1- Hasta olduğu için ayakta namaz
kılamayan kimse rüku ve secdeleri yapmak şartı ile oturarak kılar.
2- Hasta eğer rüku ve secdeleri
yapmaya gücü yetmiyorsa işaretlerle kılar. Ancak secde işaretinde, rüku
işaretinden fazla eğilmesi gerekir. Eğer oturamıyorsa yan yatarak ve yüzünü
kıbleye vererek te işaretle namaz kılabilir.
Rasulullah (s.a.s) hasta olan
İmran b. Husayn (r.a)’ ye: “Ayakta namaz kıl. Ayakta kılamazsan oturarak
kıl. Oturarak ta kılamazsan yatarken ve işaretler yaparak kıl” buyurmuştur.
(Buhari, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace)
3 - Secdede başını yere koyamayan
kimse yerden herhangi birşey kaldırıp alnını o şeyin üzerine koyamaz. Ya da
secde yerini yükseltemez.
Rasulullah (s.a.s) bir hastayı
ziyaret etti. Bir yastığın üzerine secde ederek namaz kılıyordu. Rasulullah
(s.a.s) yastığı alıp attı. Hasta ise bir sopa alıp üzerine secde edecekti.
Rasulullah (s.a.s) sopayı aldı ve attı. ona şöyle buyurdu: “Eğer yere secde
edebiliyorsan et, edemiyorsan başınla işaret et. Ve secde işaretini rüku
işaretinden fazla yap.”
(Beyhaki ve Şezzar müsnedinde)
Ebu Hatim bu hadis için
Mevkuf hadis dedi.
4 - Eğer hasta oturarak ta
namaz kılamıyorsa o zaman sırtüstü yatarak ve ayaklarını kıbleye doğru
uzatarak kılabilir. Rüku ve secdeleri de işaretlerle yapabilir.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: “Hasta olan
kişi ayakta namaz kılar. Eğer ayakta kılamazsa oturarak kılar. Oturarak ta
kılamazsa sırtüstü ve işaretler yaparak kılar. Bunu da yapamazsa Allah
(c.c) onun mazeretini kabul eder.”
(Dare Kutni)’Zayıf hadis.
5 - Başı ile işaret etmeye
de gücü yetmeyen kimse için ise namaz ertelenmiş olur. Yani; yirmidört
saatin içinde başını eğebilme imkanı hasıl olduğu vakit namaz kılmak ona
farz olur. Bu kimse
ne gözü ile ne kalbi ile ve ne de kaşları ile işaret edemez. Çünkü yukarıda
ki hadiste (eğer yer üzerinde secde edemiyorsan başınla işaret et) diye
buyurulmuştur. Namazın bir rüknü olan secde de, başı yere koymak demek
olduğundan göz, kalp ve kaşlar gibi başka şeyler başa kıyas edilemez.
6 - Eğer sağlam olan bir kimse
ayakta namaz kılarken hastalanır, ayakta duramaz bir duruma gelirse eğer
yapabiliyorsa oturarak ve rüku ile secdeleri yaparak, eğer ruku ile
secdeleri yapamıyorsa işaretler yaparak ve eğer oturarak ta kılamıyorsa
sırtüstü yatarak, namazını tamamlar.
7 - Eğer bir kimse hasta olduğu
için oturarak ve de Rükû ve secdeleri yaparak namaz kılarken iyileşip
ayakta durabilecek duruma gelirse ayakta namazını tamamlar. Eğer namazını
işaretlerle kılarken iyileşip rüku ve secdeleri yapabilir bir duruma
gelirse namazını bozup yeni. baştan kılması gerekir.
8 - Nafile namazını ayakta
kılarken yorulan bir kimsenin baston veya duvara dayanarak namazını
tamamlamasında bir mahzur yoktur. Çünkü bu kimse özür sahibidir. Eğer
özürsüz olarak bir bastonla, duvara dayanarak veya oturarak kılarsa
mekruhtur. Fakat namazı caizdir.
9- Bir zorunluluk bulunmazsa da
gemide oturarak namaz kılmak caizdir. (Çünkü ayakta namaz kılınırsa baş
dönmesi ve düşme ihtimali olabilir.) Kıyıda bağlı olan gemide ise özürsüz
oturarak namaz kılınmaz. Çünkü kara hükmündedir.
10 - Eğer bir kimse baygın düşüp
baygınlığı yirmi dört saat veya daha az bir zaman sürerse bu kimsenin geçen
namazlarını kaza etmesi gerekir. Baygınlığı daha uzun süren kimse ise geçen
namazlarını kaza etmesi gerekmez.
Ammar b. Yasir (r.a) öğle,
ikindi, akşam ve yatsı vakti süresince baygın kaldı. Gecenin ortasında
kendisine geldi. Kılmadığı namazların hepsini kaza etti.
(Dare Kutni, Beyhaki)Zayıf hadis.
Nafi (r.a) şöyle rivayet etti:
“İbni Ömer (r.a) bir ay süresince baygın kaldı. Kendine gelince kılmadığı
namazları kaza etmedi.
(Abdurrezzak
Müsennefinde ve İbni Ebi Şey be Müsennefinde rivayet ettiler.)
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.