Bir şeyi arayıp bulamadığınz zaman salavat-ı şerife getirmek, Duha suresini tekrarlamak büyükler tarafından tavsiye edilir. Ancak şimdi okuyacaklarınız ilginç olduğu kadar sırlıdır.
«يَا سَيِّدِي أَحْمَدَ بْنِ عَلْوَانْ! اِئْتِ بِفُلَانٍ وَإِلَّا سَأَمْحُوكَ مِنْ دِيوَانِ الْأَوْلِيَاءِ.»
“Ey Efendim Ahmed ibni Alvân! Felancayı (bul) getir.
Yoksa seni evliyâ dîvânından (defterinden) silerim” diye bağıracak, o
zat Allâh-u Te‛âlâ’nın izniyle o kişiye aradığını getirir.
Sizinde taaccüb ettiğiniz gibi Cübbeli Hoca’da
şaşırarak Seyyid Hazretlerine: “Bu ifadede sû-i edep
(bir nevi terbiyesizlik) yok mu?!” diye sorunca:
“Hayır, bu hususta böyle nakil var, onu
değiştiremeyiz” cevabını almıştı…
Değerli Gönül Dostları!
Elbette bunu yadırgayanlarınız belkide hurafe
diyenleriniz olacaktır. Ancak bir kardeşimizin başından geçen hadise bu konudaki
itikadımızın çok kuvvetlenmesine vesile olmuştur. Şöyle ki:
İhvanımızın dedesi 3 aylık 1800 TL civarındaki maaşını
kaybediyor. Nerede düşürdüğünü bilemediği için aramadık yer bırakmıyor. Öyle ki
bulunduğu ilçede belediyenin hoparlöründen anons bile yaptırıyor. Bu olayın
olduğu günden bir gün önce de ihvanımız Cübbeli Hoca’nın mektubundan bu
rivayeti duymuş ya şehrin sakin bir yerinde yüksek sesle bunu tekrarlıyor: “Ey
Efendim Ahmed ibni Alvân! Dedemin kaybettiği parasını
bul getir. Yoksa seni evliyâ dîvânından (defterinden) silerim”
Ne oluyor biliyor musunuz, ihvanımızın dedesi yıllar
önce vefat eden hanımını rüyasında görüyor. Diyor ki: “Parayı ne uzaklarda
arıyorsun, ayağının dibine baksana!” Kalkınca bakıyor ki
para televizyonun bulunduğu sehpanın alt tarafında.
Anlayacağınız test edilip onaylanmış ve tesirli bir
yöntem ancak çok kuvvetli bir itikat (inanç) istiyor. Bu işler acaba götürmez…
KARIN AĞRISI İÇİN
Seyyid Hazretleri’nin bir diğer tavsiyesi de karın
ağrısı için.
Çok yiyip şişkinlik yüzünden sıkıntıya düşen kişi
göbek ve karın bölgesini sağ eliyle sıvazlayarak:
«اَللَّيْلَةُ عِيدِي يَا كِرَشِي وَرَضِيَ اللّٰهُ عَنْ سَيِّدِي عَبْدِ اللّٰهِ الْقُرَشِي.»
“Ey midem! Bu gece benim bayram gecem olsun. Allâh-u
Te‛âlâ Abdullah Kuraşî Efendimiz’den razı olsun” derse hazım
sıkıntısından kurtulur.
Cübbeli Hoca rivayeti yaptıktan sonra şöyle diyor: “Bunu ben daha önce
bir kitapta görmüş ve tecrübe etmiştim. Bu sözü söyler söylemez -afedersiniz-
bir geğirtiyle rahatladığım çok olmuştu. Siz yine de buna güvenip çok yemeyin,
bu lafzı kitaptan açıp bulup okuyana kadar kalpten gitmeyin.”
www.ismailaga.info
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.