1 - Kadın ister müslüman olsun,
ister olmasın eğer kocasının yanına gidip kendisini ona teslim ederse,
yiyecek, giyecek ve mesken gibi ihtiyaçları kocasına ait olur.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Anaların yiyecek ve giyecekleri uygun bir
şekilde,çocuk kendisinin olan babaya aittir."
(Bakara: 233)
Cafer (r.a)'den: Veda Haccı Hutbesinde Rasulullah
(s.a.s): "Kadınlarınızın da normal bir şekilde yiyecek ve giyecekleri
size aittir" buyurdu.
(Müslim, Ebu Davud, İbni Mace)
2- Kadına verilmesi vacib olan
nafaka miktarında hem kocanın, hem kadının haline bakılır. Yâni; karı ile
kocanın ikisi de zengin oldukları zaman, kadına zengin kadınların; fakır
oldukları zaman fakir kadınlar, ikisin den biri zengin, biri fakır olduğu
zaman da orta halli kadınların nafakası lâzım gelir.
Hz. Aişe
(r.a)'dan; Hınd b. Utbe'nin şöyle dediği rivayet ediİdi :
"Yâ
Rasulallah! Ebu Süfyan cimri 'bir adamdır. Bana ve çocuğuma yetecek kadar
vermiyor. Ancak haberi olmadan kendisinden aldığım müstesna."
Rasulullah "Sana ve çocuğuna yetecek kadar alabilirsin"
buyurdular.
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesei)
Rasulullah
(s.a.s) bu hadiste kadının kendı haline göre kocasının malından almasını
buyurmuştur.
3- Eğer kadın, kocasına: "Sen
benim mehrimi vermedikçe sana teslim olmam" derse, nafakası yine
vacibtir. Çünkü kadın, isteğinde haklı olduğu için, kendisini teslim
etmemiş sayılmaz. Fakat, kadın, kocasının evini terkedıp başka yerlere
giderse, kocasının evine bir daha gen dönünceye kadar nafakası lâzım
gelmez. Çünkü bu durumda kadının kendisi kusurludur. Fakat eğer kocasının
evini terk etmeden, kendisini teslim etmekten imtina ederse ona nafaka
vacibtir. Çünkü bu durumda kendisini teslim etmekten imtina etmiş sayılmaz.
Zira, kocası zorla da olsa onunla cinsel ilişkide bulunabilir.
4- Eğer kadın çocuk olduğu için
onunla cinsel ilişkide bulunulamıyorsa, ona nafaka düşmez.
5- Eğer, kadın büyük olduğu halde
kocası çocuk olduğu için onunla cinsel ilişkide bulunamıyorsa, kadına
çocuğun malından nafaka düşer. Çünkü, bu durumda, kadın kendisini ona
teslim ettiği halde onda mevcut olan bir vasıftan dolayı kendisi cinsel
ilişkide bulunamamaktadır. Bu itibarla bu da, tenasül organı olan veya
erkeklik gücüne sahip olamayan kimse hükmündedir.
6- Eğer kadının kocası zengin
ise, kadından başka, kadının hizmetçisine de nafaka biçilir. Çünkü, koca
karısının bütün ihtiyaçlarını görmek zorundadır. Hizmetçi de bir
ihtiyaçtır.
7- Eğer kişi, karısının
nafakasını veremeyecek durumda ise, hakim onları birbirinden ayıramaz.
Ancak kadına: "Kocan adına borçlan" denir.
8- Eğer bir kimse, hakim, karısına
nafaka biçtikten ve aradan bir kaç ay geçtikten sonra ölürse, geçen sürenin
nafakası sakıt olur. Kadının da ölmesi halinde yine hüküm böyledir. Zira,
nafaka bir bağıştır. Bağışlar ise ölüm ile bozulurlar.
9- Kişi, karısını, aile
fertlerinden hiçbirinin oturmadığı müstakil bir evde oturtmak zorundadır.
Ancak, kadın razı olursa, o zaman kadının yanında başkaları da
kalabilirler. Zira, mesken de nafaka gibi tabii bir ihtiyaçtır ve Cenab-ı
Allah'da onu nafaka ile birlikte vacip kıldığı için kadının bir hakkıdır.
Kadının hakkı olunca da başkalarını kendisine ortak kılmayabilir. Çünkü
başkalarının yanında kalmasından kadın bir çok yönden huzursuz olur.
Meğerki kendisi buna razı olsun. Aynı sebebe binain, kişi bir başka
kadından olan çocuğunu karısının yanına zorla bırakamaz. Eğer kişi
karısını, evinin müstakil ve anahtarı ayrı bir odasına yerleştirirse gaye
hasıl olduğu için yine yeterlidir.
10- Kişi, karısını, eğer
ana-babasının yanına haftada bir defa gidiyorsa ve ana-babası da onun
yanına haftada bir defa geliyorlarsa men edemez. Ana-baba dışında kalan
diğer yakınlara da yılda ancak bir kez müsade edilir.
11- Eğer bir kadın kayıp olan
kocası aleyhinde nafaka davası açarken kocasının bir başkası elinde bir
malı bulunur ve o başkası da elindeki malın kaybolan adamın malı olduğunu
itiraf ederse veya itiraf etmediği halde hakim o malın o adama aid olduğunu
biliyorsa, hakim, kadına ve adamın ana-babasıyla, çocuklarına o maldan
nafaka biçer. Bu da eğer, adamın elinde bulunan mal, para, yiyecek veya
kadına yarayan cinsten giyecek olursa öyledir. Eğer adamın elinde bulunan
mal, başka şeyler ise, hakim o şeylerden nafaka biçmez. Çünkü o zaman o
şeylerin satılıp parasından nafaka çıkarılması gerekir. Kayıp olan kimsenin
malı ise satılamaz.
B - Kocanın, Karısına İster Rec'i
İster Bain Talakla Boşamış Olsun İddet Süresince Nafaka Vermesi:
1 - Kişi, karısını boşadığı zaman
boşanma ister rec'i ister bain olsun kadın iddette olduğu sürece ona hem
nafaka hem de yer verir.
Rec'i
talak ile boşanan kadına nafaka düşmesinin sebebi; bu kadının kocasından
tamamen boşanmamış olmasıdır. Zira, kocası onunla cinsel ilişkide
bulunabilir. Bain talak ile boşanan kadına gelince onun hakkındaki görüşün
delili de şöyledir:
Ebu
İshak (r.a)'den;
Büyük
mescidde Yezid'in oğlu Esved ile birlikte oturuyordum. Şâabi'de bizimle
beraber idi. Şâabi, Fatıma binti Kays'ın "hadisini anlattı. Yâni;
Rasulullah (s.a.s)'in kendisine ne yer ve ne de nafaka ile hükmetmediğini
hikâye etti. Bunun üzerine Esved, avucuna bir avuç kum alıp Şâabi'ye attı
ve dedi ki:
"Yazıklar
olsun sana, böyle şeyi anlatıyorsun."
Ömer b.
el-Hattab (r.a) demiştir ki:
"Hatırında
tuttuğunu veya unuttuğunu bilmediğimiz bir kadının sözü ile Allah'ın
kitabını ve Rasululiah'm sünnetini bırakmayınız. Ona yer de vardır nafaka
da. Zira Allah şöyle buyurmuştur:
"Boşadığınız
kadınları apaçık bir hayasızlık yapmadıkça evlerinden çıkarmayın, onlar da
çıkmasınlar."
(Talak: 1) (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
2- Kocası ölen kadına ise nafaka
yoktur. Çünkü bu kadının, iddeti süresince bağlı kalması, kocasının hakkı
için değil, şeriatın hakkıdır.
3- Dinden çıkmak veya üvey oğluyla
cinsel temasta bulunmak gibi bir günah işlediği için kocasından ayrılan
kadına nafaka yoktur. Zira bu kadın, meşru olma yan bir yolla kocasından
ayrılmasına sebep olduğu için, kocasını dinlemeyen, isyankâr kadının
hükmüne girmiştir.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.