Allah’u Teala Nisa Suresi 118 ve 119. Ayetik erimlerinde mealen buyuruyor ki:
“(Onlar öyle bir şeytana tapmaktadırlar ki,;) Allah ona lanet etmiştir. O da (Allah’a karşı) demiştir ki: (Senin izzet ve celaline) andolsun ki, elbette senin kullarından kesin olarak belirlenmiş bir nasip edineceğim! Ondolsun ki; mutlaka onları (doğru yoldan) saptır(maya çalış)acağım! Kaem olsun ki; kesinlikle onları umutlandır(mak üzere uzun yaşayacakları ve dirilip azapla karşılaşmayacakları gibi asılsız kuruntulara boğ)acağım!
Yemin olsun ki; muhakakkak onlara emredeceğim de hemen davarların kulaklarını çokça yaracaklar. Yine andolsun ki; elbette onlara emredeceğim de hemen Allah’ın yaratılışını (tümüyle veya kısmen) değiştirecekler (Ve köleleri burma, dövme yaptırma ve sakal kesme gibi suretlerle Allah’ın yarattığı şekle müdahale edecekler) Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı bir dost edinirse muhakkak ki o pek açık bir zararla hüsrana uğramıştır. (Zira Allah’In rızasını bırakıp şeytanın rızasını tercih ederek, cenneteki yerini cehennemdeki yeriyle değiştirmişlerdir.)
Ayeti Celilede İblis’in sözü olarak geçen: “Allah’ın yaratılışını değiştirme” ifadesinden ne kastedildiği hakkında müfessirler iki görüş serdetmişlerdir:
1- Sa’id İbni Cübeyr ve Hasen-i Basri (Radıyallahu Anhüma) gibi tabi’inin ileri gelenerinden nakledilen görüş, bunun: “Allah’ın dinini değiştirme” manasında oluşudur ki, bu yak afir olan kişinin, Allah’u Teala’Nın kendisinden kal-u bela’da aldığı sözü bozarak, yaratıldığı İslam fıtratını değiştirmesi olarak yorumlanmış veya sonradan helali harama, haramı da helale çevirerek yapmış olduğu değiştirmeyle tefsir edilmiştir.
2- Buradaki “değiştirme” insanın, şeytanın isteği doğrultusunda kendisini Allah’u Teala’nın yasakladığı birtakım şekillere sokmasıdır ki, (sıhhi zaruret dışında) estetik yaptırmak, peruk takmak, dövme yapmak, hayvanları burmak, livata yapmak, lezbiyenlik, kadının erkek elbisesi-erkeğin kadın elbisesi giymesi, kadının erkeğe- erkeğin akdına benzemesi, kadını saçını tıraş etmesi ve erkeğin sakalını kesmesi gibi bazı yasaklar, Allah’u Teala’nın yarattığı fıtratı değiştirmeye örnek olarak zikredilmiştir.
Evet! Sakalı traş etmek fıtrat-ı tağyire girmekte ve dört mezhebe göre haram kabul edilmektedir: Nitekim El-Menhelü’l-‘azbul Mevrud” isimli kitapta şöyle zikredilmiştir: “Sakal tıraşı müçtehid imamlar olan Ebu Hanife, İmam-ı Malik, İmam-ı Şafi ve İmam-ı Ahmed (Rahimehumullah) ve diğerleri indinde haramdır. Ayet ve hadislerden hüküm çıkarma görevinde bulunan bütün fukahanın sözleri sakal tıraşının haram olduğu hakkında açıktır.” (el-Menhel:1/186-188)
MEZHEP İMAMLARININ GÖRÜŞLERİ
1- HANEFİ MEZHEBİ: Hanefi fıkhının muteber kitaplarından “ed-Durru’l Muhtar”da zikredildiğine göre:
“Erkeğin sakalını kesmesi haramdır.”(5/261)
Ayrıca “Fethu’l Kadir”de, Zeyla’i (Rahimehullah)ın “Kenz Şerhi”nde Şurumbulali (Rahimehullah)ın “Dürer Haşiyesi”inde ve Hanefi büyüklerinin daha nice eserlerinde bu fetva yer almaktadır.
2- MALİKİ MEZHEBİ: Maliki imamlarından Ebu’l Hasen (Rahimehullah)ın “Şerhu’r Risale”sinde ve ‘Adevi (Rahimehullah)ın ona yaptığı haşiyesinde zikredildiğine göre:
“Sakalı tıraş haram olduğu gibi müsle (bir uzvu kesme) sayıldığı takdirde kısaltmak da haramdır.”
3- ŞAFİİ MEZHEBİ: Allame Şeyh Ahmed İbni Kasım el-Abbadi (Rahimehullah) “Tuhftu’l Minhac fi Şerhi’l Minhac” isimli esere yaptığı haşiyesinde Akika bahsinin sonunda şöyle buyurmuştur:
“Şifi ulemasının büyüklerinden İmam-ı Rafi’i ve İmam-ı Nevevi (Rahimehullah): “Sakalı tıraş etmek mekruhtur” demişlerse de “Kafiye Şerhi”nde İbnu’-Rif’a (Rahimehullah) buna itiraz ederek, İmam-ı Şafi (Rahimehullah)ın ‘Ümm isimli eserinde sakalı tıraş etmenin haram olduğuna dair fetva verdiğini bildirmiştir.”
4- HANBELİ MEZHEBİ: Allame Şeyh Muhammed Es-Sefarini el-Hanbeli (Rahimehullah) “Menzumetü’l-Adab” şerhi “Gizaü’l-Elbab” da:
“Hanbeli mezhebinde güvenilir fetva, sakal tıraşının haram oluşudur.” Demiştir.
Ayrıca “el-İkna” kitabında da. “Sakal tıraşı haramdır” diye zikredilmiştir. Allame Şeyh Mansur İbni Yunus (Rahimehullah) “Münteha şerhi”nde de böylece zikretmiştir.
Sakalda sünnet olan miktar ise bir tutam olmasıdır. Nitekim Amr ibni Şuayb’ın babasındandan, onunda dedesinden (Radıyallahu anhum) rivayetine göre:
“Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sakalının eninden ve boyundan (bir tutamdan fazlasını) alırdı.” (Tirmizi, Edeb:17, no:2762, 5/94)
Görüldüğü gibi sakalı tıraş etmenin bütün mezheplerde hükmü açıktır. “Sakal adettir” gibi yaklaşımlar işlenen bir günahın üzerini örtme, vebalden kurtulmak için çıkış yolu arama çabasıdır.
www.ismailaga.info
Cübbeli Ahmet Hoca - Sarık ve Sakal Konulu Eski Sohbet