FARZ
VACİB
SÜNNET
MÜSTEHAP
MÜBAH
HARAM
MEKRUH
MÜFSİD
ŞERİ HÜKÜMLERİN DELİLLERİ:
|
1- Sabitliği ve ifade ettiği mana
kesindir. Bask bir şekilde yorumlanamayan Kuran âyetleri ve mütevati sahih hadisi
şerifler gibi.
2- Sabit oluşu kesin, ifade ettiği şey zannidir Birkaç şekilde
yorumlanabilen âyet ve hadisi şerifler gi bi.
3- Sabit oluşu zanni, ifade ettiği şey kesindir. İfadesi açık olan
ahbarı ahad hadisleri gibi.
4 - Sabitliği ve ifade ettiği şey zanni olanıdır. Bi kaç anlama
gelebilen ahbarı ahad hadisleri gibi.
Bunların birincisi kesin olup bununla farz ve
haraı sabit olur. İkincisi ve üçüncüsü zanni ifade edici oldu ğu için
bununla vacib ve kerahat sabit olur. Dördüncü süyle de sünnet, müstehap ve tenzihen
kerahat sabi olur.
|
|
FARZ
|
Farzı ayın ve farzı kifaye olmak üzere ikiye ayrılır.
1- Farzı Ayın: Her müslümanın bizzat kendisinin işlemesi farz olan
ibadetlerdir. Bir takım kimselerin işlemesiyle diğerleri sorumluluktan
kurtulamaz. Ramazan orucu, taharet beş vakit namaz gibi.
2- Farzı Kifaye: Farz olan kimselerin üzerine ayrı ayrı değil,
hepsine birden lâzım olup, bir kısım kimselerin işlemesiyle diğerleri bunun
günahından kurtulur. Bütün Kuranı ezberlemek ve selâm almak gibi.
Farzın Hükmü: Farzı ayını işleyene sevab vardır. Özürsüz terkeden
cezalandırılır. İnkâr eden ve onu küçük gören kâfirdir. Farzı kifayenin
sevabı yalnız onu yerine getirenleredir. Fakat terkedilmesi halinde bütün
müslümanlar günahkâr olur. Bir ibadetin rükün ve şartları demek olan
farzlarından birinin terkedilmesi halinde o ibadet geçerli olmaz. Bilerek
veya bilmeyerek terkedilmesi sonucu değiştirmez. Kasden terkedilmesi
günahtır.
|
|
VACİB
|
Yapılması gerekli olan
amellerdir.
Vacibin Hükmü: Amelce farz gibi olup, işlenmesinde sevap, terkinde
ikab (azab) vardır. Farzın hükmünden farkı vacibi inkâr edenin kâfir
olmamasıdır. Kurban kesmek, vitr ve bayram namazları, yakın akrabaya bakmak
gibi.
Vacibin de kifayesi vardır. Şaban ve Ramazan ayı sonlarında ayı görmeye
çalışmak gibi.
Mesele: Bir ibadetin vaciblerinden biri kasden terkedilmesi tahrimen
mekruhtur. Yanılarak terkedilmesi halinde namaz kılmıyorsa sehiv secdesi
gerekir.
|
|
SÜNNET
|
Müekked sünnet ve müekked
olmayan sünnet olmak üzere iki kısımdır. Müekked sünnet RasuluUah (s.a.s)in devamlı
işleyip çok az terkettiği şeylere denir. Müekked olmayan sünnet ise
RasuluUah (s.a.s)in devamlı işlemedikleri şeylere denir. Müstehap ve mendup
adları da verilir.
Sünnetin Hükmü: İşlenmesine karşılık farz ve vacib-ten az sevab,
terkinde azarlanma vardır.
Usulcülere göre sünnet, sünneti hüda ve sünneti zevaid olmak üzere iki
kısımdır.
Sünneti Hüda: Dinin tamamlayıcısıdır. Ezan, ikamet, cemaat gibi.
Sünneti Hûdanın Hükmü: Onu terkeden kınanır.
Sünneti Zevaid: RasuluUah (s.a.s)in adeti seniyeler rine denir.
Yemek, içmek, oturmak ve kalkmak gibi.
Sünneti Zevaidin Hükmü: Onu terkeden kınanmaz, fakat işleyen sevap
alır.
Sünnetin de kifayesi vardır. Ramazanın son on gününde itikafa girmek,
teravih namazını cemaatle kılmak gibi.
|
|
MÜSTEHAP
|
Buna mendup
ta denir. RasuluUah (s.a.s)in bazan işleyip bazan terkettikleri,
Sahabelerin severek işledikleri ve rağbet edegel-dikleri şeylerdir. Bazı
nafile namazlar ve oruçlar gibi.
Müstehapin Hükmü: İşlenmesinde sevab verilir. terk edil-mesinde
azarlanma yoktur.
|
|
MUBAH
|
Mükellefin
işlemekle işlememek arasında serbest olduğu şeylerdir.
Mubahın Hükmü: İşlenmesinde veya terkinde sevab veya günah yoktur.
Fakat durumların değişmesiyle hükümler de değişir. Meselâ; haram olmayan
bir şeyden yemek mubahtır. Ölüm tehlikesi olunca ihtiyaç miktarı kadar
haramlardan olsa bile yeyip içmek farzdır. Doyduktan sonra yemek -israf
olduğu için- haramdır. Fakat misafiri memnun etmek veya utandırmamak için
doyduktan sonra da yenilebilir.
|
|
HARAM
|
Yapılması
kesin olarak yasaklanmış şeylerdir.
Haramın Hükmü; Terkinde sevap, işlenmesinde azab vardır. Onu helâl
ve mubah sayanlar küfre girer. İçki içmek, kumar oynamak, faiz yemek gibi.
|
|
MEKRUH
|
Yapılmaması
gerekli olan şeylerdir.
Mekruhun Hükmü: Terkinde sevap, işlenmesinde ise azab korkusu
vardır. Haramdan farkı, mekruhu helâl sayan küfre girmez. Abdestte ve
gusülde suyu israf etmek gibi. Mekruh tenzihi ve tahrimi olmak üzere iki
kısımdır. Tenzihi mekruh helâle daha yakın olandır. Tahrimi mekruh ise
harama daha yakın olandır.
Mesele: Sünnetten, esas manada (ayrıca belirtilmesi dışında) müekked
sünnet kastedildiği gibi, mekruh denildiği zaman da "tenzihi"
diye belirtilmedikçe haram kısmı kastedilmiştir.
|
|
MÜFSİT
|
Başlanılan
bir ameli bozan ve iptal eden şeylerdir.
Müfsidin Hükmü: Herhangi bir sebep olmadan kasten meydana gelmesinde
azab vardır. İsjtemeyerek meydana gelmesinde ise azab yoktur. Fakat, ameli
bozar.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.