İLA BAHSİ




İLA BAHSİ
İLANIN HÜKÜMLERİ
MUHALEA (MAL KARŞILIĞINDA BOŞAMA)
MUHALEA'NIN HÜKÜMLERİ
İla: Kişinin, karısına ya dört ay veya daha fazla bir süre için veyahut süresiz olarak yaklaşmamaya dair yemin etmesidir.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler ancak dört ay bekleyebilirler."
(Bakara: 226)
İlanın Hükmü: Dört aydan fazla olmamak şartıya kişinin, karısını terbiye etmek maksadıyla ona belli bir müddet yaklaşmamak üzere yemin etmesi caizdir.
Enes (r.a)'den;
Rasulullah (s.a.s) zevceleri ile münasebette bulunmamaya yemin etmişti. O sırada ayağında da bir ağrı vardı. Bu sebeple 29 gece kendisine ait bir odada oturdu. Sonra çıkıp zevcelerinin yanına geldi. Dediler ki:
"Bir ay zevcelerinle münasebette bulunmamaya yemin etmiştin. Halbuki tam bir ay olmadı."
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) "Bir ay, 29 gün olabilir" buyurdular.
(Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei)
Fakat, eğer kişinin, sırf hanımına zarar vermek niyetiyle belli bir müddet yaklaşmamak üzere yemin etmesi caiz değildir.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Zarar vermek veya zarara yol açan şeyleri yapmak caiz değildir."
(Ahmed ve İbni Mace Hasen senedle rivayet ettiler.)

ON DÖRT BİN SELAVATA DENK GELEN SELAVAT

 

"Ey Allah! Nurlarının denizi, sırlarının mâdeni, hüccetinin lisânı (delillerini dile getiren), (dünya ve âhiret tüm) memleket(ler)inin süsleyicisi, huzurunda bulunan meleklerin, nebilerin ve velîlerin imâmı, mülkünün ziyneti, rahmetinin hazînelerinin anahtarlarını elinde tutan), şerîa'tının yolu (nu gösteren), Senin (zikir ve) tevhidinle lezzet al(ıp, başka şeylerden lezzet alamay)an, varlık âleminin gözdesi olan insanın gözü (gibi değerli) olan, mahlûkâtının seçkinlerinin gözdesi olan, Senin ziyanın nurundan ilk önce zuhur eden Efendimiz Muhammed'e salât eyle.
Öyle bir salât ile ki, o salât Senin devamınla dâim olsun, bekan ile bakî kalsın, (sonu olmayacağı için de) Senin ilminden başka hiçbir şey onu kavrayıp kuşatamasm.
Ey âlemlerin Rabbi! O öyle bir sa-lât olsun ki, Seni de razı etsin, O'nu da razı etsin, O'nun sebebiyle Sen de bizden razı olasın."
Bu salâtın Seyyid Ahmed er-Ri-fâ'î (Radıyallûhu Anhja âit salevâttan biri olduğu rivayet edilmiştir.
Bu salât, her gün sabah namazından sonra hangi murad ve niyet için okunmaya devam edilirse, Allah 'in izniyle o dilek yerine gelir. On iki bin kere okuyan, rüyasında Rasûlüllâh (Sallal-lâhu Aleyhi ve Sellem)İ görür. Hangi mühim sıkıntısı ve derdi için kırk sabah devam edenin maksadı hâsıl olur. (Nehhânî, Sa'âdetü'd-dâreyn. sh: 250-251)
Bâzı büyük velîlerin beyânına göre bu salâtın bir kere okunması on dört bin salevâta denktir.

Peygamberimizin Yüce Ahlaki - Hayvanlara Bile Merhametli


ONLARA NÖBETÇİLİK EDİP

Altmış üç yıllık hayatının en büyük zaferine yol almaktadır. On bin kişilik bir ordunun başında baba ocağı, ana vatanı Mekke'nin kapısına dayanmak üzeredir. Artık bütün Arabistan hâkimiyetini tanımıştır.

Ordunun en önünde ilerlerken yolları üzerinde yeni doğum yapmış dişi bir köpekle yavrularını görür. Arkadaşlarından Suraka oğlu Cuayl'i çağırarak emir verir.

"Anneyle yavrularının önünde duracak ve ordunun tamamı geçinceye kadar onlara nöbetçilik edip, ezilmekten koruyacaksın."

Dişiyle yavruları rahatsız edilmemiş fakat on bin kişilik Fetih ordusu istikametini değiştirmiştir.[1] 

KORKU ANINDA KILINAN NAMAZ



KORKU ANINDA KILINAN NAMAZ
KORKU ESNASINDAKİ NAMAZIN KILINIŞ ŞEKLİ
KORKU NAMAZI İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
KORKU ESNASINDAKİ NAMAZIN KILINIŞ ŞEKLİ:
Savaşlarda düşmanın baskın yapması tehlikesi bulunduğu zaman imam, beraberindeki askerleri ikiye bölerek bir bölüğünü düşmanın karşısına diker. Diğer bölüğünü de arkasına alarak onlarla birlikte namazın birinci rekâtını kılar. Başını ikinci sededen kaldırdıktan sonra arkasındaki bölük gidip diğer bölüğün yerini alır. Bu sefer diğer bölük gelip imamın arkasında yer alırlar. İmam onlarla da ikinci rekâtı kıldıktan sona teşehhüd okur ve selâm verir. Onlar ise selâm vermeden gidip birinci bölüğün yerine geçerler ve birinci bölük) gelip kalan ikinci rekâtı tek başına tamamlarlar. Ondan sonra bunlar gidip düşmanın karşısına geçerler ve diğeri bölük gelip kalan ikinci rekâtlarını tek başına kılarlar.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Ey Muhammed! Savaşta mü'minler arasında bulunurda onlara namaz kıldırırsan, onlardan bir kısmı seninle namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secde ederken namaza durmamış olan diğer kısım, arkanızda bulunsun. Sonra namaz kılmayan kısım
gelsin, seninle namaz kılsın. Onlar da namazda tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. Kâfirler isterler ki, silah ve eşyanızdan gafil kalasınızda size aniden hücum etsinler....
(Nisa: 102)
Abdullah b. Mes'ud (r.a)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
"Rasulullah (s.a.s) bize korku namazı kıldırmıştı. Cemaat Rasulullah'in arkasında saf tuttular. Bir bölüğü de düşmanın karşısında saf tuttular. Rasulullah, arkasındaki bölüğe bir rekât namaz kıldırdı. Sonra düşmanın karşısındakiler onların yerine, onlar da düşmanın karşısında saf tuttular. Rasulullah (s.a.s) bir rekât daha onlara namaz kıldırdıktan sonra selâm verdi. Onlar ise selâm vermeden gidip birinci bölüğün yerine geçtiler ve birinci bölük gelip kalan ikinci rekâtı tek başına tamamladı. Ondan sonra bunlar gidip düşmanın karşısına geçtiler ve diğer bölük gelip kalan ikinci rekâtlarını tamamladılar."
(Ebu Davud, Beyhaki, Tahavi)’Zayıf hadis

HASED (KISKANÇLIK)



Rahman ve Rahîm olan Allah’ın (c.c.) adı ile…

Hem mastar hem de isim olarak kul­lanılan hased kelimesi, başkasının sahip olduğu maddî veya manevî imkânların kendisine intikal etmesi veya kıskanılan kişinin bu imkânlardan mahrum kalması yönündeki istek ve niyeti ifade eder.

Başkasının elindeki nimeti çekemeyerek, o nimetin ondan gitmesini arzu etmek ve o nimeti gidermek için bir takım hilelere (çarelere) teşebbüs etmekten ibaret olan hased, bütün dinlerde haramdır. Bu hal, insanlar arasında uyumsuzluğa, tefrikaya ve dünyada bozgunculuğa sebep olduğundan dolayı çok kötü bir ahlaktır.