İşte bu kişiler tâ İslam gelmeden evvel korunmuş ve seçilmiş insanlardı.Allâh-u Tealâ şefaatlarine nâil eylesin.

İyilik Hakkında Hadis-i Şerif



EBEVEYNE İYİLİK

152 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyaâde kim hak sâhibidir?" diye sordu. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): "Annen!" diye cevap verdi. Adam: "Sonra kim?" dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) "Annen!" diye cevap verdi. Adam tekrar: "Sonra kim?" dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yine: "Annen!" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: "Sonra kim?" Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu dördüncüyü: "Baban!" diye cevapladı."

Buhârî Edeb 2; Müslim Birr 1 (2548).

153 - Küleyb İbnu Menfa'a ceddi bulunan Küleyb el-Hanefi (radıyallahu anh)'den anlattığına göre kendisi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek sormuştur: "Ey Allah'ın Resûlü kime karşı iyilik yapayım?" Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şu cevabı vermiştir: "Annene babana kızkardeşine oğlan kardeşine bunu takip eden azadlına. Bu iyiliği de üzerine vâcib olan bir hakkın ödenmesi yani sıla-ı rahmin yerine getirilmesi olarak yapacaksın. (Nafile ihtiyarî hasbî bir davranış tatavvu grubuna giren bir amel olarak değil)".

Ebu Dâvud Edeb 129 (5140).

154 - Behz İbnu Hakîm babası tarikiyle dedesi Mu'aviye İbnu Hayde el-Kuşeyrî (radıyallahu anh)'den naklediyor. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e: "Ey Allah'ın Resûlü kime iyilik yapayım? diye sordum. Bana: "Annene" dedi. "Sonra kime?" diye tekrar ettim. "Annene" dedi. "Sonra kime?" dedim. "Annene" dedi. "Sonra kime?" dedim bu dördüncüde "Babana sonra da tedrici yakınlarına
nlarına" diye cevap verdi."