script src='http://ajax.googleapis.com/ajax/libs/jquery/1.2.6/jquery.js' type='text/javascript'/>

Erba´in-i İdrisiyye 40. İsm-i Şerif

Erba´in-i İdrisiyye  40. İsm-i Şerif
 
 
 
 

Allah´tan (CC) Korkmak Ne Demektir?


 
 
Allahtan korkmak, bir zâlimden korkmak gibi değildir. Bu korku, saygı ve sevgi ile karışık olan bir korkudur.
Âşıkların mâşuklarına karşı yazdıkları şiirlerde, böyle korku içinde olduklarını bildiren beyitleri az değildir. Mâşukunu kendinden pek yüksek bilen bir âşık, kendini o sevgiye lâyık görmiyerek, hislerini böyle korku ile anlatmaktadır. İnsan, sevdiği kimseyi, herhangi bir şekilde üzmekten korkar. Allahü teâlâyı ise, herkesten çok sevmek lâzımdır. Allahı çok seven bir kimse, herhangi bir yanlış iş yapıp, O’nu üzerim diye çok korkar. Bizleri yoktan var eden ve çeşitli ni’metler ihsân eden Rabbimizi elbette çok sevmek lâzım olduğu gibi, bu sevgiyi kaybetmekten de çok korkmak lâzımdır. Allahtan korkmak büyük derecedir.
Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruluyor ki:
(Allah indinde en kıymetliniz, O’ndan en çok korkanınızdır.) [Hucurât 13]
(Allahtan korkun! Biliniz ki Allahın azâbı çok çetindir.) [Bekara 196]
(Allahtan korkun ki, kurtuluşa eresiniz.) [Mâide 100]
Allahtan korkmanın önemi
Âlimler ve ârifler buyuruyor ki: Allahtan korkanın kalbi hikmetle dolar.Kalbinde Allah korkusu bulunmayan kalbler harap olmuştur. Allahtan korkmanın alâmeti, kendini hasta görüp, ölüm korkusuyla bütün isteklerinden kaçınmaya çalışmaktır.Allahtan korkan kimse, Allahü teâlânın rahmetinin çok bol olduğunu bilir.
Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruluyor ki:
(Kim günah işler veya kendine zulmeder, sonra pişman olup, mağfiret dilerse, Allahı çok affedici, çok merhametli bulur.) [Nisâ 110]
(Allahın rahmetinden ümidinizi kesmeyin; çünkü kâfirlerden başkası, Allahın rahmetinden ümidini kesmez.) [Yûsüf 87]
Allahü teâlânın azâbı şiddetli olduğu gibi, rahmeti daha boldur.
Hadîs-i şerîflerde buyuruluyor ki:
(Rabbinizden bahsedince, korku verecek şey söylemeyin!) [Beyhekî]
(Allahı kullarına sevdirin ki, Allah da sizi sevsin!) [Taberânî]
(Eğer kul, Allahın ne kadar affedici olduğunu bilseydi, haram işlemekten çekinmezdi. Azâbının da ne kadar şiddetli olduğunu bilseydi, hep ibâdet eder, hiç günah işlemezdi.) [Nesefî]
(Günah işlemiyen olsa, Allahü teâlâ günah işliyecek kimseler yaratır, sonra onları mağfiret ederdi. Zîrâ Allahü teâlâ, gafûrur rahîmdir.) [Taberânî]
İnsanları Allahın rahmetinden ümitsizliğe düşüren, onlara zorluk gösteren bir kişiye, Kıyâmet günü Allahü teâlâ, (Sen kullarıma rahmetimden ümit kestirdin. Bugün sen de rahmetimden mahrûmsun) buyuracaktır.
Peygamber efendimiz de buyurdu ki:
(Allahın rahmetinden ümit kestirip [dinden] nefret ettirene la’net olsun!) [Şir’a]
Allahın rahmeti, dünyada mü’min-kâfir herkesedir. Âhırette, kâfirlere rahmetin zerresi yoktur. (Rahmetim herşeyi kaplamıştır) buyurulduktan sonra, (Rahmetim, benden korkup, haramlardan kaçan ve zekâtlarını veren ve Kur’ân-ı kerîme inananlar içindir) buyuruluyor. (A’râf 156)
(Havf ve recâ [korku ile ümit] arasında bulunan mü’min, umduğuna kavuşur, korktuğundan emîn olur) Hadîs-i Şerîfini düşünmeli, Allahü teâlânın azâbından korkup, rahmetinden de ümit kesmemelidir! (Tirmizî)
Bir insan ne kadar büyük günah işlerse işlesin, Allahın rahmetinden ümidini kesmemelidir. Hatta azılı bir kâfir bile tevbe edip "La İlahe illallah Muhammedün Resulullah" dese, bütün günahları affolur, tertemiz bir insan olur. Yani dünyada iken Allahın affetmediği günah yoktur. Tevbe edince şirki yani kâfirliği de affeder. Öldükten sonra kâfirlere af yoktur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allahın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah bütün günahları affeder.) [Zümer 53]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, kıyamette buyurur ki: "Dünyada iken bir gün beni hatırlayıp ananı, benden bir kerecik korkanı, Cehennemdem çıkarın") [Tirmizî]
(Kâfir Allahın rahmetinin çokluğunu bilseydi, cennetten ümid kesmezdi.) [Buharî]
Azabı Şiddetlidir
İbadet yapmamak, günahlardan kaçmamak insanın kalbini karartır, zamanla küfre sokar. Yani kâfir olur. Ebedi Cehennemde kalır. Günahların hepsi Allahın emrini yapmamak olduğundan büyüktür. Hadis-i şerifte, (Çok küçük bir günahtan kaçmak, bütün cin ve insanların ibâdetleri toplamından daha iyidir.) buyuruluyor. Tevbe edilmiyen günaların cezası verilirse, bu cezaya katlanmak çok zordur. Allahü teâlânın gazabı günahlar içinde saklıdır. Bir günah yüzünden büyük azaba maruz bırakabilir. Yüz bin sene ibâdet eden makbul bir kulunu ebediyyen Cehenneme koyabilir. Mesela iyi yüz bin sene itaat eden İblis, kibredip secde etmediği için sonsuz olarak Cehennemlik oldu. Âdem aleyhisselamın oğlu, bir adam öldürdüğü için ebedi Cehennemlik oldu. Her duâsı kabul olan Belam-ı Baura, bir günaha meylettiği için imansız gitti. Karun zekât vermediği için malı ile helak oldu.
O hâlde her günahtan kaçmaya çalışmalıdır. Günah işleyince de ümitsizliğe kapılmamalı, hemen tevbe etmelidir. Mümin hem Allahın rahmetinden ümidini kesmemeli, hem de Ondan çok korkmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Müminin kalbinde korku ile ümit varsa, Allahü teâlâ onu umduğuna kavuşturur, korktuğundan da emin eder.) [İbni Mace]
Yani bir mümin, Allahın azabından korkar, rahmetinden de ümidini kesmez, haramlardan kaçıp ibadelerini yapmaya çalışırsa Cennete gider. (K. Saadet)
İnsan ne kadar çok günahkâr olursa olsun Allahın rahmetinden ümidini kesmemelidir! İmanı olan kimse, er-geç mutlaka Cennete girecektir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(Allahın rahmetinden ümidini kesen, dalalet ehlidir.) [Hicr 56]
 
 
Alinti
 
Cübbeli Ahmet Hocamiz - Allah´tan Korkmak (54 Farz-26. Sohbet)

 

Erba´in-i İdrisiyye 39. İsm-i Şerif

Erba´in-i İdrisiyye  39. İsm-i Şerif
 
 
 
 

Mahmut Ustaosmanoğlu Efendi Hazretlerinin Sözleri


Mahmut Efendi Hazretlerinin güzel sözleri öğütleri, inciler...
 



1. İlmi olup da okutmayan, evlerinde boş boş oturan hoca hanımlar: " Keşke iki talebe olsa, okutsaydım da ahirete ev hanımı vasfında gelmeseydim " diyecek...

2. Mevla tealanın kitabını öğreten lisan ile, bir damla sudan yaratılan bir adamın kitabını öğreten lisan bir tutulur mu hiç?..

3. Eğer mürşidi hatırınıza getirmezseniz, şeytan sizin aklınıza artistleri, kokanaları getirir...

4. Tarikat adamı başka olacak ahirette. Ciddi olun. Allah cc. kullarından ciddilik istiyor.
Son derece ciddi amel edeceksiniz. Ama gene de beceremedim diyeceksiniz...

5. Hanım kardeşlerim! Dışarıda yüzlerinizi açmayın. Yüzünüzü rabbim beğensin, kulların beğenmesi aleyhinize. Bir de efendileriniz beğensin...

6. Birinizin bir ayete mana vermesi beni o kadar sevindiryor ki, bütün dünyayı verseler bu kadar sevinmem. Fakat hiç bir şahıs kendini alim bilmemeli. İlmi bil, ihlaslı ol...

7. Bu dünyaya saplanmayalım. Toprakların altında insan dolu. Kim dünyaya aldandı ise şimdi üzülüyor, kim aldanmadı seviniyor...

8. Mal ile insan adam olur mu? Olmaz. Sene geçmekle insan adam olur mu? Olmaz. Ya ne ile adam olur?
Kemal ile. O da iman ve ameli salih ile kazanılır...

9. Neden zeliliz bu dünyada, dindarız ama lafla. Lafla pilav pişiyor mu? Lafla araba gidiyor mu? Lafla gemi yüzüyor mu?..

10. Ben iyiyim demekle iyi olunmaz. İyi olan şeyleri de kötü olan şeyleri de cenabı hak bildirmiştir...

11. Herkes kendini beğeniyor ama ama mevla teala beğeniyor mu beğenmiyor mu önemli olan o...

12. Münafıklar mevla tealayı az zikredip anarlar. Biz müslümanlar da az zikredersek olur mu hiç...

13. Namahrem konusunda en çok neneler muhalefet ediyor. Olmuş nene söz dinlemez gene...

14. Vallahi allah'ın cc. elindedir alçaltmakta yüceltmekte. İsterse amerika'yı indirir yerin dibine, isterse türkiye'yi çıkarır göklere...

15. Çarşaflarınızı muhafaza ediyorsunuz elhamdülillah, ama bilmiyorum entarileriniz nasıldır?..

16. Sen allah'ın kitabına itiraz etmezsen, senin de sözüne kimse itiraz etmez. Sen allah'ı kabul edersen, allah da cc. seni kabul eder...

17. Düğün için yerin varsa tamam! İstediğin kadar insan çağır. Ama yerin yoksa niye zorlanıyorsun? Hiç gerek yok...

18. Birbirimizi allah cc. için sevelim, ama kalpten allah'ın sevgisini çıkartacak kadar olmasın...

19. Beni rezil edersen hakkımı helal ederim, ama tarikatı rezil edersen hakkımı helal etmem...

20. O iğne ucu kadar aklım olsa, iğne ucu kadar vaktim olsa, gene kuran'a harcarım...

21. En büyük hainlik, sana çok güvenen birine yalan söylemendir...

22. Bu nefsi emmareye uymayalım. Bizim yüzümüzü kara eder, rezil eder. Kuran'a uyalım, kuran'a uyan allah'a cc. uymuştur...

23. Bir buçuk milyar müslümanız, mahalle kadar hükmümüz yok...

Erba´in-i İdrisiyye 38. İsm-i Şerif

Erba´in-i İdrisiyye  38. İsm-i Şerif
 
 
 
 

Ehli Sünneti Savunmak


 
Ehl-İ Sünneti yıkmak isteyenler, Ehl-i Sünnet denilmesinden hiç mi hiç hoşlanmazlar. "Hepimiz kardeşiz, hepimiz Kur'anda birleşelim", bu Ehl-i Sünnet de nereden çıktı, Kur'anda yazıyor mu böyle bir şey derler.
Ehl-i Sünnet Kur'an Müslümanlığıdır.
Ehl-i Sünnet Kur'anı doğru yorumlar.
Adından anlaşılıyor, Sünnet Müslümanlığıdır.
Cemaat yani Müslümanların büyük topluluğudur.
Sevad-Azam'dır.
İmanın, İslam'ın, Kur'anın, Sünnetin, Şeriatın Ana Caddesi'dir.
Cumhur-i Ulema yoludur.
Kur'an, Müslümanları birliğe davet ediyor.
Peygamber aleyhissalatü vesselam mü'minleri birliğe çağırıyor.
Peygamber Efendimiz, "Ümmetim yetmiş üç parçaya ayrılacaktır. Bunlar, birisi hariç Cehennemliktir. Kurtulacak parça benim ve Ashabımın yolundan gidenlerdir" buyuruyor.
Ehl-i Sünnet Ashab-ı kiramın hepsini sever, sayar, hepsine hayır dua eder, hepsini din konusunda âdil kabul eder.
Ehl-i Sünnet Selef-i Sâlihîn Müslümanlığıdır.
Ehl-i Sünnet Tevhid Müslümanlığıdır.
Ehl-i Sünnet Allahın kemal sıfatlarla sıfatlı, noksan sıfatlardan münezzeh olduğuna inanır.
Ehl-i Sünnet Peygamberler dışındaki insanların ismet sıfatı ile sıfatlı olduğunu kabul etmez.
Ehl-i Sünnet Peygamberimizin hanımlarını mü'minlerin anneleri bilir ve hepsine hürmet eder.
Ehl-i Sünnet, Ehl-i Beyt-i Mustafa'yı sevmenin ve tutmanın farz olduğunu bilir.
Ehl-i Sünnet, bin küsur yıl önce Ashab ve Tabiîn arasında geçmiş ihtilafların hükmünü Allahü Tealaya, Mahkeme-i Kübraya bırakır.
İnsanlık tarihinde en büyük İslam ve cihan devletini Ehl-i Sünnetin bayraktarı Osmanlılar kurmuştur.
Ehl-i Sünnet Müslümanlara ve insanlara taqiyye ve kitman yapmaz, mü'minleri aldatıp kandırmaz, gerçekleri acı da olsa, bütün çıplaklığı ile söyler.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığı ile laiklik kabil-i te'lif değildir.
Ehl-i sünnette, imandan sonra en büyük emir ve ibadet beş vakit namazdır. Sünnîlerin farz namazları (Şer'î özürleri) yoksa cemaatle kılmaları gerekir.
Ehl-i Sünnet İslamlığında hür kadınların tesettüre girmesi gerekir.
Ehl-i Sünnet İslamlığı, Allah ile olan bütün ibadet ve muamelerde ihlasın ana şart olduğunu bildirir.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığında, dünya işlerinde adalet temel prensiptir.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığı din sömürüsünü, mukaddesat bezirgânlığını çok büyük bir günah ve hıyanet olarak görür.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığında mâruf ile emr ve münkerden nehy farzı uygulanır.
Hulefa-i Râşidîn devrinden sonra Kur'an'a Sünnete ve Şeriata en uygun İslamî sistem ve düzen Sünnî Osmanlı devletinin kuruluş ve yükseliş devridir.
Osmanlı devletinin ve hilafetinin en büyük düşmanları ve yıkıcıları Necid'de zuhur eden Vehhabiye fırkası olmuştur.
Safevî İran, Osmanlı ile asırlar boyu savaşmış ve büyük kan dökülmesine sebep olmuştur.
Farmason bir ihtilalci olan taqiyyeci Afganî'nin metodu ve görüşleri Ehl-i Sünnet İslamlığı ile bağdaşmaz.
Ehl-i Sünnet İslamlığı Kur'anı, Sünneti esas alır ve bunların hükmü varken re'yi kesinlikle kabul etmez.
Ehl-i Sünnet İslamlığı her Müslümanın Kur'anı kendi re'y ve hevası ile yorumlamasını, kendi kafasına göre hüküm çıkartmasını asla kabul etmez.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığı medenî Müslümanlıktır, bedevî ve â'rabî Müslümanlığı değil.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığında ehl-i Tevhid ve ehl-i kıble kişi (dinden çıktığına dair kesin delil ve hüküm olmadıkça) mü'min ve kardeş kabul edilir.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığı dinde çıkartılan bütün bid'atleri reddeder.
Ehl-i Sünnet İslamlığı, büyük günah işleyenleri (o günahın haram olduğunu inkar etmedikçe) dinden çıkartmaz, onlar için kafir oldu demez.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığının İslamın doğru yorumu olduğuna dair sayısız delillerinden biri, Peygamberimizin (Salat ve selam olsun ona) İstanbul'u fethedecek kumandan ve ordusu ile hadîsidir. Fatih Sultan Mehmed Han Mâturidî inancına ve Hanefî mezhebine bağlı bir Ehl-i Sünnet Müslümanı idi.
Bütün bid'atçiler Ehl-i Sünnete karşıdır.
Mezhepsizler Ehl-i Sünnete karşıdır.
Telfik-i mezahib isteyenler Ehl-i Sünnete karşıdır.
Bütün bozuk fırkalar Ehl-i Sünnete can düşmanıdır.
Bendeniz (nefsime bir pâye vermemek şartıyla) Ehl-i Sünnet Müslümanı olmakla iftihar ederim.
Elimden geldiği, dilimin döndüğü kadar Ehl-i Sünneti savunurum.
Ehl-i Sünneti savunurken Kur'anı, Sünneti, Şeriati savunduğumu bilirim.
Ehl-i Sünnet Müslümanı olduğum için her türlü reforma, dinde yeniliğe, dinde değişime karşıyım.
BOP'un yeni bir İslam türetme planlarına karşıyım.
Bir Ehl-i Sünnet Müslümanı olarak, M. Kemal paşanın ölümünden sonra türetilmiş bozuk bir ideoloji olan Kemalizme karşıyım.
Kemalist ilahiyatçıları çok ayıplar ve kınarım.
Ehl-i Sünnet Müslümanı olduğum için fıkha ve Şeriata taraftarım.
Siyonistlerin, Haçlıların, İslam düşmanlarının, Kriptoların, Üçgenli Biraderlerin direktifleriyle ılımlı ve light bir İslam çıkartmak isteyenlere karşıyım.
İslam'da kader yoktur diyenlere karşıyım.
Bir Ehl-i Sünnet Müslümanı olarak Pakistanlı Fazlurrahman'ın Tarihsellik ve Tatiliye mezhebine çok karşıyım.
Bir Ehl-i Sünnet Müslümanı olarak din sömürücülerine, mukaddesat bezirganlarına, Allahın ayetlerini ucuza veya pahalıya satanlara son derece muhalifim.
Ehl-i Sünneti niçin savunduğumu, ehl-i bid'ati niçin reddettiğimi iyi biliyorum.
 
Mehmet Şevket Eygi - 16 Nisan 2012, Pazartesi

 

Erba´in-i İdrisiyye 37. İsm-i Şerif

Erba´in-i İdrisiyye  37. İsm-i Şerif
 

Ümmet Birliği ve İman Kardeşliği

  
 
 
ÜMMET birliğini ve İslam kardeşliğini zedelememek için bütün Müslümanlar aşağıdaki hususlara ve inceliklere dikkat etmelidir. Maddeler halinde yazıyorum:
 
 1. Sünni kesime mensup iki âlim, iki fakih, iki şeyh, iki mürşid ilmî, tasavvufî bir konuda tartışırlarsa Müslüman halkın taraf tutmaması, ikisine de saygı göstermesi gerekir. Bir örnek vereyim, İmam Buhari hazretleri, İmam-ı Azam Hanefi Hazretleri’ni tenkit etmiştir. Biz taraf tutmayız, Ebu Hanife hazretlerini mezhep imamı(mız) olarak kabul eder kendisini çok sayar ve severiz, İmam Buhari hazretlerini de hadis konusunda imam kabul ederiz.
 
 2. İcazetli bir din âlimi, bir şeyh efendiyi tenkit ederse o şeyh efendinin müritleri terbiye ve vakarlarını bozmazlar, o âlime sövüp sayıp düşmanlık etmezler.
 
 3. İki muhterem şeyh efendi bir konuda ihtilafa düşseler ikisinin dervişleri tartışmalı konulara bulaşmazlar.
 
 4. Sizin çok muhterem bir şeyhiniz var, bir zat onu tenkit ettiğinde o tenkitçiye düşman olursanız fitne ve fesat çıkar. Ne yapacaksınız? “Bu tenkitçi zatın benim şeyhim konusunda nasibi yoktur…” diyerek fitne ateşini söndüreceksiniz.
 
 5. Ehl-i Sünnet Müslümanları arasında meşreb farklılıkları vardır. Meşreb farkı yüzünden Müslümana düşman olmak, kardeşlik bağlarını kopartmak ve olumsuz şekilde tartışmak çok yanlış olur. Nakşîlik ile Mevlevîlik arasında teferruata ait farklılıklar vardır, bunların kardeşlik hukukunu zedelememesi gerekir.
 
 6. İmana, İslam’a, Kur’ana, Sünnete, Şeriata hasbeten lillah hizmet eden bir üstadın sağlığında onun cemaati birlik içindeydi. Vefatından sonra ayrılmalar, parçalanmalar, çekişmeler görüldü. Birkaç ay önce Antalya’nın bir ilçesine gitmiştim, orada o büyük ve muhterem zata bağlı bir kardeşimizle konuşurken cemaat kaça ayrıldı dedim, “Yirmi iki şubeye ayrıldı…” cevabını verdi. Üç hafta önce Fatih’te bir mecliste sohbet edilirken “Filancalar yirmi iki parçaya ayrılmış” deyince oradaki bir zat “Kaç yirmi iki parça!” dedi. Yeni bir şey değil, tarih boyunca Müslümanların belini kıran en büyük afet ve felaket bölünmek, birbirinden kopmak, olumsuz şekilde tartışıp çekişmektir. Bunu önlemenin yolu da her ne pahasına olursa olsun Ehl-i Sünnet Müslümanlarının birbirlerini meşreb farklılıklarına rağmen kardeş bilmeleridir.
 
 Sünniliğin temel prensiplerinden biri şudur: “Fasık veya facir olsun, Müslümanın ardında namaz kılınır” yeter ki onun fıskı, fücuru, bid’ati imanının ve namazının sıhhatine mani olmasın.
 
 7. 1960’tan itibaren Sünni kesimde kasıtlı ve yapay hizipleşmeler ve düşmanlıklar oluşturuldu. Yakın tarihte ve şu anda İslamî kesimin ve hareketin içinde sürüyle casus, ajan, provokatör, yönlendirici, istihbaratçı, münafık, bid’atçi, reformcu; İbn Sebe’ler, Lawrence’lar Hempher’lar cirit atmaktadır. Bunlar bir ve beraber olması gereken Ümmet-i Muhammed’i bin fırkaya ayırmışlar ve bol miktarda fitne tohumu ekmişlerdir. Tavşana kaç, tazıya tut derler. Maalesef dünya üzerinde aldatılması en kolay, aldatılmaya en yatkın halk Müslüman halktır. Hadis-i şerifte “Mü’min bir delikten çıkan (zararlı mahluk… yılan, akrep…) iki defa sokulmaz” buyuruluyor. Biz maalesef bin kere sokulsak akıllanmıyoruz.
 
 8. Müslüman halk dinî konularda, bilhassa Kur’an-ı Kerim konusunda tartışmamalıdır. Cahillerin Kur’an ayetlerini tartışmaları haramdır. Cahillerin kendi heva ve reyleriyle Kur’anı yorumlamaları haramdır.
 
 Sünni Müslümanlarla, Şiî Müslümanların da tartışmamaları gerekir.
 
 9. Alevilik İslamiyet’in bir fırkasıdır. Bir takım kripto Yahudiler, kripto Haçlılar Alevi postuna bürünerek Sünnilerle Alevileri birbirine düşman etmek istiyor. Bunların oyunlarına gelmemeliyiz. Köken ve inanç itibariyle Alevi olmayan bir zat kocaman bir kitap yazdı, ismi “Ali’siz Alevilik…”, böyle saçmalık olur mu? Belli ki bunda bir kasıt var. Türkiye gemisinde birlikte yolculuk eden Sünniler ve Aleviler sosyal barış ve mutabakat içinde olmazlarsa gemi tehlikeye girmez mi, Titanic gibi batmaz mı?
 
10. İki ülkeden ülkemize petro-dolarlar geliyor, bunlarla Sünni Müslümanların müşrik ve kâfir olduğu yahut Hz. Ömerin zalim ve münafık olduğu propagandası yapılıyor. Maalesef bu konuda Müslümanları uyarması gereken bir takım muhteremler uyarma, aydınlatma, bilgilendirme, cerh ve iptal hizmetlerini yapmıyor.
 
Mehmet Şevket Eygi

Erba´in-i İdrisiyye 36. İsm-i Şerif

Erba´in-i İdrisiyye  36. İsm-i Şerif
 
 
 

Hizmet Etmek İsteyen Gence...

 
İslama hizmet etmek isteyen ve bu konuda bu fakirden bilgi talep eden bir gence: Kısa yazıyorum, dikkatle mütalaa etmenizi rica ederim. Aklınız yatarsa yazdıklarımı hayatınıza uygularsınız, aklınız yatmazsa bildiğinizi okursunuz. 
 1. Şu saydığım sekiz değere hizmet edin. İman, İslam, Kur’an, Sünnet, Şeriat, İmamet, Ümmet ve İslam ahlakı. (Lütfen bunları ezberleyiniz.) Mezhebe, cemaate, hizbe, fırkaya, sekte, parçaya hizmet edilmez. Onlar amaç değil, araçtır. 
 2. Bu sekiz değere yapılacak hizmetlerin mutlaka ihlas ile yapılması gerekir. İhlas olmazsa, işin içine menfaat, benlik, beşerî ve siyasî ihtiraslar karışırsa istihdam olur. 
 3. Hizmet ya doğrudan doğruya olur, yahut dolaylı şekilde. 
 4. Hizmet eden muhterem bir zata, temiz bir cemaate bağlanırsanız bu da bir hizmet yolu açar size. 
 5. Cemaat, hizip, fırka, sekt holiganlığı, militanlığı ve fanatizmi ile hizmet olmaz. 
 6. Hizmetinizin ücretini ve mükafatını yaratıklardan değil Yaratan’dan bekleyiniz ve isteyiniz. 
 7. Dünyada değil, ahirette verilmesini isteyiniz. 
 8. Hizmet edebilmek için yeterli miktarda din ilimlerini ve faydalı dünya kültürünü bilmek gerekir. 
 9. Size özel tavsiyem: Hizmetinizi parasız ve ücretsiz yapınız. Hizmet için para toplamayınız. Hele zekat hiç toplamayınız. 
 10. Bediüzzaman gibi “Euzü billahi mine’ş-şeytan ve’s-siyase” diyenlerden olunuz. 
 11. Ümmet ve İmamet şuuruna sahip olunuz. 
 12. İslamın ana caddesinde yürüyünüz, Sevad-ı Âzam dairesi içinde bulununuz. 
 13. Kendinize değer vermeyiniz, hizmete değer veriniz. 
 14. İslamdan başka hak İbrahimî dinler olduğuna inananlar, gerçek din hizmeti yapamaz. Çünkü Allah katında tek hak, geçerli, muteber, makbul din İslamdır. 
 15. Müslümanların olumlu çeşitlilikler içinde sarsılmaz bir birlik oluşturması gerektiğini hatırınızdan hiç çıkartmayınız. 
 16. Hizmet faaliyetlerinde rekabet ve çekişme olmaz; müsabaka=yarışma ve centilmenlik olur. 
 17. Kardeşinin yaptığı hizmet ve Allahın lütfuyla kazandığı başarı sana, kendin yapmışsın gibi zevk ve mutluluk vermelidir. 
 18. Bir tek insanın hidayetine (doğru yolu bulup kurtulmasına) vesile olmak, senin için güneşin üzerine doğduğu ve battığı her şeye sahip olmaktan daha hayırlıdır. 
 19. Kur’an’a, Sünnet’e, Şeriat’a, icmâya aykırı hizmet olmaz. 
 20. Bütün gerçek hizmetkarları kendi üstadın ve şeyhin gibi sevmelisin ve onlara hürmet etmelisin. 
 21. Hizmet ile gıybet bir arada olmaz. 
 23. Müslümanlara ilmihallerini öğretmek en güzel ve temel hizmettir. 
 24. Siz kendinizden ihlaslı olamazsınız. Hadîs-i kudsîde Allah-ü Teâlâ “İhlas Benim sırlarımdan bir sırdır, Ben onu sevdiğim kulumun kalbine koyarım” buyurmuştur. Böyle bir kul olmaya çalışınız. 
 25. Ben ihlaslıyım edebiyatı yapan kişi ihlaslı değildir. 
 26. Ruhbanları, din büyüklerini erbab (rabler) haline getirip putlaştırmayınız. 
 27. Bir kısım halkın sizi kötülemesine, size levm etmesine aldırmayınız. 
 28. İhlasla hizmet edenlerin başlarına genellikle imtihan belaları, sıkıntılar, baskılar, zindanlara atılmalar vs gelir. Bunlara hazır olunuz ve sabırla karşılayınız. 
İlahî tevfikatın size rehber olmasını niyaz ve temenni eder, selamlarımı sunarım. Bendenizi duadan unutmayınız.
 
Mehmet Şevki Eygi / Milli Gazete
1 9