«cEn'âm sûresi bana bir defada ve yetmiş bin melekle teşyi' edilerek indi.
Teşyi' sırasmda meleklerin tesbîh ve tah-mîd avazları vardı.» (100)
Sahâbîler saraymm sultanlarmdan Abdullah -ibn-i Mes'-ûd (radıyallahü anh)
den; ResûlüUah (sallâllahü aleyhi ve-^ sellem) şöyle buyurdular:
«Kim sabah namazını cemâatle kılar ve namazı kıldığı yerde oturarak En'âm
sûresinin başından üç âyet okursa, Allah bu sayede (ona) yetmiş melek*
görevlendirir. Bunlar kıyamete kadar Allah'ı tesbîh (ve tenzih) ederler ve o
kişiye de istiğfarda bulunurlar.» (101)
Hak ve adalet güneşi Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) şöyle demiştir:
: (cEn'âm sûresi Kur'ân-ı Kerîm'in en üst sûrelerinden bîridir!»
Yine rivayete göre Allah'ın sevgili Resulü şöyle buyurmuştur:
[Kıyamet günü olduğu vakit Azız ve Celîl olan Allah, bu âyetleri okuyan
kuluna hitap buyuracak: «Arş'ımm gölgesinden başka gölge olmayan bu günde,
Arş'ımm gölgesinde yürü, cennetin meyvelerinden ye, Kevser şarabından iç...
Selse-bil suyu ile yıkan... Sen benim kulumsun, ben de senin Rab-binim (saadet
sana olsım)!..»] (102)
O mübarek âyetler şunlardır:
[«Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı yapan Allah'a
mahsustur. Sonra da Rablerîni tanımayanlar, ona putları denk tutuyorlar...»
«O, sizi bir çamurdan yaratan, sonra ölüm ecelini (zamanını) takdir
edendir. Bir de Allah'ın katında takdir edilen bir ecel kıyamet
vakti vardır. Sonra da siz, (ey kâfirler, dirileceğinize) daha şüphe
ediyorsunuz!..»
«Halbuki göklerde
ve yerde ibâdete lâyık yalnız O Allah'-dır. Sizin
içinizi de bilir, dışınızı da... O, yapacağınız şeyleri de bilir.»] (103)
(100) Taberânî.
(101) Deylemî.
(102) Selebi.
(103) En'am sûresi, âyet: 1, 2, 3.
(101) Deylemî.
(102) Selebi.
(103) En'am sûresi, âyet: 1, 2, 3.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.