Biliyorsunuz bu aralar Kutlu Doğum haftası olarak 21
Nisan tarihinden itibaren bir hafta kutlama ilan ediyorlar. Diyanet İşleri
Başkanlığı bunu 10-15 sene evvel çıkardı tutturamadı. Şimdi yine başlattı.
Fakat bu uygun bir durum değildir.
Hapishanede bile millet kandil sanmış, kandilimi
tebrik ediyorlar. Halbuki ne kandili, cemâziyelevvel ayında kandil mi var?!
Yetkililerden biri bile televizyona çıkmış kutlu doğum tebrik ederken
rabîulevvel 12 diye konuşuyor yani cemâziyelevveli rabîulevvel sanmış, çünkü
hakiki Mevlid Kandili Rabîulevvel de olduğu için karıştırmış.
Hiçbir dînî kutlama milâdî takvime göre yapılmaz. O
zaman biri de kalkar, ramazanı serin ve kısa günleri olan kışın bir ayına
sabitlemek ister, nitekim istemiş bakın 26 nisan perşembe gününün yazısında Can
Ataklı “Ramazan sabitlenemez, Kutlu Doğum Haftası sabitlenir” başlığıyla neler
yazmış:
“İlk defa yazmıyorum, birkaç yıldır yazıp dikkat
çekmeye çalışıyorum, ama malum koro hep tepki gösteriyor. Kutlu Doğum
Haftası’nı kutluyoruz. Anlamı şu; diyanet 1989’da Peygamberimiz Hazreti
Muhammed’in doğum gününü mîlâdi takvime göre sabitledi ve bu kutlu günün
bulunduğu haftayı Kutlu Doğum Haftası olarak ilan etti. Hazreti Muhammed’in
doğum günü mîlâdi takvime uyarlanınca nisanın üçüncü haftasına denk geliyor.
Cumhuriyet ilan edildikten sonra takvimde de
değişiklik yapılmıştı ama dini günler bakımından kameri takvime uyuldu. Ramazan
ya da Şeker Bayramı, Kurban Bayramı, bütün kandillerde olduğu gibi.
Birkaç kez asla dînî açıdan değil ama dinin de emri
olan “Zamana göre yaşamı kolaylaştırma” ilkesinden hareketle Ramazan’ın mîlâdi
takvime göre sabitlenebileceğini iyi niyetle yazmıştım. Kıyamet kopmuştu. Dini
günlerde hicri takvim kullanılmasının esas olduğu, İslam’ı sulandırmaya
kimsenin kalkamayacağı, dini bilmeyenlerin ahkâm kesmemesi gerektiğini
söylemişlerdi.
Ama nedense Kutlu Doğum Haftası’nın miladi takvime
uyarlanmasına kimse karşı çıkmıyor.Sâhi neden?”
İşte görüyor musunuz ileride bu iş başımızı ağrıtır,
ayrıca bu nisan durmaz ki yarın receb, şaban, ramazan gibi aylara da denk
gelecek, bu sefer millet Peygamberimiz recepte yâhut ramazanda doğmuş sanacak,
bir de o hafta miraç, beraat ve kadir geceleri gibi kandile rastlarsa ki birkaç
yıl sonra bunlar olacak, o zaman millet Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve
Sellem)in kadir gecesi felan doğduğunu sanacak.
Hiç mi düşünmüyorlar, bu yanlıştan âcil dönülsün, bu
bir haftaya sabitlenecekse rabîulevvel ayının 12. gecesini içinde barındıran
haftaya sabitlensin. Nitekim Mevlid kutlamaları Suriye ve Fas gibi ülkelerede
rabîulevvel ayının tamamına teşmil edliyor ki bu yerinde bir uygulamadır.
Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in doğumunu ne
kadar kutlasak azdır, ama Allâh-u Te‛âlâvakitlerin tâyini için mîlâdi ayları
değil, gökteki ayları tayin etmiştir. Rabbimiz:
﴿يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْأَهِلَّةِ قُلْ هِيَ مَوَاقِيتُ لِلنَّاسِ﴾
“Sana hilâller(in ip ince doğuşundan sonra büyümesinin
ardından eski haline dönmesinin hikmetin)den soruyorlar. (Habîbim!) De ki:
‘Onlar, insanlar(ın ekip biçme, borç ödeme, oruç tutma, bayram yapma ve iddet
müddeti gibi işlerinin zamanlarını bilmeleri) ve (özellikle) hac (ibadetinin
zamanını tespit etmeleri) için vakit bildiren şeylerdir’” (Bakara
Sûresi:189’dan)kavl-i şerîfi de bu hakikati nâtıktır.
Hiçbir dînî günümüz milâdî takvime göre değilken
mevlidi bu şekilde kutlamak dînî günlerimizi değiştirme gibi bir tehlikeye
öncülük edeceği gibi daha şimdiden milletimizin kafasını karıştırmakta ve
bazılarını “Paygamberimiz kaç kere doğdu yâ hu, daha birkaç ay evvel mevlid
kandili değil miydi?!” diye konuşturmaktadır.
Bir de birkaç yıl sonra mevlid kandili nisanın başına
denk gelince seyreyle gümbürtüyü! Yâ hu din işlerinde yenilik çıkarmaya ne
gerek var?! Osmanlı ecdadımızın 650 yıllık isabetli uygulamalarına uymak
neyimize yetmiyor?! Benden söylemesi, yetkililere bu hususu ulaştırırsanız
Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)de sizden razı olur inşâallâh.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.