script src='http://ajax.googleapis.com/ajax/libs/jquery/1.2.6/jquery.js' type='text/javascript'/>

Maide suresi 33.ayetin tefsiri ve reddiye



MUSTAFA İSLAMOĞLU’NUN GEREKÇELİ MEAL-TEFSİR KİTABINDA BİR ÂYETİN İNKÂRI



Sohbetlerimize devam eden kardeşlerimizin: “Mustafa İslamoğlu nasıl biri? Kitapları okunabilir mi ve derslerine gidilebilir mi?” şeklindeki ısrarlı soruları üzerine bu fakir kardeşiniz, bu kişinin kitapları hakkında bir araştırma yapmak zorunluluğu hissettim. Elime geçen “Yahudileşme temâyülü” kitabı, bana bu kişinin ne kadar çelişkili ve karmaşık batıl görüşlere sahip biri olduğunu kolayca anlatmış oldu.



Rahmân ve Rahîm olan Allâh ism-i şerîfiyle!
Bizleri Ehl-i Sünnet itikadı üzere sabit kılan Allâh-u Te‘âlâ’ya hamd-ü senâdan, Cumhur’un yolundan ayrılanları, İslâm ipini boynundan çıkarmakla niteleyen Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)e salât-ü selamdan ve O’nun yolundan bir karış bile ayrılmayan âl-i ashâbına hayırla duadan sonra: Sohbetlerimize devam eden kardeşlerimizin: “Mustafa İslamoğlu nasıl biri? Kitapları okunabilir mi ve derslerine gidilebilir mi?” şeklindeki ısrarlı soruları üzerine bu fakir kardeşiniz, bu kişinin kitapları hakkında bir araştırma yapmak zorunluluğu hissettim. Elime geçen “Yahudileşme temâyülü” kitabı bana bu kişinin ne kadar çelişkili ve karmaşık batıl görüşlere sahip biri olduğunu kolayca anlatmış oldu. Bu esnada fıkıh âlimlerinin cumhurunu, “Hayızlı kadınların camiye giremeyeceği” gibi bazı fetvalarından dolayı Yahudilere meyletmekle suçladığını görmem de işin tuzu biberi oldu.
Sonra bana verilen “Üç Muhammed” kitabında, onun Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in şanına tazim sadedinde yazılmış olan Kâzî İyaz (Rahimehullâh)ın “eş-Şifâ”sı ve İmâm-ı Süyûtî’nin “el-Hasâis”i gibi muteber eserlerde geçen sahih rivâyetleri tenkit ederek, “Bu kitaplarda anlatılan hârikulâde vasıfların Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)de bulunmadığı”nı söylemiş olduğunu görmem, bende tedavisi kabil olmayan çok derin bir yara açtı.

Ayrilirken...Asr Suresi



"Resûlullahın Eshâbından iki kimse karşılaştıklarında,
biri diğerine Asr sûresini okumadan ayrılmazlardı.
Sonra biri diğerine selâm vererek ayrılırlardı."
( Beyhaki, eş-Şuab)



İmâm-ı Şâfiî buyurdu ki:

"Kur´ân-ı kerîmde başka hiçbir sûre nâzil olmasaydı,
şu pek kısa olan Asr sûresi bile, insanların dünya ve âhiret saadetlerini te´mine yeterdi.
Bu sûre, Kur´ân-ı kerîmin bütün ilimlerini içine alır."





Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1. Asra yemin ederim ki
2. İnsan gerçekten ziyan içindedir.
3. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.


Selamunaleyküm



Cübbeli Ahmet Hoca - Asr Suresi Tefsiri (mp3)



Cübbeli Ahmet Hocamızın Mahkemeyle İlgili Duyurusu

Kamuoyuna Hürmetle Arz Ederim!


Mahkemede yaptığım savunmayla ilgili olarak medyada çıkan çelişkili ve maksatları saptıran açıklamalar beni bazı elzem konuları izaha muhtaç bırakmıştır.

İlk olarak: Savunma beyanlarım arasında yer alan “Ben günahkârım” ifadesi kesinlikle benim bu suç-lardan birini işlediğim anlamında kullanılmamıştır. Zaten gazetelerde yer alan “ ben insan satacak, cinsel saldırıda bulunacak ve birinin hürriyetini tahdit edecek birimiyim? 35 senedir insanları bu işlerden nehyetmeye çalışıyorum, binlerce aile benim sohbetlerim sayesinde kurtuluyor, bunlardan birini yaptıysam imansız öleyim” şeklinde ki beyanım, maksadımın suçluluk ifadesi olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Zerre kadar imanı olan kişi insanın ebedi ahretini kaybetmesine sebebiyet vere-cek bu sözün ağırlığını takdir eder. Bazı gazeteler bu sözü “Ben günah işledim” şeklinde vererek sözün lafzını dahi değiştirmişlerdir ki ben böyle bir söz sarf etmedim, gerçi başlık altında ki yazılar konuyu vuzuha kavuşturur nitelikteyse de maalesef halkımızın bir kısmında okuma alışkanlığı gelişmediğinden başlık yazısıyla bir kanaate varmakta, alt kısmı okumaya ihtiyaç duymamaktadırlar, tabi ki buda sebebiyet verdikleri yanlış kanaat, şahsi ve ailevi zararlar nedeniyle basın mensuplarına iki cihanda da mesuliyet ve vebal olarak dönecektir. Meselenin aslını açılamak gerekirse ben deniz motoru olayını anlatırken “insanlar bana kutsallık atfediyorlar, ben “bindim” dediğim halde bazıları beni tenzih gayesiyle “hoca öyle şeyler yapmaz” diyorlar, halbuki o alete binmek zaten günah da değil, “ben masum değilim, ben de günahkar biriyim” dedim ve doğru söyledim. Zira peygamberler dışında kimse masum olmadığına göre hangimiz hatta evliyamız bile “ben günahkâr değilim” diyebilir. Demek ki herkes “ben günahkârım” demek durumundadır. Ama bu söz belli bir konuda “ben günah işledim” anlamına gelmez, ancak “masum olmadığıma göre günah işleyebilirim” demek olur ki bu “kul hatasız olmaz” sözü gibi değerlendirilmelidir.


Hastaya Sifa icin okunacak Dua ve Namazlar



Haftanin Gün ve Gece Namazlari



Büyü ve Zehiri yok eden Hurma






Hz. Muhammed’(sav) in kendi elleri ile diktiği bir meyvadır hurma.
Peygamberimizin bir de hurmaya dair şifa sırrı var. İşte o hurma.Medine hurması dünyanın en meşhur hurmalarındandır. Doksan dokuz çeşidinin olduğu söylenir. Bunlar içinde en meşhuru ise Acve hurmasıdır.

Bu hurma o yıllardan beridir Medine’de yetiştiriliyor. Diğer hurmalara göre daha büyük olan hurma, lezzetiyle de diğer hurmalardan ayrılıyor. Ayrıca bu hurmanın ayrıca şifalı olduğuna da inanılıyor.
Bu nedenle de hurmanın fiyatı diğerlerinin çok çok üzerinde.

Bu hurmanın şifalı olması hakkında Peygamber Efendimizin bir Hadis-i şerifi bile var.



NAMAZI ZAYİ EDENLERİN İÇİNE ATILMAKLA TEHDİT OLUNDUĞU ĞAYY KUYUSU VE VEYL VADİSİ





Ebû Sa'îd el-Hudrî (Radıyallâhu Anh) şöyle demiştir:

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) V. "Onların ardından kötü döller türedi" (Meryem Sûresi:59) âyetini okuduktan sonra şöyle buyururken işittim:

"Altmış sene sonra kötü döller gelecek, namazı zayi edecekler, şehvetlere uyacaklar, yakında da Gayy'ı boylayacaklar.

Sonra Kur'ân okuyan bir takım kötü nesiller türeyecek ki, okudukları onların boğazlarını geçmeyecek.

Kur'ân'ı üç kimse okuyacak, bunlar da mü'min, münafık ve facir kimseler!"


ŞİMDİ BİZE SABIR DÜŞTÜ

Mahkeme Sonucu


Maalesef beklediğimiz tahliye kararı çıkmadı...
Allah (c.c.),Hocamıza da, Bizlere de sabır versin...

Tutuklu yargılamaya devam edilecek. Bir sonraki mahkeme tarihi 21 Eylül... 3 ay ertelendi duruşma. Hocamız en az 3 ay daha tutuklu kalacak. Herşeyi gören Allah (c.c.) bunu da görüyor...

Hocamiz Tahliye Talebinde Bulundu

 


Ahmet Mahmut Ünlü, savunmasının ardından tahliye talebinde bulundu.

Ahmet Mahmut Ünlü, savunmasının ardından tahliye talebinde bulundu.
Kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, savunmasını tamamladı.

Savunmasının son bölümünde Ünlü'ye, mağdur kadının kendisini bir eve götürdükleri, zorla nikah kıyıldığı, ilişkiye girmeye çalışıldığı, ilişkiye giremedikleri, sadece dokunduğu, ön tarafında yara izleri bulunduğu yönündeki ifadeleri soruldu. Ünlü, bu ifadelerin doğru olmadığını savundu.
Mahkeme Başkanı, Ünlü'ye internete düştüğünü söylediği görüntüleriyle ilgili Nejat Ergin ile görüşüp görüşmediğini sordu. Polise gittiğini belirten Ünlü, "Polis baktı 'bulamadık' dedi. Kaset yok, şantajı yapan kim, belli değil." diye konuştu.


Cübbeli Ahmet Hoca Beni itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar


İddianamede yer alan kadınları tanımadığını belirten hoca efendi, "35 yıldır kürsü önündeyim. Beni itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Barış'ı dövmüşler, bazı şeyleri söyletip imzalatmışlar" dedi.


EVDE TALEBELERİ HİÇ GÖRMEDİM
2 senedir Barış Sezek'in kendisinin maddi işleri ile ilgilenmediğini ifade eden hoca efendi,"Savcı bey bana eve girerken fotoğraflarımı gösterdi. 'Bu eve gitmişsin' diyor. Ben her zaman Barış'ın evine gidiyorum. Ben kadını görmedim. 'Evde miydi, değil miydi' bilmiyorum kadınlar. Barış bana Fas'a gitmeden önce 'nerelere uğrayalım' diye sordu. Ben de 'kabirlere gidin' diye söyledim. Orada nerede kaldılar bilmiyorum. 'Gidince arayın, benden para isteyin' dedim. Arayın 'dağıtacağız burada' deyin, dedim. 'Buradan gelmek isteyenler var' dedi. Bazıları gelip gidiyor, bazıları gitmiyor. Talebe olarak bazı ülkelerden geldi. Bir ay , iki ay kalan var. Gelenim gidenim eksik olmaz. Ailecek gelenler evimde kalır. Bana talebe olarak gelmek isteyen olduğunu söylediler. 'Ben iki tane talebeyi karşılarım' dedim. 'İki talebe geldi' dediler. Ben bunları görmedim. Ben çok yoğun biriyim" diye konuştu.

HOCAMIZ KENDİNİ ÇOK GÜZEL SAVUNUYOR

 

Cübbeli: Üç Sene Önce Görüntümü İnternete Attılar



'Cübbeli Ahmet' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, daha önceki bir evliliği sonrasında, görüntülerinin kendisini karalamak için internette yayınlandığını söyledi.

'Cübbeli Ahmet' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, daha önceki bir evliliği sonrasında, görüntülerinin kendisini karalamak için internette yayınlandığını söyledi. Vücudunun ön tarafında ameliyat izi olduğunu anlatan Ünlü, mağdur olan kadınlardan birinin 'ön tarafında yara izi vardı' ifadesinin hatırlatılması üzerine, bunun birileri tarafından söylettirildiğini iddia etti.

Savunmalar Basladi

Karagümrük Çetesine İlişkin Davada Sanıklar Savunmalarını Yapıyor


İstanbul 16.Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Cübbeli Ahmet Hoca" olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün de sanıkları arasında yer aldığı Karagümrük çetesine ilişkin davaya sanık savunmalarıyla devam ediliyor.

İstanbul 16.Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Cübbeli Ahmet Hoca" olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün de sanıkları arasında yer aldığı Karagümrük çetesine ilişkin davaya sanık savunmalarıyla devam ediliyor.

Cübbeli Ahmet Hoca Efendi İçin Önemli Gün


HOCAMIZIN SEVENLERİNDEN RİCASI: BU DUANIN DEVAMLI OKUNMASINI İSTİYOR سُبْحَانَ الَّذِي أَلْجَمَ الْمُتَكَبِّرِينَ بِلِجَامِ عَظَمَتِهِ سَلِّمْ سَلِّمْ SUBHANELLEZİ EL CEMEL MÜTEKEBBİRİNE BİLİ CEMİ AZAMETİHİ SELLİM SELLİM (Azamet gemiyle,Mütekebbirlerin ağzına gem vuran zatı tesbih ederim) ALLAH RAZI OLSUN...


Cübbeli Ahmet Hoca Efendi İçin Önemli Gün

   Cübbeli Ahmet Hoca'dan Hakime: 2 Eşim, 8 Çocuğum Var. Mesleğim Yazarlık. Aylık Gelirim 10 Bin Tl




Kamuoyunda "Cübbeli Ahmet Hoca" olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün de sanıkları arasında bulunduğu Karagümrük Çetesi'ne yönelik açılan davanın ilk duruşması başladı.

Kamuoyunda "Cübbeli Ahmet Hoca" olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün de sanıkları arasında bulunduğu Karagümrük Çetesi'ne yönelik açılan davanın ilk duruşması başladı. Davada Ünlü'nün de aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu 16 sanık yargılanıyor.


Cübbeli Ahmet için Yuşa Tepesinde Dua








8 HUSUSU TATBİK İLE KURTULUŞ



Hocası Hatem-i Asam, büyük âlim Şakik’e sorar:

-Evladım, 30 yıldır benim yanımdasın, benden ne öğrendin? Şakik Hazretleri şöyle cevap verdiler:

- Efendim sizden yalnız 8 mesele örendim. Hatem-i Asam tekrar:

-İnna Lillah, bu kadar yıldır yalnız 8 mesele mi öğrendin?

-Evet efendim şu 8 meseleyi öğrendim.

-Peki onlar nelerdir? Merak ettim.




1- Herkesin baktım ki, çeşitli dostları, arkadaşları var. Fakat hepsi mezarda bitiyor, (gerş dönüyor) Bende amellerimi dost edindim. (Benimle gelecek olan amellerimdir)



2- Allah’ın azametinden korkup nefsinin kötü arzularını ve isteklerini alıkoyanın varacağı yer cennettir. Mealindeki Naziat suresi 40-41 ayetlerini düşündüm. Nefsimi ve arzularımı yenmeye çalıştım. Ve bu surette Allah’a itaate devam eyledim.



3- Baktım ki herkes elinde sermayesini koruyor, kasalarda saklıyor, kaybolmaması için her yola başvuruyor. Bende Allah’ın ”Sizin elinizdeki her şey tükenecek ancak Allah katında olan bakidir.”(Nahl 96) ayetini düşündüm. Ben de, kaybolmaması için tüm varlığımı Allah’a harcadım ve ona emanet ettim.



4- Baktım ki, insanların çoğu mal, şeref ve nesep aramaktadır. Analdım ki bunlar bir şey değil. ”Allah katında en değerliniz en takva olanınızdır.”(Hucurat 13) ayetini düşündüm. Diğerlerini değil, Allah katında olanı seçtim.



5-Baktım ki insanların çoğu birbirine saldırıyor. Sebebini hasetlikte, çekememezlikte buldum. ”Biz onların dünya hayatındaki geçimini taksim ettik.” Ayetini düşündüm. Anladım, Allah’ın taksimine razı oldum. Artık kimseye haset ve çekememezlik yapmadım.



6- İnsanların birbirini düşmanlıktan öldürdüğünü gördüm. Hazreti Allah’ın ”Sizin asıl düşmanınız şeytandır. Onu düşman tanıyınız.”(Fatır 6) ayetini düşündüm. Asıl düşmanımı tanıdım. Mücadelemi onunla yaptım.



7- baktım ki insanlar bir lokma için helal haram demeden her türlü zillete katlanıyorlar. ”Tüm yaratılanların rızkı Allah tarafındandır.”(Hud 8) ayetini düşündüm. Rızkıma Allah’ın kefil olduğunu anladım.



8- baktım ki, insanların çoğu servetine, sıhhatine, insanlara güvenip onlara bel bağlamaktadır. ”Allah’a tevekkül edene (güvenene) Allah yeter” Ayetini düşündüm. Bende fanilere değil Allah’a güvendim. O bana yeter dedim. Diye hocasına cevap verdi.



Bunun üzerine hocası;

Allah seni muvaffak etsin. Doğrusu ben Kur’an, İncil, Zebur, tevrat’ı tahkik ettim. Tüm hayırlı işler bu 8 mesele üzerinedir. Bu 8 meseleyi tatbik eden tüm kitabı tatbik etmiş gibidir, kurtulur. Buyurdu.

____

İhya-i Ulumiddin c1 s167 den


Cübbeli Ahmet Hocamızın Mahmud Efendi Hazretlerimizi (k.s.) Ziyareti (12-06-2012)
















Cübbeli Ahmet Hocamızın Mahmud Efendi Hazretlerimizi (k.s.) Ziyareti (12-06-2012)





Cübbeli Hocamizin annesine yazdigi Mektup


Cübbeli Ahmet Hoca da çok düşkün olduğu annesine Metris'ten gönderdiği mektupta şu ifadeler yer alıyor: "Kıymetli anneciğim. Ellerinden ve ayaklarından öperim. Sana çok dua ediyorum. İnşaallah namazlarını ve zikirlerini yapacak güç bulacaksın. Dualarını eksik etme, ben inşaallah yakında çıkarım. İlk olarak seni ziyarete geleceğim. Nedime'ye, Zeynep'e ve teyzeme selam söyle. Hayırlı ve ibadetli uzun ömürle Rabbim seni başımızdan eksik etmesin. Âmin."


Cübbeli Hocam sana Inaniyoruz! Güveniyoruz! Hep Yanindayiz!




Cübbeli Ahmet Hoca Validesinin Cenaze merasimi Haberi (Flash tv) 





Cübbeli Ahmet Hoca Validesinin Cenaze merasimi Haberi - Showtv




Cübbeli Ahmet Hoca Validesinin Cenaze merasimi Haberi - Foxtv 



Cübbeli Ahmet Hocamiz Taziyeleri Kabul ediyor 



CÜBBELİ HOCANIN KONUŞMASI VE SEYYİD İBRAHİM EL AHSA-İNİN DUASI







Cübbeli Ahmet Hoca Cenaze




Cübbeli Ahmet Hoca Annesinin Cenazesinde Aşır Okudu




Cübbeli Ahmet Hocamızın Validesi Rabia Annemizin Cenazesinin Hastaneden Çıkarılışı









Ne büyük bir sınav! Allah Hocamıza ve yakınlarına Sabırlar versin...


İNNA LİLLAHİ VE İNNA İLEYHİ RACİUN..! CÜMLEMİZİN BAŞI SAĞOLSUN

Muhtereme Validesi Rabia Ünlü Hanımefendi'nin Vefatı Üzerine Cübbeli Ahmet Hocamızın Yazdığı Mektup






Kıymetli cemaatimiz. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.
Ben hapse girerken hiçbir hastalığı olmayan ve takriben 4 ay önce yürüyerek sapasağlam vaziyette ziyaretime gelen, benim durumumu görünce üzüntüden hastahanelik olan, yemekten içmekten kesilerek 40 kilo kaybeden ve neticede haram ay olan Allah'ımızın ayında Recep-i Şerif'in 21'ine denk gelen mübarek pazartesi gününde tam ikindi ezanı başadığında ruh-u şerifini Rahman-u Teala'ya teslim eden muhtereme validemin 13 haziran çarşamba günü ikindi namazını müteakiben Fatih Camii şerifinde kılınacak cenaze namazına hepinizi bekliyorum. Cenazenin defninin tacili müstehapsa da dünyanın her tarafından katılmak isteyen sevenlerimizin bu cenazeye iştirak sevabından mahrum olmamaları için cenaze namazının bir gün tehiri uygun görülmüştür.


Mahkeme günü gelmek için hazırlanan erkek kadın bütün cemaatim mutlaka iştirak etsin. Böylece hem merhume anneciğim hem de katılan herkes büyük mağfirete nail olacaktır. ALLAH'u TEÂLÂ' Celle Celalühu'nun rahmet ve mağfireti annemin üzerine, tüm lanetleri de bu vefata alenen sebebiyet veren müfterilerin üzerine olsun. Bu vesileyle mahkeme önüne gelmenizi asla istemediğimi tekrar bildirir, mazereti olmayan herkesi mutlaka bu kıymetli zikir ve dua ehli olan validemin, büyük veli olan Cahit dedemin mücahide kızının cenaze namazına davet ederim. Rasûlullâh sallâllâhu aleyhi ve sellem efendimizin "Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir. Biri de cenazesine iştirak etmesidir." hadis-i şerifi, bir de Ali Haydar Efendi babamızın "Bir müslüman ölünce seferber olun." kavl-i şerifi gereğince üzerinde hakkım olan herkes cenazeye iştirak etsin ve herkesi haberdar etsin...





Cübbeli Ahmet Hocamızın Validesi Rabia Annemizin Oğluna Seslenişi







Şeriat,Tarikat, Marifet ve Hakikat Bu Kadar Güzel Açıklanmadı



1-Şeriat Kapısı
2-Tarikat Kapısı
3-Marifet Kapısı
4-Hakikat Kapısı

Öğreti olarak bu kapılar birer birer geçilerek Hakikate ulaşılır
Öğrencilerinden biri Mevlana’ya sormuş
- Efendim, bu 4 kapı mes’elesini ben pek anlayamıyorum Bana
anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız ?

“Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var Hepsi
rahlelerine eğilmiş Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra
gel sana anlatayım”

Adam gitmiş birincinin ensesine bir tokat asketmiş Tokadı yiyen
derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlâna’nın öğrencisini yere yıkmış
Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat var
Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat asketmiş
O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş
Öğrenci devam etmiş üçüncüye de bir tokat atmış Üçüncü şöyle bir
kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş
Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına
devam etmişÖğrenci Mevlâna’ya dönmüş, olanları anlatmış

Mevlâna ;
“İşte sana istediğin örnekler;
Birinci; şeriat kapısını geçememiş biri idi Şeriatta kısasa kısas
olduğu için tokadı yeyince kalktı Aynısını sana iâde etti
İkinci; tarîkat kapısındadır Tokadı yeyince o da kalktı tam tokadı
iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi “Sana
kötülük yapana bile iyilik yap” Onun için döndü, yerine oturdu
Üçüncü; mârifet kapısına kadar gelmiştir İyinin ve kötünün tek
Yaradan’dan geldiğini bilir, inanır Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi
âlet etti diye merakından söyle bir dönüp baktı
Dördüncü; hakikat kapısını da geçmiştirİyinin ve kötünün tek sahibi
olduğunu bilir Onun için dönüp bakmadı bile.

ALINTIDIR...

Islam fıkhına göre kürtaj ve gurre



Bizleri erkek ve dişiden yaratıp ve nimetlerin en fevkinde olan İslam nimetiyle nimetlendiren ve kâinatın efendisi hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem’in ümmetinden olma bahtiyarlığını bizlere ihsan eden Allah’ü Taala hazretlerine hamd olsun.

Evleniniz çoğalınız zira ben kıyamet gününde sizin (çokluğunuz) la övüneceğim
[1]Buyuran Efendimiz (sallallahu aleyhi ve selem) ’in , al ve eshabı’nınvede kıyamete kadar onun getirdiği dini kendi hayatlarında düstur edenlere salat ve selam olsun. Okuyucularımızdan gelen telefon neticesiyle ele alacağımız mesele, İslam âleminden de öte insanlığın gündemini defalarca meşgul etmiş olan ve bazı zamanlarda da meşgul etmeye devam eden çocuk aldırma (kürtaj) meselesi hakkında olacaktır.


Tıp dilinde rahim içinden doku almak anlamına gelen kürtaj, genel olarak istenmeyen gebeliğin sonlandırma amacıyla yapılmasının yanında biopsi veya tedavi amaçlıda uygulanmaktadır. Ancak ifade sadedinde bulunduğumuz konunun sadece çocuk aldırma uygulaması olduğundan biopsi veya tedavi amaçlı yapılan kürtaj işlemlerinden bahsetmeyeceğiz.


Altın silsilenin yazdığı kitaplar




Şah-ı Nakşibendi hz.

01.Evradı Bahaiyye

Abdullah Dihlevi hz.

01.Makamat-ı Mazhariyye. Hakikat kitabevi
02.Dürru-l mearif, hakikat kitabevi
03.İzahu’t-Tarika (Süleymaniye H.Hüsnü paşa 7421)

Halidi Bağdadi Hz. :

01.El-Akdü’l-Cevheri
02.Rabıta Risalesi, Reşahat kenarında
03.Şerh Makamatı Harir
04.Siyelkûti Haşiyesi
05.Akaid-i Adudiyye
06.Divan ( Abdulcebbar Kavakçı tarafından yazıldı. Ensar yayıncılık/KONYA)
07.Cem’u’l-Fevaid
08.Hayali Haşiyesi
09.Şerhu’r-Remli Haşiyesi
10.Risale fi’l-İbade
11.Risale fi Adabi’l-Mürid
12.Risale fi’t-Tarık ( Bulak 1262 / Şerif b. Ali tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir)
13.Risale fi Adabı’z-Zikr ( Buğyetü’l-Vacid içinde)
14.Caliyetül -Ekdar ( hakikat kitabevi)
15.Feraidü’l-Fevaid ( Cibril hadisinin farsça şerhi)
16.Vasiyyetü’ş-Şeyh Halid ( İstanbul - 1259)
17.Yadı Merdan Mevlana Halidi Nakşibendi (Molla Abdulkerim Müderris)
18.Risâle fî Tahkîkil-İrâdetil-Cüziye (Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi-Isparta Uluborlu İlçe Halk Kütüphanesi “Arş. No: 32 Ulu 93/14)
19.Mektûbât (Kastamonu İl Halk Kütüphanesi-Arş. No: 37 Hk 517/5)

Kadı Muhammed Zahid:

01.Mesmuatu Mevlana kadı Muhammed Zahid ( Farsça 155 varak) ( hakikat kitabevinde var)
02.Silsiletü’l-Arifin ve Tezkiretü’s-Sıddıkıyn ( Esad efendi 1715)

Kasım b.Muhammed:

01.Fıkhi görüşleri üzerine Tunus’ta el-Me’hedü’l-âla li’ş-Şeria’da Enes b. Şeyh. Muhammed el-Hadi el-Allani tarafından Fıkhu’l-İmam el-Kasım b. Muhammed ve Eseruhu fi Tunus adlı çalışma yapıldı.
02.Ayrıca Ali b. Abdullah Salih Cabir tarafından Riyad’da Camiatu’l-İmam
Muhammed b. Suud el-İslamiyye’de Fıkhu’l-Kasım b. Muhammed Muvazinen bi Fıkhı eşheri’l-Müctehidin adıyla doktora tezi yaptı.

Mazharı Canı Canan:

01.Kelimatı Tayyıbe, Müridlerine yazmış olduğu mektuplardır. Farsça olup 89 mektupu içerir.
02.Halifesi olan Naimullah Behraici de onun hayatı ve görüşleri hakkında Ma’mulat’ı-Mazhariyye ve Beşerât’ı-Mazhariyye adlı kitapı yazdı.

Ubeydullah Ahrar:

01.Risale-İ Enfas’ı-Nefise ( Delhi, mücteba matbaası)
02.Risale fi’t-Tasavvuf ( Süleymaniye esad 1688)
03.Risalei Validiyye
04.Risale fi Usuli Tariki’n-Nakşibendi
05.Fıkarat ( Süleymaniye, Lala İsmail 205)

Muhammed Masum:

01.Sebü’l-Esrar fi Medarici’l_ehyar ( matbaa. Şirketi Tabiyye 1331)
02.Risale fi Usuli’t-Tariki’n-Nakşibendi ( Süleymaniye Reşit efendi 404)
03.Risaletü’l-Yevakit ( Süleymaniye Nafiz paşa 460)

Caferi sadık:

01.Mişbâhu'ş-şerî'a ve miftâhu'l-hakîka. Ca'fer es-Sâdık'in dinî ve ahlâkî muhtevalı sözlerinin 100 babda ele alındığı bu eserin çeşitli yaz¬ma nüshaları British Museum'da, Meş-hed ve Haydarâbâd Osmaniye Üniversi¬tesi kütüphanelerinde bulunmaktadır. Kitap Delhi (1856), Tebriz (1278) ve Tah-ran'da (1314) yayımlanmış, ayrıca Fars¬ça tercüme ve şerhiyle birlikte Hasan el-Mustafavî tarafından neşredilmiştir. [24]
02.Tefsîrü'l-Kurân. En es¬ki nüshası hicrî X. asra ait olan bu ese¬rin Bankipûr, Bohâr ve Aligarh kütüpha-nelerinde yazmaları mevcuttur.
03.Kitâ-bü'l-Cefr. el-Hâfiye fi'l-cefr, el-Hafi¬ye fî cilmi'l-hurûf veya el-Hâfiye ad¬larıyla da anılan eserin yazma nüshaları British Museum'da, İskenderiye el-Mek-tebetü11- belediyye. Dârü' 1- kütübi' I - Mıs-riyye (Tal'at). Süleymaniye (Cârullah) ve Köprülü kütüphanelerinde bulunmakta¬dır.
04.İhtilâcü'1-a'zâ. İnsan organla¬rındaki titremeler ve bunların sebep ol¬duğu hastalıklardan bahseden eserin yazma nüshaları Berlin Staatsbibliothek ile Gotha. Topkapı (ili. Ahmed) ve Kasta¬monu kütüphanelerinde mevcuttur.
05.Heyâkilü'n-nûr (es-Sebca). Tılsımdan bahseden bu eserin iki nüshası Bibliot-heque Nationale ve Cambridge Üniver¬sitesi Kütüphanesi'ndedir. ( İngiltere’de)
06.Esrârü'l-vahy. Hicri X ve XIII. yüzyılda istinsah edilen iki yazması Süleymaniye Kütüp-hanesi'nde (Hamidiye ve Hasan Hüsnü Paşa) bulunan küçük bir risaledir.
07.Havâşşü'l-Kur âni'l-'azîm. Hicrî IV ve XI. yüzyılda istinsah edilmiş nüshalarının bu¬lunduğu bilinen risalenin bir yazması Dâ-rü'l-kütübi'z-Zâhİriyye'dedir.
08.Kitâbü't-Tevhîd ve'l-ihlîlce. Mufaddal b. Ömer'¬den rivayet edilen bu eser Tevhîdü'l-Mufaddaî diye de anılır. Meşhed, Tebriz ve Kâzımiye kütüphanelerinde ( İran’da) çeşitli nüs¬haları bulunan eser, Kitâbü't-Tevhîd ve'l-edille ve't-tedbîr adıyla 1329'da İstanbul'da basılmış, Fahreddin et-Türkistânî tarafından 1065'te (1654) Fars¬ça'ya çevrilmiştir.
09.Risâletü'l-veşâyâ ve'l-fuşûî. Kimya ile ilgili olup Risale fî cilmi'ş-şınâa ve'1-haceri'l-mükerrem olarak da bilinir. Nuruosmaniye, Râmpûr ( Hindistan’da) ve Halep kütüphanelerinde yazma nüs¬haları bulunan risale Almanca tercüme¬siyle birlikte J. Ruska tarafından neşre¬dilmiştir. [25]
10.Duâ'ul-cevşen. Birkaç varak hacmindeki risa¬lenin hicrî XI. yüzyılda istinsah edilmiş bir nüshası Bİbliotheque Nationale'de bulunmaktadır. ( Fransa’da) Bunların dışında Menâfi'u süveri'l-Kur'ân, Kitâb fî işbâti'ş-şânic, Es'ile cani'n-nebî, Münâzaratü'ş - Sâdık fi't-tafzîi beyne Ebî Bekir ve CA1Î, el-Edci-yetü'l-üsbû'iyye, Du'â3, Kitâbü'ş-Şı-rât, Hırz, el~Hikemü'l-Cacferiyye, Ri¬sale fi'1-kimyâ3, Ta'rîfü tedbîri'1-ha-cer, el-Edille 'ale'1-halk ve't-tedbîr, Risale fî fazli'l-Hacer ve Mûsâ, İhti¬yar âtü'l-eyyam ve'ş-şühûr, Mahmû-dâtü'l-eyyam, Cedvel fî mezhebi's-si-nîn ve'ş-şühûr ve'1-eyyâm, Meîhame, el-Kur'a, Risâletü'1-fe 1, Sirâcü'z-zul-me ve es-Silkü'n-nâdir gibi eserler Ca'¬fer es-Sâdık'a nisbet edilmektedir [27].
11.Kitabı menafi’l-Kuranil’l-Azim. Edirne selimiye yazma eser kütüphanesi

HALİL-İ NURULLAH ZAĞRAVİ

01.Adâb-ı Sâlikân (Amasya Beyazıt İl Halk Kütüphanesi-Arş. No: 05 Gü 219)

İMAMI RABBANİ

01.Mektubat-ı Rabbani
02.Zübdetür-Resâilil-Fârikîye ve Umdetül-Mesâcilis-Sufîye (Milli Kütüphane-Ankara-Tokat İl Halk Kütüphanesi-Arş No: 60 Hk 126/1)
03.El-Mebde ve-l mead. ( hakikat kitabevi)
04.el-Aharu'l-Erba'a
05.el-Mearifu’l-Ledüniyye (farsça) esad efendi no:1699
06.Hatmi Hacegan (Arapça)
07.El-Mükaşefetu’l-Gaybiyyeel-Farukıyye (farsça), Esad efendi no:1688
08.Makamat’ı-Turukı Sofiyye ( Hacı Alı Saib Efendi No:34)
09.İmam al-Rabbani ( Müstakim Zade Saadettin Süleyman b. Mehmet Emin) Yazma bağışlar no:2066
10.Varıdatı Rabbani ( Farsça) Müellifi: Ğulam Ali Abdullah) Reşit Efendi 491-1
11.İmam Rabbaninin Hayatı. İbarahim Hakkı Erzurumi, (Yazma bağışlar ( 1343))

Abdulhalik Gucduvani

01.Risâle-i Şâhihiyye. Yûsuf el-Hemedânî'nin menkıbelerini anlatan ve kendi hayatına dair bilgiler veren eser Saîd-i Nefîsî tarafından yayımlanmıştır. Harîrîzâdenin Tibyân'ında da (I, vr. 379a-389b) yer alan eserin bir özetini îrec Efşâr neşretmiştir.
02.Veşdid Gucdüvânî, kısa bir âdâb risalesi mahiyetindeki bu eserini halifelerinden Hâce Evliyâ-i Kebîr için kaleme almıştır. Risalede cahil sûfflerden kaçınmak, şeriat ve sünnetten ayrılma¬mak, hâkimlerden uzak kalmak, müm¬kün mertebe evlilikten kaçınmak, han-kahta oturmamak, semâ ile fazla meş¬gul olmamak gibi öğütler verilmektedir. Buhara'ya iltica eden İranlı Şafiî âlimi Fazlullah b. Rûzbihân, Gucdüvân şehri¬nin 918de (1512) bir Safevî muhasara¬sından Gucdüvânî'nin ruhaniyeti saye¬sinde kurtulduğu inancıyla Veşdyd'sına bir şerh yazmıştır. [231]
03.Risale der vasiyet ( süleymeniye ktp. El yazma,farsça)
04.Şerhu’l-kelimati’l-kudsiye min Hazret-i Hace Abdülhalik Gucdüvani ( Süleymaniye)
05.Vasiyetname-i gucduvani ( Süleymaniye el yazısı)

Muhammed Bakibillah

01.Külliyyâtî-ı Hâce Bâkî-Billâh (India Office ILondra], Delhi, Persian 1095)
02.Melfûzât (India Office (Londral, Delhi 1058). 3. Mektûbât-ı Şerîf. Bâkî-Billâh'ın Farsça yazdığı mektupların Ur¬duca tercümesidir (Lahor 1923).
03.Mektûbât lndia Office ILondra], Delhi, Persian 1132).
04.İrfaniyyât-ı Bakı. Bâkî-Billâh'ın iki mesnevisini, kırk altı rubaisini ve "Sil¬silename" ile "Sâkînâme" adlı manzume¬lerini ihtiva eder (nşr. Seyyid Nizâmeddin Ahmed Kâzımî, Delhi 1390).
05.Mesnevi¬yi Hâce Bâki'Billâh (Lahor 1333). Bu eserinde İrfâniyyât-ı Baki'dekilerin dı¬şında kalan mesnevileri mevcuttur.
06.Ri¬sale-yi $erîfe. Abdürrahim Nakşibendî'¬nin İrşâd-ı Rahîmiyye adlı eserinin sonundadır (Delhi 1333).
07.Meşâyih-i Turuk-ı Erbe’a (nşr. Gulâm Mustafa Han, Karaçi 1389). Baki - Billâh'ın iki rubâîsini müridi İmâm-ı Rabbânî Keşfül-ğayn fi şerhi rubâiyyeteyn (Delhi 1310) adıyla şerhetmiş, Reşid Ahmed Erşed onun hak¬kında Hayât-ı Bakî (Karaçi 1969) adlı bir monografi kaleme almıştır.




MAHMUD el-UFİ(KUDDİSE SİRRUHU) ESERLERI

01. Ruhu’l Furkan Tefsiri

02. Sohbetler Kitabı

03. Risale-i Kudsiyye Tercümesi

04. Kur’an-ı Mecîd ve Tefsirli Meal-i Âlisi

05. Mahmud Efendi Hz.’lerinden Dualar

06. Kur'ân-ı Kerim'in Faziletleri ve Okuma Âdabı

07. Fatiha Tefsiri

08. Efendi Babam Buyururdu ki

09. Umre Sohbetleri

10. İrşadü’l Müridin

11. Sözler  



Alinti
1 9