1 - İhramda olan kimse, bir
düşman tarafından yoluna devam etmekten alıkonduğu veyahut hastalandığı
için hac veya umresini sürdüremediği zaman ihramından çıkabilir.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Hacc ile Umreyi Allah için tamamlayın. Eğer
bir mâni ile karşılaşırsanız, kolayınıza geleni kurban edin. Kurban yerine
ulaşıncaya kadar saçlarınızı traş etmeyi
(Bakara: 196)
Haccac b. Amr. (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in
şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"kim bir tarafını kırar veya topallaşırsa
ihramda yasak olan şeyler kendisine helal olur. Ve gelecek sene Haccetmesi
farz olur."
İkrime demiştir ki:
"İbni Abbas ile Ebu Hureyre'ye bu hususta sor
dum: "Doğrudur" dediler."
(Ebu Davud, Tirmizi, Nesei,
İbni Mace)
2 - Kişinin hac veya umresini
tamamlamadan ihramdan çıkması caiz olduğunda önce Harem'de kesilmek üzere
bir kurban gönderir ve beraberinde gönderdiği kimseye kurbanın kesileceği
günü söyler ve o gün geçtik ten sonra ihramdan çıkar. Çünkü ihsar kurbanı
bir ibadettir. Herhangi bir hayvanı kesmek ise eğer belirli bir gün veya
yerde olmazsa ibadet olamaz ve dolayısıyle onunla ihramdan çıkılamaz.
"Hed'y yerine ulaşıncaya kadar başınızı traş
etmeyin" (Bakara: 196) âyeti
kerimesi buna işaretttir. Zira Hed'y; Herem'e hediye edilen kurbana denir.
Kurbanı Harem'e göndermekten maksat, bizzat kurban
edilecek hayvanı göndermek değildir. Harem'de satın alınmak üzere kıymetini
de göndermek caizdir.
3 - İmam Ebu Hanife
ile İmam Muhammed'e göre; ihsar olan kişinin hareme gönderdiği kurbanın
kesilme günü geçtikten sonra ihramdan çıkabilmesi için başını traş etmesi
şart değildir.
İmam Yusuf'a göre; ihramdan çıkabilmesi için traş
olması şarttır. İmam Ebu Yusuf'un delili ise: İbn Ömer (r.a)'den;
"Rasulullah (s.a.s) ile Umre yapmak niyeti ile çıktık, kureyş
kâfirleri Kabe'ye gitmemize mâni oldular. Rasulullah (s.a.s)'de develerini
kesti. Ve saçlarını traş etti."
(Buhari)
İmam Ebu Hanife ile İmam
Muhammed de:
"Traş ancak hac veya umrenin amelleri bitince
ibadet yerine geçer. Bitmeden önce traş olmak ibadet değildir. Rasulullah
(s.a.s) ve ashabı ise umreden vazgeçip Medine'ye dönmek istedikleri
bilinsin diye Hudeybiye'de traş olmuşlardı" dediler.
4- Eğer kıran haccı
ihramında olan kimse ihsar edilirse Harem'e iki kurban göndermesi gerekir.
Zira bu kimse iki ihramdan çıkmaya muhtaçtır. Şayet Umre ihramında kalıp
yalnız hac ihramından çıkmak için bir kurban gönderirse her iki ihramdan da
çıkmamış olur. Çünkü bu kimsenin her iki ihramdan da birlikte çıkması
emrolunmuştur.
5- İhsar kurbanı üç imamın
görüşüne göre harem den başka bir yerde kesilemez.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Hed'y yerine ulaşıncaya kadar başınızı traş
etmeyin."
(Bakara: 196)
Ayetteki "Hed'y" Haram'a hediye edilen
kurbana denir.
6- İmam Ebu Hanife'ye göre
ihsar kurbanı bayram dan önce ve bayramda kesilebilir. Diğer iki İmam ise:
"Hac ihramında olan kimse bayram gününden önce kesemez. Umre ihramında
olan kimse ise istediği zaman keser" demişlerdir.
İki imam ihsar kurbanını da temettü ile kıran
kurbanlarına kıyas etmişlerdir. İki imam ayrıca traş ile de ihramdan
çıkıldığı için ihsar kurbanını traşa da kıyas etmiş olabilirler.
İmam Ebu Hanife ise: "İhsar kurbanı kefaret
kurbanıdır. Bunun içindir ki etinden yemek caiz değildir ve hepsini
yoksullara dağıtmak gerekir. Bunun için onun da, diğer kefaret kurbanları
gibi belirli bir zamanı yoktur. Fakat belirli bir yeri vardır. Temettü ile
kıran kurbanları ise, şükür kurbanı oldukları için öyle değildirler. Traş
da belirli vakti bulunduğu için öyle değildir. Çünkü traş, haccın en büyük
rüknü olan Arafat vukufundan sonra olunur" demiştir.
7- Hac ihramında olan kimse
ihsardan dolayı ihramdan çıkınca ona hem hac, hem umrenin kazası lâzım
gelir.
Abdullah b. Abbas ile Abdullah b. Mesud (r.a)'dan
böyle rivayet olunmuştur.
(Bu rivayeti Ebu Bekri
Razi nakletmiştir.)
(Nasb-Ürreye)
8- Umre ihramında olan
kimse ihsardan dolayı ihramdan çıkınca ona yalnız umre kazası lâzım gelir.
Çünkü
umre ihramında olan kimse için de ihsar vardır.
Zira
Buhari'de geçen bir rivayette Rasulullah (s.a.s) ile Ashabı Mekke'ye
girmekten menedilirken Hudeybiye'de Umre ihramında idiler. Kaldı ki,
ihsarda olan kimseye ihramdan çıkma izni, zorluğa duçar olmasın diye
verilmiştir. Bu sebep ise umre ihramında da vardır ve böyle olunca ihsar
nedeniyle umre ihramından çıkan kimseye hacda olduğu gibi kaza lâzım gelir.
9- Eğer kıran haccı ihramında
olan kimse Harem'e kurban gönderdikten ve adamlarına da "kurbanımı
falan günde kesin" diye talimat verdikten sonra ihsan kalkar sa eğer
artık ne hac ve ne de kurbanına yetişemiyorsa hac yoluna devam etmeyip
kurbanının kesilmesiyle ihramdan çıkmayı bekler. Zira haccı kaçırdığı için
artık haccın amellerini sürdürmekte onun için bir yarar yoktur. Ancak eğer
umre yapmak için yoluna devam etmek isterse yapabilir. Eğer hac ile
kurbanının ikisine de yetişiyorsa yoluna devam etmesi gerekir. Zira henüz
maksat elden gitmemişken mâni ortadan kalkmıştır. Kurbanına da yetiştiği
zaman onda istediği gibi tasarruf eder. Çünkü malıdır ve onu öyle bir
maksat için tayin etmişti ki artık ona ihtiyaç kalmamıştır.
10- Arafat vukufunu yaptıktan sonra
ihsar olunan kimse artık haccı kaçırmaktan emin olduğu için muhsar
sayılmaz.
11- Mekke'de dahi olsa Arafat'a
gitmekten ve Kabe'yi tavaf etmekten menedilen kimse muhsardır. Zira her ne
kadar bu kimse Mekke'de ise de haccını tamamlamaktan alıkonduğu için
Harem'in dışında ihsar edilen kimse hükmündedir.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.