Yüce Allah'a,bahşettiği sağlık,iman ve rızık gibi büyük
nimetlere karşılık şükretmek,içine düşülen sıkıntılara karşı rıza gösterip
sabretmek,kulluk görevlerindendir.Nimet içinde bulunmak nasıl hoşa
gidiyorsa,başa gelen kötülüklere de sabretmek ve katlanmak gerekir.Allah'tan
gelen nimet de,sıkıntı da iyi karşılandığı takdirde hayırlı ve
yararlı,karşılanmadığında zararlıdır.
Her nimeti,o nimet cinsinden şükürle karşılamak kadirşinaslığın bir
gereğidir.Meselâ:Sağlık nimetinin şükrü,namaz kılmakla,oruç tutmakla;mal
varlığının şükrü,zekât ve sadaka vermekle;yine her bu iki nimetin şükrü,hacca
gitmekle;ilim nimetinin şükrü,bundan başkalarını da yararlandırmakla eda edilmiş
olur.
Nimete şükretmek,o nimetin arttırılmasına vesîle olur.Nitekim Yüce Rabbimiz
Kur'an-ı Kerim'inde mealen:
"Allah'ın kitabını
okuyanlar,namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan(Allah için)gizli ve
açık sarf edenler,asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler.Çünkü
Allah,onların mükâfatlarını tam öder ve lütfundan onlara fazlasını da
verir.Şüphesiz O,çok bağışlayan,şükrün karşılığını bol bol
verendir."(1)buyurmuşlardır.
" Sahip olduğu nimetlerin şükrünü eda etmeyen
kimseler ise,"İnsan,Rabbine karşı pek nankördür"(2)mealindeki İlâhi
buyruğuna muhatap olurlar.
"Neyim var ki şükredeyim?"diyen kimseler,şu
ayet-i kerime meallerine kulak ve gönül vererek
düşünmelidirler:
"O size istediğiniz her şeyden
verdi.Allah'ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız.Doğrusu insan çok zalim,çok
nankördür!"(3),"O,sizin için kulakları,gözleri ve gönülleri yaratandır.Ne de az
şükrediyorsunuz!"(4)
İslâm bilginlerinden Şeyh Sadi Şirazî'nin: "Göğüse giren hava hayatı
uzatır,çıkan hava vücuda ferahlık verir.Şu halde bir nefeste iki nimet vardır ve
her nimete bir şükür vaciptir"sözleri,şükredilecek nimetlerin çokluğunu
düşündürmesi bakımından pek anlamlıdır.
Sevgili Peygamberimiz,(gece)namaz kılmak için iki ayağı,şişene kadar ayakta dururdu.Kendisine:
"Ey Allah'ın Resûl'ü!Hak
teâla,senin gelmiş ve geçmiş günahlarını bağışlamıştır.İbâdet hususunda niçin bu
kadar kendinizi yoruyorsunuz?"denildiğinde,O:"Ben Allah'a şükredici bir kul
olmayayım mı?"diye cevap verirlerdi."(5)Öyle ya Cenab-ı Hak hadis-i
Kudsi'de "Ey Ademoğlu!Beni andıkça bana şükretmiş olursun.Beni unuttukça da
küfranı nimette bulunmuş olursun"(6)buyuruyor.Allah'ı anmanın en
güzel,en kapsamlı şekli ise namaz kılmakta değil midir?
Cenab-ı Hak,insana nimet verip,bunun şükrünü eda edip etmeyeceğini denediği
gibi,onu bir felâketle de karşılaştırıp,buna sabredip etmeyeceğini de
sınar.Yerine gösterilen bir anlık sabrın,hayırlı sonuçlara
ulaştırdığı,sabırsızlığın ise,düzeltilmesi zor felâketlere sürüklediği herkesçe
görülen ve bilinen bir gerçektir.
O halde,bize düşen görev,hak yolda çalışmak,verdiği nimetlere karşı Yüce
Mevlâ'ya şükretmek,bütün gayretlere ve tedbirlere rağmen,karşılaşılan
sıkıntılara karşı sabretmektir.Unutulmamalıdır ki,Allah'ın verdiği nimetler de
sıkıntılar da hep bizleri imtihan içindir.Nitekim Kur'an-ı Kerim'de
mealen:
"İnsanlar,imtihandan geçirilmeden,sadece "İman
ettik"demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?"(7),"Andolsun ki sizi biraz
korku ve açlık;mallardan,canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile
deneriz.(Ey Peygamber!)Sabredenleri müjdele!"(8)buyrularak,olgun mümin
derecesine ancak sabırla erişilebileceği ve karşılaştığı olayları Allah'ın
imtihanı bilerek,bu sınavı başarı ile verenlerin,sonsuz mutluluğa hak
kazanacakları bildirilmiştir.
Hoşa gitmeyen bazı durumların insan için bir sevap olabileceğini,bunların kişiyi
bir sabır denemesinden geçirmek için olduğunu düşünen ve olaylara sabırla karşı
koymasını bilen kimseler,içinde bulundukları sıkıntıdan fazla etkilenmeden
kurtulabilirler.Zira(sabır,nefsin kötü arzularına karşı en büyük silahlardan
biridir.)Bu gerçek bir ayet-i kerimede şu mealde belirlenmiştir:
"Ey iman edenler!Sabır ve namaz ile Allah'tan
yardım isteyin.Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle
beraberdir."(9)
Sabır ve dayanma gücü tükenen insanların
başarısıda tükenmiş
demektir.Okumada,çalışmada,savaşmada,bağışlamada,şükretmede,öfkeyi yenmede ve
benzeri hususlarda sağlanan başarılar hep sabırla elde edilir.Sabırla büyük
keşifler gerçekleştirilebildiği gibi,Yüce Rabbimiz hoşnutluğu da sabırla
kazanılabilir.Sabır,çalışma ve musibette olduğu gibi,ibâdette de dayanma azmi
veren bir güçtür.Nitekim:
"Sabır ve namaz ile Allah'tan
yardım isteyin.Şüphesiz o (sabır ve namaz),Allah'a saygıdan kalbi ürperenler
dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir."(10)mealinde ki ayet-i
kerime bu gerçeğin açık bir delilidir.Namazda olduğu gibi oruç,hacc ve zekât
ibâdetleri de sabrım kazandırıldığı kararlılık ve güç sayesinde
gerçekleşebilirler.
Sabırla ilgili bir ayet-i
Celilede:"Ancak sabırlı kimseler ecir ve mükâfatlarına hesapsız olarak
nail olacaklardır"(11)buyrulmuştur.Bu konuda ki hadislerden bazıları da
meal olarak şöyledir:
"Sabır,genişliğin(huzur ve
rahatlığın)anahtarıdır."(12)"Hiçbir kimse sabırdan daha hayırlı ve daha geniş
bir ihsana nail kılınmamıştır.(13)
Arzu etmediği herhangi bir durumla karşılaşan kimsenin,tembel tembel oturup bunu
da sabır sanması doğru değildir.Düştüğü bir zorluktan kurtulmak için
insan,akıl,ilim ve vicdanın öngördüğü çarelere başvurmalı,fakat o sıkıntıdan
kurtulduğunda bu kurtuluşu sadece sebeplerden değil,mutlak kudret sahibi Yüce
Rabbimizden bilmelidir.Unutulmamalıdır ki gayret kuldan,muvaffakiyet
Allah'tandır.
Hiçbir ihmali olmadığı ve gerekli bütün tedbirleri aldığı halde sıkıntıdan
kurtulamayan kimse ise, "Bunda da bir hayır vardır" diyerek,ümitsizliğe
kapılmadan,atılım ve girişimlerini gevşetmeden daha büyük kararlılık ve güvenle
başarılı olmaya çalışmalıdır. "Ümitsizlik ve huzursuzluk,hiçbir şeyi geri
getirmez.Aksine insanı daha çok fekâlete sürükler."
Sözün özü:Sahip olduğumuz nimetlerden dolayı onları bize bahşeden Yüce Rabbimize
şükretmemiz,karşılaştığımız sıkıntılara karşıda rıza gösterip sabretmemiz
gerekir.bu davranışımız,içinde bulunduğumuz nimetlerin daha da arttırılmasına ve
Allah'ın rızasını kazanmamıza vesile olur.
__________________________________________
1-Fâtır Sûresi;ayet:29-30
2-Âdiyât Sûresi;ayet:6
3-İbrahim Sûresi;ayet:34
4-Mü'minun Sûresi;ayet:78
5-Tecrid-i Sarih terc. 4/51
6-Ramizu'l- Ehadis,hadis
no:4056
7-Ankebût Sûresi;ayet:2
8-Bakara Sûresi;ayet:155
9-Bakara Sûresi;ayet:153
10-Bakara Sûresi;ayet:45
11-Zümer Sûresi;ayet:10
12-Keşfü'l-hafa, 1/21
13-Et-Terğib
Ve't-terhib,5/237
Alinti
Alinti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.