İslam alemine “alim” olarak lanse edilen din tahrifçilerini sizlere tanıtmaya
devam ediyoruz. Bu yazımızda Cemaleddin Afgani’yi tanıyacağız.
Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz Han zamanlarında beş defa sadrazamn
olan ve 1871′de ölüp, Süleymaniye Cami bahçesinde gömülen Ali paşa mason idi.
Dinde reformcu olan Cemalledin Afgani’yi İstanbul’a getirip, dinde reform
yapmak için onunla elele vererekçalışmaya koyuldu. Fakat İslam alimleri uyanık
davranarak meydanı bunlara bırakmadılar. Cemalledini rezil ettiler. Ali Paşa’da
onu destekleyemedi…
Cemaleddin Afgani 1254’de Afganistan’da doğdu. 1261’de Kabil’e geldi. On
sene kaldı. Felsefe kitapları okudu. Bir aralık, Ruslara Afganistan hakkında
casusluk yapıp, jurnaller verdi. Ruslardan çok para aldı.
1285’de Mısır’a geldi. Mason oldu. Ali paşa, bunu İstanbul’a getirdi.
Vazife verdi. O zaman darülfünun yani üniversite rektörü bulunan ve sadrazam
Reşid paşa tarafından Paris’te yetiştirilmiş olan ve kafir olduğuna fetva
verilen, mason Hasan Tahsin tarafından buna o sene konferanslar verildi. Fakat
ulu orta konuşunca o zamanın Şeyhül İslamı olan, Sultan Aziz Mısır’a gittiği
zaman hutbesini hazırlayan, bütün alimlerin saygı duyduğu büyük alim Hasan
Fehmi Efendi tarafından kafir olduğuna fetva verildi.
Ali Paşa bunu İstanbul’dan çıkarmaya mecbur kaldı.
Edip İshak adındaki bir Mısırlı’nın “Eddürer” adındaki kitabında, Cemaleddinin Mısır’da
mason locası başkanı olduğu yazılıdır.
Mısırlılara ihtilal fikirleri aşıladı. Şöhreti arttırmak için “A’rabi Paşa” vakıasını hazırlayanlarla birlikte
İngilizlere karşı göründü. O zaman Mısır Müftüsü olan mason Abduh ile dost
oldu. İki reformist iyi kaynaşıp birbirlerinden çok istifade ettiler.
Mason Abduh bir yazısında: “Cemaleedin’i görmeden önce gözüm kör,
kulağım sağır, dilim dilsiz imiş” diyor.
Londra ve Paris’te dine zararlı çok yazılar yazdı.
1286 yılında İran’a geldi. Orada da rahat durmadı. Zincirlere bağlanarak
beşyüz süvari ile Osmanlı hududuna bırakıldı.
Bağdat’a ve Londra’ya gitti. İran aleyhine yazılar yazdı. Oradan İstanbul’a
geldi. Burada da Bahailer ile işbirliği yaparak, dini siyasete alet etti.
İran’da da kargaşa çıkarmaya uğraştı.
Bir sene sonra çenesinde kanser çıakrak 1897 yılında öldü. Maçka kışlası
yanında şeyhler mezarlığına gömüldü. Bir Amerikalı buna mezar yaptırdı. İkinci
cihan harbinden sonra kemikleri Afganistan’a götürüldü.
www.ismailaga.info
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.