[ 2010_03_11 ] - Dürr-ü Meknun Kasidesi (1. Sohbet)
İmamı
Âzam Ebû Hanîfe Nû’man ibni Sâbit radiyallâhü anhümaya aittir.
Ravza-ı mutahharayı ziyareti esnasında doğuş olarak inşad eyledikleri bir kasidedir. Bu kaside ile Efendiler Efendisi Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme muhabbet ve yakınlık murad etmişler ve kimsenin duymayacağı bir
şekilde Huzuru Rasûlüllah’da tekellüm eylemişlerdir.
İmamı Âzam ziyaretten sonra Medine-i Münevvere müezzininin kendi kasidesini irâd ederken görünce şaşırıp baka kalmış ve sormuştur: Bu kaside kime aittir? Müezzin:
Ebû Hanîfe Nû’man ibni Sâbitin’dir.
Onu tanıyor musun?
Hayır.
Öyle ise bu kaside-i kimden öğrendin?
Müezzin dedi ki;
Rüyamda, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve
sellem bana okudu ve bende ezberledim. Ayrıca,
kaside-i minarelerden okumamı istedi.
Bu sözler üzerine İmamı Âzam Ebû Hanîfe
radiyallâhü anhın gözlerinden yaşlar boşandı.
İmamı Nesefî “Tuhfe” isimli eserinde Şemsü’I Eimme-i Hulvanî (radiyallâhü anh) den şu nakli buraya aktaralım.
Rüyamda İbni Abbas radiyallâhü anhüma buyurdu ki:
“Müctehidlerin sultanı, Allah Teâlâ’nın dostu Ebû Hanife Nu’man İbni Sabit, Resûlü Ekrem ve Nebiyyi Muhterem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz Hazretlerini, mübarek Ravzaı mutahharada bir kaside ile medh eylemiştir ki bu kasideye:
“Dürrü meknûn (saklı inci)” ismi verilmiştir.
Bu kasidenin birçok fazilet ve sırları vardır.
1-Her gün Ravza’nın hizmetçileri olan melekler ve Kerûbiyân bu kasidei şerifeyi sabah, akşam okurlar.
2-Bu kaside-i okumaya devam edenlere afetler, kaza ve belalar uğramaz.
3-Düşmanlarını sevindirecek bir kötülükle karşılaşmazlar.
4- Ani gelen ölümden emin olurlar.
5-Bulunduğu eve ve mekâna veba gibi bulaşıcı hastalıklar girmez.
6-Okuyana ve bulunan yere büyü işlemez.
7-Devam edenlerin gönlü sevinç ve ferah dolar.
8-Günahları bağışlanır.
9-Her ne dilek için yedi gün ara vermeden devam edilirse istenen şey gerçekleşir.
İşte İbni Abbas (radiyallâhü anhuma) bana bunları anlatmıştı ki, ben uyandım. O zamana kadar bu kasideden haberdar olmadığım için Mekkei mükerreme ve Medinei Münevvere’de aradım. Nihayet, Bağdat’ta kâmil bir mürşidin yanında buldum. O şeyhi kâmil de duyulmamış diğer bazı özelliklerini bana nakletti. Ömrüm oldukça ben de onu okumaya devam
edeceğimi adadım.
Diğer bazı özellikleri şunlardır.
10-Sadakatle okuyana son nefeste iman nasip olur.
11 -İhlâsla okumaya devam eden hiç fakirlik görmez.
12-Şevk ile kıraatine devam edene kem göz ve nazar isabet etmez.
13-Halisane okuyana hile ve tuzak işlemez.
14-Bir memlekete genel bir felaket isabet etse, bu kaside halisane okununca Allah Teâlâ onu def eder.
15-Okuyan kişinin bütün amelleri makbul olur.
16-Kasidenin akabinde yapılan her dua kabul olur.
Ayrıca Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selemi görmek niyeti ile okunursa rüyada görülür. Eğer
manevi durumu müsait değilse bir Allah Teâlâ dostu ona tebşiratta bulunacaktır.
Okuma adabı abdestli kıbleye dönük bir şekilde 1 fatiha 3 ihlas 11 salavat okunup evvelen Efendimizin s.a.v ruhuna sahabelerin ve İmamı Azamın ruhuna hediye edilecek. Ve kasideye başlanacak
Ravza-ı mutahharayı ziyareti esnasında doğuş olarak inşad eyledikleri bir kasidedir. Bu kaside ile Efendiler Efendisi Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme muhabbet ve yakınlık murad etmişler ve kimsenin duymayacağı bir
şekilde Huzuru Rasûlüllah’da tekellüm eylemişlerdir.
İmamı Âzam ziyaretten sonra Medine-i Münevvere müezzininin kendi kasidesini irâd ederken görünce şaşırıp baka kalmış ve sormuştur: Bu kaside kime aittir? Müezzin:
Ebû Hanîfe Nû’man ibni Sâbitin’dir.
Onu tanıyor musun?
Hayır.
Öyle ise bu kaside-i kimden öğrendin?
Müezzin dedi ki;
Rüyamda, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve
sellem bana okudu ve bende ezberledim. Ayrıca,
kaside-i minarelerden okumamı istedi.
Bu sözler üzerine İmamı Âzam Ebû Hanîfe
radiyallâhü anhın gözlerinden yaşlar boşandı.
İmamı Nesefî “Tuhfe” isimli eserinde Şemsü’I Eimme-i Hulvanî (radiyallâhü anh) den şu nakli buraya aktaralım.
Rüyamda İbni Abbas radiyallâhü anhüma buyurdu ki:
“Müctehidlerin sultanı, Allah Teâlâ’nın dostu Ebû Hanife Nu’man İbni Sabit, Resûlü Ekrem ve Nebiyyi Muhterem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz Hazretlerini, mübarek Ravzaı mutahharada bir kaside ile medh eylemiştir ki bu kasideye:
“Dürrü meknûn (saklı inci)” ismi verilmiştir.
Bu kasidenin birçok fazilet ve sırları vardır.
1-Her gün Ravza’nın hizmetçileri olan melekler ve Kerûbiyân bu kasidei şerifeyi sabah, akşam okurlar.
2-Bu kaside-i okumaya devam edenlere afetler, kaza ve belalar uğramaz.
3-Düşmanlarını sevindirecek bir kötülükle karşılaşmazlar.
4- Ani gelen ölümden emin olurlar.
5-Bulunduğu eve ve mekâna veba gibi bulaşıcı hastalıklar girmez.
6-Okuyana ve bulunan yere büyü işlemez.
7-Devam edenlerin gönlü sevinç ve ferah dolar.
8-Günahları bağışlanır.
9-Her ne dilek için yedi gün ara vermeden devam edilirse istenen şey gerçekleşir.
İşte İbni Abbas (radiyallâhü anhuma) bana bunları anlatmıştı ki, ben uyandım. O zamana kadar bu kasideden haberdar olmadığım için Mekkei mükerreme ve Medinei Münevvere’de aradım. Nihayet, Bağdat’ta kâmil bir mürşidin yanında buldum. O şeyhi kâmil de duyulmamış diğer bazı özelliklerini bana nakletti. Ömrüm oldukça ben de onu okumaya devam
edeceğimi adadım.
Diğer bazı özellikleri şunlardır.
10-Sadakatle okuyana son nefeste iman nasip olur.
11 -İhlâsla okumaya devam eden hiç fakirlik görmez.
12-Şevk ile kıraatine devam edene kem göz ve nazar isabet etmez.
13-Halisane okuyana hile ve tuzak işlemez.
14-Bir memlekete genel bir felaket isabet etse, bu kaside halisane okununca Allah Teâlâ onu def eder.
15-Okuyan kişinin bütün amelleri makbul olur.
16-Kasidenin akabinde yapılan her dua kabul olur.
Ayrıca Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selemi görmek niyeti ile okunursa rüyada görülür. Eğer
manevi durumu müsait değilse bir Allah Teâlâ dostu ona tebşiratta bulunacaktır.
Okuma adabı abdestli kıbleye dönük bir şekilde 1 fatiha 3 ihlas 11 salavat okunup evvelen Efendimizin s.a.v ruhuna sahabelerin ve İmamı Azamın ruhuna hediye edilecek. Ve kasideye başlanacak
Rasulullah (S.A.V)'in Mucizeleri (22.04.2010)
Dürrü Meknun Kasidesi
Ey efendiler efendisi kasıt ve azimle
geldim sana
Rızan umuduyla koruna sığınıp girdim korumana
Vallahi ey yaratılmışların en hayırlısı şüphesiz vardır benim
Senden gayrini istemeyen şevk dolu bir kalbim
Cahın hakkı için gerçekten ben sana tutkunum
Allah biliyor ki muhakkak ben sana meftunum
Sensin o ki sen olmasaydın hiç kimse yaratılmazdı
Asla sen olmasaydın kainat da yaratılmazdı
Sen o zatsın ki ay senin nurundan kisveye büründü
Güneş de senin güzelliğinden nuruyla parlak göründü
Sensin o zat ki sen o vakit semaya yükseltilince
O seninle yüceldi ve süslendi sen gece gelince
Sen o kulsun ki Rabbin sana merhaba diye nida etti
Seni selamlayarak muhakkak ki yakınlığına davet etti
Sensin o ki bizim hakkımızda şefaat diledin
Rabbinden kimseye olmayan nidayı hak ettin
Sen ki Adem ne zaman seninle tevessülde bulundu
O baban olduğu halde zellesinden seninle kurtuldu
Halil senin hürmetine dua edince ateşi serine döndü
Senin parlak nurunla gerçekten ateş kül gibi söndü
Eyyüb sana dua etti başına bela gelince
Hemen zararı giderildi sana dua edince
Seni bildirici ve müjdeleyici olarak geldi Mesih
Senin güzel sıfatlarını ve yüceliğini etti metih
Böylece Musa da daima seninle tevessül edici
Kıyamette zatına sığınıp himayene girici
Yaratılanların tümü ve o bütün peygamberler
Senin sancağın altındadır Resuller ve melekler
Senindir tüm yaratıkları aciz bırakan mucizeler
Senindir nakledilemeyecek kadar büyük faziletler
Yemek zehirli olduğunu söyleyip sana ilan etti
Kertenkelede sana kavuşunca şüphesiz telbiye etti
Kurt sana geldi ceylan sana koştu
Sana iltica edip himayene kavuştu
Yine böylece vahşi hayvanlar sana gelip selam etti
Deve de seni görünce huzuruna koşup şikayet etti
Ağaçları davet ettin sana geldiler itaat ederek
Hepsi de sana koştular nidana icabet ederek
Sular coşup taştı bolca senin ellerinde
Nice taş tesbih etti senin o sağ elinde
Alem içinde bir parça bulut sade seni gölgeledi
Hurma dalı sana kavuşmak için inim inim inledi
Yürüme izin çıkmazdı yumuşak toprakta
Ayakların batarak iz yapardı sert taşta
Tüm dertlilere hastalıklarından sen şifa verdin
Yeryüzünden tümünü de senin cömertliğine gark ettin
Körlüğünden sonra Katade’nin gözünü iade ettin
İbni Husaynı kendi devan şifayab ettin
Hubeyb ve İbni Afra yaralandıktan sonra
Onlara şifa verdin o elinin dokunmasıyla
Aliye deva verdin hayberde göz derdinden
O hemen şifa buldu sebin temiz tükrüğünden
Rabbinden istedin cabir’in oğulları vefat edince
O seni razı etti ölümünden sonra onları diriltince
Dokundun ümmü mabedin süt vermeyen koyununa
O hemen süt dolup aktı dayanamadı şifalı okumana
Açıkça dua ettin sen o kıtlık senesi
Duan üzre boşaldı hemen bulut tanesi
Tüm halkı davet ettin hemen boyun eğdiler
Seve seve hepsi birden nidanı dinlediler
Ey hidayet bayrağı Küfür dinini alçak ettin
O makamda doğru düzgün dinini yücelttin
Kalibde ölülere döndüler hepsi senin düşmanlarından
Sana eziyetleri yüzünden mahrum oldular o rızadan
Bedir günü gerçekten o melekler sana geldi
Rabbin tarafından düşmanlarınla cihat etti
Mekke’yi fethettiğin gün fetih geldi sana
Hendekte de o yardım kesin ulaştı sana
Hud ve yunusun güzelliği hep senin behandan
Yusuf’un cemali de senin o parlak senandan
Cemi’i enbiyadan üstün oldun sen ey Taha
Tesbih olsun seni miraca götüren sübhana
Vallahi alemler içinde yoktur senin mislin
Seni peygamber edenin hakkı için ey yasin
Tarifine çok çalışarak şairler ey Müddessir
Senin üstün sıfatlarından yorgun ve acizdir
İsanın İncili kesin seni bildirmek üzere geldi
O Kuranda senin güzel hilyelerini medhe geldi
Methedenler seninle ilgili neler söyleyebilir
Nede katipler senin mananı cem’e yaklaşabilir
Vallahi eğer denizler olsa mürekkepleri
Buna tahsis edilen dallarda kalemleri
İns-ü cin kadir olamaz cemetmeye o nadirleri
Ebediyyen güç yetiremez kavramaya idrakleri
Ey Efendim sana karşı kalbim çok tutkun
Senin aşkınla ruh kalıntım bile dopdolgun
Tüm suskunluğum seninledir sustuğumda
Yüceliğini methederim konuştuğumda
Her zaman işitirim hoş sözü ancak senden
Baktığımda ise görmem senden başkasını ben
Ey Sahibim darlığım nedeniyle muhtacım şefaatine
Alemler içinde muhtacım ancak senin zenginliğine
Ey ins-ü cinin en keremlisi ya Kenze’l-vera
Rızan ile razı ol cudunla cömert davran bana
Ben çok ümitliyim senden gelecek cömertliğe
Alem içinde senden gayrı yok Ebu Hanife’ye
Hesap günü umulur ki şefaat edersin sen ona
Elbette sımsıkı sarılıcıdır senin sağlam kulpuna
Elbette sen şefaatı makbul olanların ekremisin
Koruna sığınan senin himaye ve korumana ersin
Azığımı bana edeceğin şefaat yap yarınımda
Ola ki senin sancağının altında olurum haşırda
Ey hidayet bayrağı Allah sana salat eyleye
Aşıklar özlem çektikçe makamına gelmeye
Ol salat kıymetli ashabının da cemisine
Tabi’inle sana dostluk edenlerin hepsine
Rızan umuduyla koruna sığınıp girdim korumana
Vallahi ey yaratılmışların en hayırlısı şüphesiz vardır benim
Senden gayrini istemeyen şevk dolu bir kalbim
Cahın hakkı için gerçekten ben sana tutkunum
Allah biliyor ki muhakkak ben sana meftunum
Sensin o ki sen olmasaydın hiç kimse yaratılmazdı
Asla sen olmasaydın kainat da yaratılmazdı
Sen o zatsın ki ay senin nurundan kisveye büründü
Güneş de senin güzelliğinden nuruyla parlak göründü
Sensin o zat ki sen o vakit semaya yükseltilince
O seninle yüceldi ve süslendi sen gece gelince
Sen o kulsun ki Rabbin sana merhaba diye nida etti
Seni selamlayarak muhakkak ki yakınlığına davet etti
Sensin o ki bizim hakkımızda şefaat diledin
Rabbinden kimseye olmayan nidayı hak ettin
Sen ki Adem ne zaman seninle tevessülde bulundu
O baban olduğu halde zellesinden seninle kurtuldu
Halil senin hürmetine dua edince ateşi serine döndü
Senin parlak nurunla gerçekten ateş kül gibi söndü
Eyyüb sana dua etti başına bela gelince
Hemen zararı giderildi sana dua edince
Seni bildirici ve müjdeleyici olarak geldi Mesih
Senin güzel sıfatlarını ve yüceliğini etti metih
Böylece Musa da daima seninle tevessül edici
Kıyamette zatına sığınıp himayene girici
Yaratılanların tümü ve o bütün peygamberler
Senin sancağın altındadır Resuller ve melekler
Senindir tüm yaratıkları aciz bırakan mucizeler
Senindir nakledilemeyecek kadar büyük faziletler
Yemek zehirli olduğunu söyleyip sana ilan etti
Kertenkelede sana kavuşunca şüphesiz telbiye etti
Kurt sana geldi ceylan sana koştu
Sana iltica edip himayene kavuştu
Yine böylece vahşi hayvanlar sana gelip selam etti
Deve de seni görünce huzuruna koşup şikayet etti
Ağaçları davet ettin sana geldiler itaat ederek
Hepsi de sana koştular nidana icabet ederek
Sular coşup taştı bolca senin ellerinde
Nice taş tesbih etti senin o sağ elinde
Alem içinde bir parça bulut sade seni gölgeledi
Hurma dalı sana kavuşmak için inim inim inledi
Yürüme izin çıkmazdı yumuşak toprakta
Ayakların batarak iz yapardı sert taşta
Tüm dertlilere hastalıklarından sen şifa verdin
Yeryüzünden tümünü de senin cömertliğine gark ettin
Körlüğünden sonra Katade’nin gözünü iade ettin
İbni Husaynı kendi devan şifayab ettin
Hubeyb ve İbni Afra yaralandıktan sonra
Onlara şifa verdin o elinin dokunmasıyla
Aliye deva verdin hayberde göz derdinden
O hemen şifa buldu sebin temiz tükrüğünden
Rabbinden istedin cabir’in oğulları vefat edince
O seni razı etti ölümünden sonra onları diriltince
Dokundun ümmü mabedin süt vermeyen koyununa
O hemen süt dolup aktı dayanamadı şifalı okumana
Açıkça dua ettin sen o kıtlık senesi
Duan üzre boşaldı hemen bulut tanesi
Tüm halkı davet ettin hemen boyun eğdiler
Seve seve hepsi birden nidanı dinlediler
Ey hidayet bayrağı Küfür dinini alçak ettin
O makamda doğru düzgün dinini yücelttin
Kalibde ölülere döndüler hepsi senin düşmanlarından
Sana eziyetleri yüzünden mahrum oldular o rızadan
Bedir günü gerçekten o melekler sana geldi
Rabbin tarafından düşmanlarınla cihat etti
Mekke’yi fethettiğin gün fetih geldi sana
Hendekte de o yardım kesin ulaştı sana
Hud ve yunusun güzelliği hep senin behandan
Yusuf’un cemali de senin o parlak senandan
Cemi’i enbiyadan üstün oldun sen ey Taha
Tesbih olsun seni miraca götüren sübhana
Vallahi alemler içinde yoktur senin mislin
Seni peygamber edenin hakkı için ey yasin
Tarifine çok çalışarak şairler ey Müddessir
Senin üstün sıfatlarından yorgun ve acizdir
İsanın İncili kesin seni bildirmek üzere geldi
O Kuranda senin güzel hilyelerini medhe geldi
Methedenler seninle ilgili neler söyleyebilir
Nede katipler senin mananı cem’e yaklaşabilir
Vallahi eğer denizler olsa mürekkepleri
Buna tahsis edilen dallarda kalemleri
İns-ü cin kadir olamaz cemetmeye o nadirleri
Ebediyyen güç yetiremez kavramaya idrakleri
Ey Efendim sana karşı kalbim çok tutkun
Senin aşkınla ruh kalıntım bile dopdolgun
Tüm suskunluğum seninledir sustuğumda
Yüceliğini methederim konuştuğumda
Her zaman işitirim hoş sözü ancak senden
Baktığımda ise görmem senden başkasını ben
Ey Sahibim darlığım nedeniyle muhtacım şefaatine
Alemler içinde muhtacım ancak senin zenginliğine
Ey ins-ü cinin en keremlisi ya Kenze’l-vera
Rızan ile razı ol cudunla cömert davran bana
Ben çok ümitliyim senden gelecek cömertliğe
Alem içinde senden gayrı yok Ebu Hanife’ye
Hesap günü umulur ki şefaat edersin sen ona
Elbette sımsıkı sarılıcıdır senin sağlam kulpuna
Elbette sen şefaatı makbul olanların ekremisin
Koruna sığınan senin himaye ve korumana ersin
Azığımı bana edeceğin şefaat yap yarınımda
Ola ki senin sancağının altında olurum haşırda
Ey hidayet bayrağı Allah sana salat eyleye
Aşıklar özlem çektikçe makamına gelmeye
Ol salat kıymetli ashabının da cemisine
Tabi’inle sana dostluk edenlerin hepsine
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.