script src='http://ajax.googleapis.com/ajax/libs/jquery/1.2.6/jquery.js' type='text/javascript'/>

Âl-i İmrân Sûresinin Fazieti


Bu mübarek sûre Kur'ân-ı Kerîm'in üçüncü süresidir. Mediiıe-i Münevvere'de nazil olmuştur. İki yüz âyettir.. Sûrenin başındaki âyet-i celîlenin AUah'm ism-i a'zamı olduğu hadîs-i şeriflerle bildirilmiştir. Nevvas ibn-i Sem'ân (radı-yailahü anh) den: Resûlüllah (sallâllahü aleyhi vesellem) buyurdular ki:
«Kur'ân ve dünyada iken onunla amel eden (Kur'ân) ehil getirüecek, Bakara ve Âl-i İmrân sûreleri arkadaşları olan o kimseye şefaat için onun önüne atılacaklardır...»
Nevvâs ilâve ediyor: Nebiyy-i Ekrem (sallâllahü aleyhi vesellem), bu iki sûre için misâl verdi. Bu misâlleri hâlâ unutmadım. Buyurdular ki:
«O iki sûre, aralarından ışık sızan iki tente gibi, veya iki kara bulut gibi, veya kanatlan gerilmiş kuşlardan meydana gelen bir gölgelik gibi gelecekler ve adamları için mücadele edeceklerdir.» (90)
Ay yüzlü sahâbîlerden ve Kur'ân-ı Kerîm'i en güzel okuyanlardan Abdullah ibn-i Mes'ûd (radıyallahü anh) buyurur ki:
«Âl-i İmrân sûresi yoksul için ne güzel bir hazinedir; gecenin sonunda kalkar ve onu okur!..» (91)
Şanlı sahâbî İbn-i Abbas (radıyallahü anh) den: Hâte-mü"I-Enbiyâ buyurdular ki:
 
«Kini Al-i İmrân sûresini Cuma günü okursa güneş ba-tıncaya kadar Allah ve melekleri ona salât ederler.» (92)
Salâttan murâd; Allah'tan rahmet, meleklerden duâ ve istiğfardır. Yaralı ceylânlar gibi titreyen bir gönülle ve samimî duygularla okunan Kur'ân elbette sahibine şefaat edecektir... Kur'ân'ı okuyanı Allah sevdiği gibi melekleri de sever...
Rivayete göre Allah'ın Resulü şöyle buyurmuştur:
— [Eğer bir kimse döşeğine yatarken:
 
«Allah şu hakikati: Kendinden başka hiçbir ilâh olmadı-ğmı, adaleti ayakda tutarak, (delilleriyle, âyetleriyle) açıkladı. Melekler bunu ikrar etdi, hakikî ilim sahipleri (nebiler, âlimler) de (böylece inandı). Ondan başka hiçbir ilâh yok-dur. (O), mutlak galibdir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.» (93)
Âyetmi okusa, Allah Teâlâ yetmiş melek yaratır. Tâ kıyamete kadar onun için istiğfarda bulunurlar...]
Şöhretli velîlerden ve zamanın ulularından Süfyân-ı Sev- rî:
— Kim Âl-i İmrân sûresinin sonundan on âyeti okur da onları düşünmezse, ona yazıklar olsun! buyurmuş ve par-maklariyle on âyeti saymıştır...
Evet; Kur'ân-ı Kerîm okurken düşünmek, tefekkür etmek, ilâhî hakikatin saltanatı karşısında titremek lâzımdır... İnknda civa gibi titreyen bir gönül olmalı ki, o yeşil ülke-lefin semtine varabilsin...
(92) Fethu'l-Kadîr.
(9S) Âl-i İmrân sûresi, âyet: 18.
Niyazımız şu olsun:
Rabbim, can kulağıma ilâhî bir duyuş ver. Mukaddes nizamına nokta nokta uyuş ver. Gönül tasımı doldur, o en güzel nûr ile, Kâinat kitabım dosdoğru okuyuş ver!..
 
 
 

 
Siz bu yazıyı okuyan counter şanslı kişiden birisiniz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

1 9