CUMA NAMAZI
CUMANIN FARZ OLUŞU
RASULULLAH (S.A.S)’İN KILDIRDIĞI İLK CUMA
CUMA NAMAZININ FARZ OLUŞUNUN DELİLİ
CUMA’NIN FAZİLET VE SEVABI
CUMA’NIN VÜCUBÜNUN ŞARTLARI
CUMA’NIN SIHHATİNİN ŞARTLARI
A - HUTBENİN RÜKÜNLERİ
B - HUTBENİN SIHHAT ŞARTLARI
C - HUTBENİN SÜNNETLERİ
CUMA EZANI
CUMA VAKTİNDE ALIŞ VERİŞİN HÜKMÜ
TAHİYYATÜ’L MESCİD SÜNNETİ
CUMA NAMAZININ İLK SÜNNETİ
CUMA'NIN FARZI
CUMA NAMAZINDA MESBUKUN DURUMU
CUMA NAMAZININ SON SÜNNETİ
CUMANIN FARZ OLUŞU
|
Cuma namazı Mekke’de farz olmuş,
fakat Medine’de kılınmıştır.
Abdurrezzak, Abd b. Humeyd ve
İbni Mûnzir, İbni Şirin’den şöyle rivayet etmişlerdir: Rasulullah (s.a.s)
Medine’ye hicret etmeden ve Cuma ayetinin nüzulünden önce Medineli
müslümanlar Cuma namazı kılmışlardır.
Zühri (r.a) şöyle rivayet etti:
“Rasulullah (s.a.s) Medine’yi
teşrif buyurmazdan önce Medine’de ilk Cuma’yi kıldıran Mus’ab b. Umeyr(r.a)
idi.”
Rasulullah (s.a.s) Mekke’de iken
Mus’ab b. Umeyr’e şöyle emretti:
“Cuma günü güneş ortadan kayınca
Medinelilerle Cuma namazı kıl!”
(Tahavi, El-Mebsut)
|
|
RASULULLAH (S.A.S)’İN KILDIRDIĞI İLK CUMA:
|
“Rasulullah (s.a.s) Medine’ye
hicret buyurduğu an ilk defa Küba’da Amr b. Avf oğullarına indi ve orada
pazartesi, salı, çarşamba, perşembe kalıp Küba mescidinin temelini attı.
Sonra Cuma günü Medine’ye doğru yola çıktı. Salim b. Avf oğulları vadisinde
(Ranuna) iken Cuma namazı vakti gelmişti. Orada hutbe okuyup Cuma’yi
kıldırdı. İşte bu, Rasulullah (s.a.s)’in ilk kıldırdığı Cuma’dır.
(Sireti İbni Hişam, Kurtubi)
|
|
CUMA NAMAZININ FARZ OLUŞUNUN DELİLİ:
|
Cuma namazı kitab, sünnet ve
icma ile farz-ı ayındır. Binaenaleyh onu inkar eden dinden çıkar.
Kur’an’dan delil:
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Cuma gününde
Cuma namazı için ;zan okununca, Allah’ın zikrine koşunuz ve alışverişi
bırakınız. Biliyorsanız bu sizin için daha hayırlıdır-”
(Cum’a: 9)
Rasulullah (s.a.s) şöyle
buyurdu:
“Uç cuma namazını aldırmayarak "mazeretsiz" bırakıp almayan kimsenin
Allah, kalbini mühürler.”
(Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, Hakim)
İcmadan Delil: İslam ulemasının cuma namazının
farz olmasında ittifak etmeleridir.
|
|
CUMA’NIN FAZİLET VE SEVABI
|
Rasulullah (s.a.s) şöyle
buyurdu:
“Cuma günü cünüplükten yıkanır
gibi gusül abdesti alıp ilk saatlerde cuma’ya giden kimseye, bir deve
kurban edip sadaka olarak dağıtmış kadar; ikinci saatte gidene bir inek
veya öküz kurban edip sadaka olarak dağıtmış kadar; üçüncü saatte gidene de
boynuzlu bir koç kurban edip sadaka olarak dağıtmış kadar; dördüncü saatte
gidene bir tavuk kurban edip sadaka olarak dağıtmış kadar; beşinci saatte
gidene de bir yumurta sadaka olarak vermiş kadar sevab vardır. İmam
(hutbeye) çıktığı vakitte ise, melekler de hutbeyi dinlemek üzere hazır
olurlar.
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
Rasulullah (s.a.s) şöyle
buyurdu:
“Güneşin doğduğu günlerin en
hayırlısı cuma günüdür. (Çünkü) Adem (a.s) bu günde yaratıldı, bu günde
cennete girdirildi, bu günde cennetten çıkarıldı ve kıyamet te ancak bu
günde kopacaktır.”
(Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
|
|
CUMA’NIN VÜCUBÜNUN ŞARTLARI
|
1 - Müslüman olmak.
2 - Akıl baliğ olmak.
3 - Hür olmak.
4 - Erkek olmak.
5 - Sıhhatli olmak.
6 - Mukim olmak.
7 - Yürümeye kadir olmak.
8 - Görür olmak.
9 - Mahpus olmamak.
10 - Korku bulunmamak.
11 - Şiddetli yağmur, çamur,
kar ve benzeri bulunmamak.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
“Cuma namazını cemaatle kılmak dört kişi hariç
(yani; köle, kadın, baliğ olmamış çocuk ve hasta müstesna) her müslümana
farzdır.”
(Ebu Davud, Beyhaki,
Hakim) Hakim bu hadis için sahih dedi.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
“Kim ki müezzinin ezanını duyup ta özürsüz olarak
cemaate gitmezse kıldığı namaz, kendisinden kabul olunmaz.” Ashab:
“Özür nedir? Ya Rasulallah!” dediklerinde
Rasulullah (s.a.s):
“Korku ve hastalıktır”
buyurdu.
(Ebu Davud)
İbni Abbas (r.a) yağmurlu bir günde müezzine:
(Eşhedu enne Muhammeden Rasulullah) dedikten sonra (Hayya ale’s-salah)
yerine (Evlerinizde kılınız) anlamına gelen (Sallû fi buyutikum) diye söyle
dedi. Bunun üzerine insanlardan bir kısmı bunu beğenmez gibi oldular da
İbni Abbas (r.a): “Benden hayırlı olan zat Rasulullah (s.a.s) böyle yaptı”
dedi ve: “Muhakkak cuma namazı eda edilmesi gereken bir farzdır. Fakat
sizin çamur ve yağmurda yürümenizi ve bu meşakkate katlanmanızı hoş
görmedim” diye ilave etti.
(Buhari, Müslim, Ebu Davud)
|
|
CUMA’NIN SIHHATİNİN
ŞARTLARI
|
1- Vakit: Cuma namazı ancak
öğle vaktinde kılınabilir. Öğle vaktinden sonra kılınamaz.
2- Cuma namazı ancak kalabalık
bir şehirde veyahut bu şehrin meydanında kılınabilir. Köylerde sahih
değildir.
(Kalabalık
Şehir: Yöneticisi ile hükümleri yürüten ve cezaları uygulayan hakimi bulunan
şehirdir.)
Ali (r.a)’nün şöyle dediği rivayet edildi:
“Cuma namazı, kurban bayramları günlerinde
getirilen tekbirler ve Ramazan ile kurban bayramı namazları kalabalık
şehirlere mahsustur.”
(Beyhaki, Abdurrezzak’ın
Musannefinde rivayet etti.)
El-Hafız.(El-Diraye)
kitabında, senedi sahih dedi.
3- Halife veya Halifenin izin verdiği kimse
kıldırabilir.
Ebu Said el Hudri (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’in
şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
“Bilmiş olunuz ki, Allah (c.c) Cuma namazını benim
şu durduğum yerde ve bu yılımın bu ayındaki bu gününde size kıyamete kadar
farz kılmıştır. Her kim adil, zalim bir imamı varken onu küçümseyerek yahut
inkar ederek terk edecek olursa, Allah (c.c) iki yakasını bir araya
getirmesin. Ve kendisine ait hiçbir hususu mübarek kılmasın. Haberiniz
olsun ki, böylesinin tevbe etmedikçe ne namaz, ne zekat, ne hac, ne oruç ve
ne de hiçbir hayrının sevabı yoktur. Her kim de tevbe ederse, Allah,
tevbesini kabul eder.”
(Taberani)
(Bu hadis-i şerifte zikredilen “Adil veya zalim
imamları olduğu halde” sözü Cuma namazının edası için imamın (halife) şart olduğuna delalet eder.)
________________________________________________________
Rasulullah (s.a.s) şöyle
buyurdu:
“Dört şey "emir" sahiplerine aittir: Cuma namazını kıldırmak
ta onlardandır.”
(El-Mebsut)
__________________________________________________________
4- Cemaat: Cuma namazı
imamdan başka en az üç kişi ile kılınabilir. Bu üç kişinin; erkek, akıllı
ve baliğ olması şarttır.
“Cum’a ayetinde geçen (koşunuz) kelimesi cemidir
(çoğuldur). “Arabçada” en az cemi (çoğul) de üç kişi ile olur. Bu üç kişiye
de namaz kıldıracak bir imam gerektiğine göre demek oluyorki cuma namazının
kılınabilmesi için imamdan başka en az üç kişi daha gerekir.”
İmam Ebû Yusuf’a göre cuma namazının sahih
olabilmesi için imamın dışında en az iki kişinin olması gerekir. Çünkü cuma
kelimesinin lügat anlamı toplantı demektir. Cuma namazında ise imamdan
başka iki kişi daha olunca toplantı hasıl olur” demiştir.
5- Hutbe: Cuma namazının
sıhhat şartlarından biri de hutbedir. Zira
Rasulullah (s.a.s) Cuma namazını ömrü boyunca bir kez olsun hutbesiz
kıldırmamıştır.
(Beyhaki)
Cum’a sûresinde geçen “Allah’ın zikrine koşunuz”
ayetinden murad hutbedir.
6- Caminin herkese açık olması(izni amm):
İzn-i Amm: Cuma
namazı kılması sahih olan kimselerden hiçbirini men etmemek şartıyla namaz
kılınan yere herkesin girmesine umumi olarak izin vermektir.
İbn Abbas(r.a) der ki: Rasulullah(s.a.s)’e
hicretten evvel Cuma namazı için izin verildi. O mekkede bunu eda etmeye
imkan bulamadı da medini muallimi musap b. Umeyir’e şöyle emretti:
“Cuma günü güneş ortadan kayınca medinelelire
Cuma namazı kıl.”
(Tahannevi)
Tahannevi: Bu
hadisi şerifte cumanamazının açık (aleni) olarak eda edilmesinin şart
olduğuna dalalet eder. Çünkü, Mekke şehir oluşu ve yeterli cemaatin var
oluşu ile Cuma namazı kılmaya uygundur. Rasulullah(s.a.s) vakti
tayin etmekten ve hutbeyi okumaktan aciz değildir. Nitekim, cemaatin açık
kılınması şartı aranmayan diğer namazlar Mekke’de kılınıyordu. Sadece
mümkün olmayan bir şart vardı. O da caminin herkese açık olmasıydı. Çünkü,
Mekke müşriklerinin ezasından ve hucumlarından Müslümanlar emin değildi.
İşte Hanefi mezhebinin” İzn-i Ammı şart koşmalarının yegane sebibi budur.”
(Tahanevi, İ’la c.8 s.:46 )
|
|
A - HUTBENİN RÜKÜNLERİ:
|
Hutbenin rüknü birdir. O da
mutlak manada hutbe niyetiyle Allah’ı zikretmektir. , Sadece
“Elhamdülillah”, “Sübhanallah” ve “Lailahe illallah” demekle bu rükün tamam
olur. Fakat hutbenin bundan ibaret olması tenzihen mekruhtur.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
" Ey iman edenler! Cuma günündeki
cuma namazı için ezan okununca Allah’ın zikrine koşunuz...
(Cum’a:9)
İmam Yusuf’a ve Muhammed’e göre
hutbe denilebilecek kadar uzun bir zikir gerekir. Çünkü hutbe şarttır.
Yalnız teşbih veya Allah’a hamd etmek ise hutbe olamaz dediler.
|
|
B - HUTBENİN SIHHAT ŞARTLARI:
|
1- Cuma namazı gibi öğle vakti
girdikten sonra ve namazdan önce okunması.
Rasulullah (s.a.s) şöyle
buyurdu:
“Cuma’da öyle bir saat vardır
ki, Allah (c.c) o saatte kulun her istediğini verir.” Sahabeler:
“Ey Allah’ın Rasulü! O hangi
saattir?” diye sordular. Rasulullah (s.a.s):
“İmamın minbere çıkıp oturduğu
zamandan namazın kılınıp bitinceye kadar olan zamandır” buyurdu.
(Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
2- Hutbe niyeti ile olması.
Rasulullah (s.a.s) şöyle
buyurdu:
“Ameller niyete göredir.”
(Buhari, Müslim)
3- En az bir cemaatin hutbede
bulunması.
4 - Hatibin hutbeyi sesli
okuması.
Hatibin hutbeyi sesli okuması
şart olup, cemaatin duyması şart değildir. Öyle ki cemaat sağır olsa veya
hatipten uzak olmaları dolayısıyla hutbeyi duymasalar, bu, hutbenin
sıhhatine mani değildir.
5 -Hutbe ile namaz arasını
yabancı bir şey ile ayırmamak.
Hatibin, hutbe ile namazın
arasını örf en uzun denilebilecek bir fasıla ile ayırmaması gerekir. Uzun
bir fasıla ile ayrılırsa hutbe batıl olur. Çünkü hutbe ile namaz bir bütün
gibidir. Abdest almak gibi bir fasıla zarar vermez.
|
|
C - HUTBENİN SÜNNETLERİ:
|
1- Hutbenin ayakta ve abdestli
olarak okunması. İbni Ömer (r.a)’nün şöyle dediği rivayet edildi:
“Rasulullah (s.a.s) sizin bugün
yaptığınız gibi, hutbeyi ayakta okur, sonra oturur sonra kalkardı.”
(Buhari Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
Şayet oturarak ve yahut
abdestsiz olarak okunsa gaye hasıl olduğu işin caizdir. Ancak sünnete
aykırı olduğu ve hutbe ile namazın bir birinden ayrılmasına yol açtığı için
mekruhtur.
2- Hutbenin, hutbeden önce
minberin sağ tarafında oturması.
3- Hatibin minbere çıkınca
oturması ve ezanın okunması. Ve iki hutbe arasında okunması.
İbn Ömer (r.a)’nün şöyle dediği
rivayet edildi:
Rasulullah(s.a.s) minbere
çıkınca, müezzin ezanı bitirinceye kadar oturur. Sonra kalkar ve hutbeyi
okuduktan sonra, yine konuşmadan oturur. Ve yine kalkıp ikinci hutbeyi
okurdu.
(Ebu Davud)
4- Hutbede bir ayet okumak ve
cemaate vaiz ve nasihatte bulunmak.
İbn Ömer (r.a) şöyle rivayer
etti:
“Rasulullah(s.a.s)’in kuran
okuyup insanlara vaizde bulunduğu iki hutbesi vardır ki bunların arasında
otururdu.”
(Ebu Davud)
5- Hatibin yüzü cemaate dünük
olmalıdır.
Abdullah (r.a)şöyle demiştir:
“Rasulullah(s.a.s) minbere
çıktığı vakit, yüz yüze kendisine doğru dönerdiki.”
(Tirmizi-İbn Mace)
6-Hutbeye hamd ve sena ile
başlayıp iki şehadeti getirdikten sonra Rasulullah(s.a.s)’e selatu selam
getirmek.
Rasulullah(s.a.s) şöyle buyurdu:
“Kelime-i şehadeti ihtiva etmeyen her hutbe,
cüzzamlı el gibidir.” (Noksandır, bereketi ve
sevabı azdır demek istiyor.)
(Ebu Davut-Tirmizi-İbn
Mace)
7- Hutbeye başlamadan önce
gizli euzu besmele çekmek.
8- Her iki hutbeyide
uzatmamak.
Ebu Vail (r.a) şöyle dedi:
“Ammar bize hutbe okududa, kısa ve beliğ bir hutbe
iradetti. İnince kendisine:
“Ey Eba’l -yekzan! Hutbe çok beliğ ve kısa oldu,
birazdaha uzatsaydın” dedik. Bunun üzerine Ammar: “Muhakkak
Rasulullah(s.a.s)’i: “Kişinin kıldığı namazın
uzunluğu ve hutbesinin kısalığı fıkhının (bilgi ve anlayışının )alametidir.
Bunun için namazı uzatın hutbeyi kısaltın. Muhakka ki beyan ve ifade
vardır.” Derken işittim” dedi.”
(Müslim, Ahmed)
9-Cuma namazına gidenler
için imam mimbere çıktıktan sonra hutbesini bitirinceye kadar nafile
kılmamak ve konşmamak.
Rasulullah(s.a.s) şöyle buyurdu:
“Cuma günu hutbe okunurken konuşan arkadaşlarına(sus
konuşma) dersen boş ve faydasız bir işle meşgul olursun.”
(Buhari Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
10-Hatibin hutbede selamı terk
etmesi.
|
|
CUMA EZANI
|
Cuma Ezanı: (Cuma sûresine adını veren)
cum’a ayeti ile sabittir. Ayetteki “nida”dan maksat, cuma ezanıdır. Bu
ezan, cuma’ya gitmeyi vacib kılar ve alış-verişi de yasaklar.
Hanefi mezhebinden bir görüşe
göre ayeti kerimenin işaret ettiği ezan; hatib hutbede iken okunan ezandır.
Çünkü, Rasulullah (s.a.s)’in zamanı ile Ebu Bekir (r.a) ve Ömer (r.a)’nün
hilafetlerinde, bir de Osman (r.a)’nün hilafetinin ilk yıllarında cuma günü
hatibin huzurunda bir tek ezan okunurdu. Daha sonra müslümanlar çoğalınca
Hz. Osman (r.a)’nün dışarıda ezan okuttuğunu şu rivayet ifade etmektedir:
Yezid oğlu Saib (r.a) şöyle
anlatıyor:
“Cuma ezanı Rasulullah (s.a.s)
ile Hz. Ebu Bekr ve Hz.Ömer zamanlarında imam minbere oturduğu Vakit
başlardı. Hz. Osman halife olup müslümanlar da çoğalınca Zevra’da
(Hz.Osman’ın Medine çarşısındaki Zevra adı verilen evi) okunan üçüncü ezanı
ilave etti.”
(Buhari)
Rivayette geçen üçüncü ezandan
maksat günümüzde minareden okunan “dış ezan” dediğimiz ezandır. Hatib
hutbede iken okunan ezan birinci ezan, cuma namazı için getirilen ikamet te
ikinci ezandır. Hanefi mezhebinde bazı alimlere göre ise, cuma ayetindeki
ezandan maksat günümüzde minareden okunan dış ezandır. Bu ezan cuma
namazına gitmeyi vacib kılar, ve alış-verişi yasaklar. Çünkü ayetteki
“nida”dan muradın cuma namazına davet için olan ezan olması şarttır. Umumi
davet için okunan ezanı da zevalden sonra vaktin girmesiyle dışarıda okunan
ezandır. İçeride okunan ezan ise dışarıdakilere duyurmak mahiyetinde değil,
camide bulunanlara hutbenin başladığını bildirme ve Rasulullah (s.a.s)’in
sünnetini yerine getirme manası taşımaktadır. Rasulullah (s.a.s) zamanında
imam minbere oturduktan sonra, mescidin kapısı üzerinde okunan bir ezan hem
uzakta olanlara karşı daveti, hem de hutbenin başladığını ilan manalarını
ifade etmekteydi. Ülke büyüyüp cemaat çoğalınca istenilen bu iki mana ve
maksadın tam olarak yerine getirilebilmesi için yalnız bir ezanın yetmemeye
başlaması üzerine hem dış, hem de iç ezan kesin olarak yerleşmiş ve icma
ile kabul edilmiştir.
Buna göre ayetten anlaşılan
umumi davet manasının dışarıda okunan birinci ezana uygun olacağı da ortaya
çıkar.
|
|
CUMA VAKTİNDE ALIŞ VERİŞİN HÜKMÜ:
|
Geçerli olan ezandan imam selam
verinceye kadar yapılan alış-veriş sahihtir, fakat tahrimen mekruhtur.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksızlıkla
değil, karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle yiyin.”
(Nisa: 29)
Rasulullah (s.a.s)’de: “Müslümamn malı ancak
kendisinden bir gönül hoşnutluğuyla yenilebilir” hadisiyle müşteri için
mülkün sabit olduğunu beyan eder.
“...Cuma namazı için ezan okununca alış-verişi
bırakın...” ayeti ise ticareti yasaklar. Bu yüzden Hanefiler: “Biz hem
yasaklayan hem de helal kılan iki delil ile amel ederek bu alış-veriş
tahrimen mekruhtur deriz dediler.
Bu hüküm cuma namazı kendine farz olanlar içindir.
Cuma namazı ile mükellef olmayanlar için ise yasak
vakitte ticaret yapmalarında bir sakınca yoktur.
(Cessas, Ahkamul-Kur’an
c:8 s:448)
|
|
TAHİYYATÜ’L MESCİD SÜNNETİ:
|
Cuma günü hatib hutbeye
oturmadan önce kerahat vakti dışında camiye giren kimsenin tahiyyatü’l
mescid namazı kılması sünnettir.
Rasulullah (s.a.s) şöyle
buyurdu:
“Biriniz mescide girdiğinde iki
rekat namaz kılmadıkça oturmasın.”
(Buhari, Müslim)
Mekruh vakitlerde ve hatip
hutbeye oturduktan sonra camiye gelen kimsenin tahiyyatü’l mescid namazı
kılması tahrimen mekruhtur.
Abdullah b. Busri (r.a) şöyle
demiştir:
“Adamın biri cuma günü
Rasulullah (s.a.s) hutbe okurken insanların omuzları üzerinden atlıyarak
gelince
Rasulullah (s.a.s) kendisine:
“Otur! Gerçekten cemaati
rahatsız ettin”
buyurdu.”
(Ebu Davud, Nesei, Hakim rivayet etti ve sahih dedi.)
|
|
CUMA NAMAZININ İLK SÜNNETİ:
|
Cuma günü hutbeden önce iki
rekât ve daha fazla sünnet kılmabilir. Abdullah (r.a)'den: Rasulullah
(s.a.s)'in cuma nama zından önce dört ve sonra da yine dört rekât kıldığı
rivayet edildi.
(Tirmizi, Tabarani)
|
|
CUMA'NIN FARZI:
|
Cuma'nın farzı iki rekâttır.
Ömer (r.a) şöyle dedi:
"Cuma namazı Rasulullah
(s.a.s)'in diliyle, yani bizzat Rasulullah (s.a.s)'den işitmiş olduğuma
göre iki rekât, Fıtır Bayramı Namazı iki rekât, Kurban Bayramı Namazı iki
rekât, Sefer Namazı iki rekât kısaltılmış olmayıp bilhassa tam olarak
ikişer rekâttir."
(Nesei, Ahmed, Ibni Mace)
|
|
CUMA NAMAZINDA MESBUKUN DURUMU:
|
Cuma günü imam daha namazda iken
imama yetişen kimse yetiştiği miktarı imamla beraber kılar geri kalanı da
sonra dan tamamlar. Kişi imama, teşehhüd veya sehiv secdesinde iken
yetişirse bile cuma namazını tamamlar.
Rasulullah (S.A.S) şöyle
buyurdu:
"Namaz kılınmaya başladığı
zaman ona koşarak gelmeyin. Ağır ağır ve yürüyerek gelin. Yetiştiğin
miktarı kılın, kaçırdığınız miktarı tamamlayın."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace)
|
|
CUMA NAMAZININ SON SÜNNETİ:
|
Cuma namazının son sünneti dört
rekâttir.
Ebu Hureyre (r.a)'den Rasulullah
(s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Cuma namazından sonra
namaz kılmak isterseniz dört rekât (sünnet) kılınız."
(Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.