script src='http://ajax.googleapis.com/ajax/libs/jquery/1.2.6/jquery.js' type='text/javascript'/>

ÜLÜ'L-AZM SİGASI




Ahmed es-Sâvî (Rahimehullâh) ın beyanına göre; bu sîğa, icmâlen ve tafsîlen (ülü'l-azm olan beş peygamberi ve aralarında bulunan tüm nebî ve ra-sülleri zikrederek) bütün peygamberleri içine alması hasebiyle çok faziletli olduğundan üç kere okunması "Delâilü'l-Hayrât"ın tamamını okumaya denktir.

Bu fazileti "Delâilü'l-Hayrât" sarihleri, eserin müellifi Ebû Abdillâh Muhammed ibni Süleyman el-Cezûlî eş-Şerîf el-Huseynî (Rahimehullâh) dan nakletmişlerdir.

(Ahmed ilmi Muhammed es-Sâvî, el-Esrâru'r-Rabbâniyye ve 7-Füyûzâtü 'r-Rahmâniyye ale 's-Salevâti 'd-Derdîriyye, sh:41; Yûsuf-u Nebhânî, Efdalu s-salevât alâ Seyvidi's-sâdâr, Salât no:51, sh97)

 

11. Mucize: Hayvanlarda Gösterilen Mucizeler



 

Nasıl ki taşlar, ağaçlar, ay, güneş Resulullah’ı (asm) tanıyorlar, birer mu’cizesini göstermekle O’nun (asm) peygamberliğini tasdik ediyorlar, öyle de hayvanlar taifesi de Resulullah (asm) ile alakadardır ve mazhar oldukları çeşitli mucizelerle O’nun (asm) davasını tasdik etmişlerdir. Bu konuda sahih kaynaklardan bize ulaşan pek çok mucize vardır. Numune olarak birkaç tanesini burada nakledeceğiz:

Mağara Muhafızları

Çok farklı ve güvenilir kanallardan bize ulaşan güvercin ve örümcek mucizesidir. Allah Resulü (asm) ile sadık dostu Hazreti Ebu Bekir (ra), hicret yolculuğunda müşriklerin takibinden kurtulmak için sığındıkları mağaranın kapısında iki nöbetçi gibi, iki güvercin gelip beklemeleri ve örümceğin de harika bir tarzda, kalın bir ağla mağara kapısını örtmesidir. Hattâ, Kureyş müşriklerinin önde gelenlerinden Übeyy ibni Halef mağarayı görünce arkadaşlarının “Mağaraya girelim.” tekliflerine “Nasıl girelim? Burada bir ağ görüyorum ki, Hazreti Muhammed doğmadan bu ağ yapılmış gibidir. Bu iki güvercin işte orada duruyor. Adam olsa orada dururlar mı?” diye cevap vermiştir.[1]

Mübarek Güvencinler

Esma'ul Hüsna 17. İsm-i Şerif


KAYBETTİĞİNİ BULMAK İÇİN ÇOK ÖZEL BİR SIR



Bir şeyi arayıp bulamadığınz zaman salavat-ı şerife getirmek, Duha suresini tekrarlamak büyükler tarafından tavsiye edilir. Ancak şimdi okuyacaklarınız ilginç olduğu kadar sırlıdır.
 
Cübbeli Hoca’nın mektuplarını takip edenler bu sırrı biliyordur. Bu sırrı kendisini Metris Cezaevinde ziyaret eden Seyyid İbrahim El-Ahsa-i Hazretleri bizzat vermişti.
 
Seyyidimizin rivayetine göre bir kaybı olup bulmak isteyen kişi büyük veli Ahmed ibni Alvân Hazretleri’ne nidâ ederse bu yüce veli mutlaka o kişiye kaybını getirir. Bunu yapmak isteyen kişi yüksek bir yere çıkıp:
 

«يَا سَيِّدِي أَحْمَدَ بْنِ عَلْوَانْ! اِئْتِ بِفُلَانٍ وَإِلَّا سَأَمْحُوكَ مِنْ دِيوَانِ الْأَوْلِيَاءِ

BOŞANMA BAHSİ



BOŞANMA BAHSİ
TALAKIN (BOŞANMANIN) ŞARTI
TALAKIN (BOŞANMANIN) ŞARTI İLE İLGİLİ DİĞER HÜKÜMLER
BOŞANMANIN ÇEŞİTLERİ
BOŞANMA ÜÇ ÇEŞİTTİR
1 - BOŞANMA ŞEKLİ İTİBARİYLE
BOŞANMA İLE İLGİLİ DİĞER HÜKÜMLER
2 - KULLANILAN KELİME İTİBARİYLE OLAN BOŞANMA
SARİH LAFIZLA YAPILAN BOŞANMA İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
3 - HÜKÜM İTİBARİYLE BOŞANMA
ÖZLÜ VE FİİLİ REC'AT
REC'İ TALAK İLE İLGİLİ DİĞER HÜKÜMLER
BAÎN TALAK AŞAĞIDAKİ ŞEKİLLERDE MEYDANA GELİR
ERKEĞİN BOŞAMA' YETKİSİNİ KARISINA VERMESİ
SEN MUHAYYERSİN" DEYİMİ HAKKINDA
ERKEĞİN BOŞAMA YETKİSİNİ KARISINA VERMESİ
SENİN BOŞANMAN SENİN ELİNDEDİR" DEYİMİ HAKKINDA
İSTERSEN KENDİNİ BOŞA" DEYİMİ HAKKINDA
ŞARTLI BOŞANMA
HASTA KİMSENİN KARISINI BOŞAMASI
TALAK (BOŞANMA)
Nikâh akdini çözmektir ki, nikâh bağını özel bir sözle ya şimdi, ya da gelecekte kesip kaldırmaktan ibarettir.

HICRET




Bir yerden baska bir yere göç etmek.

Hz. Peygamber (s.a.s) ve ashabinin Islâm devletini kurmak üzere Mekke'den Medine'ye göç etmeleri.

Rasûlullah Mekke'de teblig görevini sürdürürken Kureysliler de inkârlarinda diretiyorlardi. Peygamberimiz teblig görevini Mekke'nin disina tasirmak istiyordu. Bu nedenle Taif'e gitti. Tâifliler de Kureysliler gibi inkârcilikta direnmisler ve Peygamberimizi tasa tutmuslardi. Peygamberimiz onlarin bu cahilce hareketleri karsisinda yilmamistir. Özellikle hacc mevsiminde Mekke disindan gelen insanlarla görüs üyor onlara Islâm'i anlatiyordu. Peygamberimiz bir gün Akâbe mevkiinde Medineli alti ki si ile karsilasti. Onlara Ku r'ân okudu ve Islâm'a davet etti. Medineliler Peygamberimizle konustuktan sonra durumu kendi aralarinda degerlendirdiler.

"Yahûdilerin gelecegini bildikleri ve kendisiyle bizi korkuttuklari peygamber bu olmasin" dediler. Yahûdilerden önce müslüman olmanin geregine inanip müslüman oldular.

Medine'de bulunan Yahudiler bir Peygamber'in gelecegini biliyorlardi. Medinelilerle aralan açilan Yahudiler onlara "Bir Peygamber gönderilmek üzeredir. O Peygamber gelince biz ona tabi olacagiz, Irem ve Âd kavimleri gibi sizin kökünüzü. kaziyacagiz" diyorlardi.

Akabe'de Müslüman olan Medineliler memleketlerine gittiklerinde bu durumu yakinlarina aktardiktan bir yil sonra, daha önceki Müslümanlarla birlikte on iki kisilik bir topluluk Hacc için Mekke'ye geldi. Bunlar Peygamberimizle görüstü ve "hirsizlik yapmamak, zina etmemek, çocuklari öldürmemek, iftira etmemek, Allah ve Rasûlüne muhalefette bulunmamak hususunda" peygamberimize söz verip bey'at ettiler.

Zina Belasindan Kurtulmak icin Dualar


 

SAHABE EFENDİLERİMİZİ Künyeleri İle Tanıyalım



Peygamberlerden sonra insanların en üstünü: Hz. EBÛ BEKR-İ SIDDÎK

Adâletin timsâli ikinci büyük halîfe: Hz. ÖMER

Meleklerin bile hayâ ettiği halîfe: Hz. OSMAN

Allahın arslanı ve Resûlullahın dâmâdı: Hz. ALİ BİN EBÎ TÂLİB

Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri: ABDURRAHMAN BİN AVF

Cennetle müjdelenen ümmetin emîni: EBÛ UBEYDE BİN CERRÂH

Resûlullahın okçusu: SA'D BİN EBÎ VAKKÂS

İlk Müslüman olanlardan: TALHÂ BİN UBEYDULLAH

EVLENME BAHSİ



EVLENME BAHSİ
EVLENMENİN HÜKMÜ
EVLENMENİN RÜKÜNLERİ
NİKAHIN ŞARTLARİ
NİKAHLANILMASI EBEDİYYEN HARAM OLAN KADINLAR
EVLENME İLE İLGİLİ DİĞER HÜKÜMLER
NİKAHLANILMASI GEÇİCİ OLARAK HARAM OLAN KADINLAR
EVLENME İLE İLGİLİ DİĞER HÜKÜMLER
HARAM OLAN NİKAHLAR
VELAYET BÖLÜMÜ
KEFAET BÖLÜMÜ
NİKAHTA DENKLİK=KEFAET
NİKAHTA VEKALET VERME
MEHİR VE MEHİRLE İLGİLİ HÜKÜMLER
MÜSLÜMAN OLMAYANLARIN EVLENMESİ
BİRDEN FAZLA KADINLA EVLİ OLAN KİMSENİN HANIMLARI ARASINDA ADALETİ GÖZETMEK
EVLENMENİN HÜKMÜ
1- Normal bir durumda (kadına karşı nefsinde aşırı bir arzu duymayanlar için) evlenmek müekked sünnettir.
2- Şiddetli bir şehevi taşkınlık ve arzu halinde evlenmek farzdır.
3- Kadının haklarını yerine getirememekten korkulursa evlenmek mekruh olur.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Aranızdan evli olmayanları, köle ve cariyelerinizden iyi olanları evlendirin. Eğer fakir iseler, Allah onları lûtfu ile zengin yapar. Allah, lûtfu bol olan, hakkıyla bilendir."
(Nûr: 32)
"Şüphesiz ki biz, senden önce Rasuller gönderdik. Onlara da zevceler ve evlâtlar verdik."
(Rad: 38)
Abdullah (r.a) demiştir ki: Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Ey gençler! Evlenmeye gücü yeten evlensin. Zira evlilik gözü ve ferci iyi korur. Gücü yetmeyen de oruç tutsun. Çünkü oruç, gencin kendisini günahlardan koruyan bir kalkandır."
(Buharı, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei) Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Üç kişi vardır ki, Allah onlara yardım etmeyi üzerine almıştır:
"Birincisi; borcunu ödemek isteyen mükâtib
ikincisi; namuslu kalmak niyetiyle evlenen kişi,
üçüncüsü de; Allah yolunda cihad eden kişidir."
(Tirmizi, Nesei, Hakim)
Enes (r.a)'den şöyle rivayet edilmiştir: Rasulullah (s.a.s) evlenmeyi emreder, hiç evlenmemeyi ise şiddetle yasaklardı. Ve şöyle buyururdu:
"Sevimli çocuk yapan kadınlarla evlenin. Çünkü kıyamet gününde diğer nebilere karşı sizin çokluğunuzla övüneceğim."
(Ahmed) İbn Hibban rivayet etti ve Sahih dedi.

10. Mucize: Peygamberimizin Duasıyla Gerçekleşen


 


 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Peygamber Efendimizin (asm) mucizelerinin bir türü de duasıyla gerçekleşen olağanüstü hallerdir. Bu mucizeler hakikî mütevatirdir. Küçük büyük pek çok örnekleri vardır. Örneklerin çokluğu bu mucizeleri mütevatir derecesine çıkarmıştır. Belki tevatüre yakın meşhur olmuşlardır. Bir kısmını öyle imamlar nakletmiştir ki, “meşhur mütevatir” gibi kesinlik ifade eder. Biz şu pek çok misallerinden, tevatüre yakın ve meşhur bazı misalleri burada nakledeceğiz.

Yağmur Duaları

Allah Resulü’nün (asm) yaptığı yağmur dualarının kabul edilmesi çok defalar tekrarlanan hadiselerdendir. Başta İmam-ı Buharî ve İmam-ı Müslim gibi hadis imamları bu vakıalardan çok nakletmişlerdir. Hatta bazen, minber-i şerif üstünde yağmur duası için elini kaldırıp dua etmiş, daha elini indirmeden yağmur yağmıştır.[1]

Su ile ilgili mucizeleri naklederken de bahsettiğimiz gibi, bir iki defa ordu susuz kaldığı vakit Efendimizin (asm) duasıyla bulut geliyordu, yağmur veriyordu.[2]Hatta Allah Resulü’ne (asm) peygamberlik vazifesi verilmeden evvel, çocukluk devresinde dedesi Abdülmuttalib, Peygamberimizin (asm) mübarek yüzüyle yağmur duasına giderdi. Onun yüzü hürmetine yağmur gelirdi ki, o hâdise Abdülmuttalib’in bir şiiriyle meşhur olmuştur.[3]

Hem, Efendimizin (asm) vefatından sonra, Hazret-i Ömer (ra), yağmur duasına çıkacağı vakit, Peygamberimizin (asm) Amcası Hazret-i Abbas’ı da götürerek: “Yâ Rab, bu Senin habibinin amcasıdır. Onun yüzü hürmetine yağmur ver.” diye vesile yaparak dua edermiş. Bu duanın hürmetine Cenab-ı Hakk yağmur gönderirmiş.[4]

Hem İmam-ı Buharî ve İmam-ı Müslim haber veriyorlar ki: Efendimizden (asm) yağmur için dua talep edildi. Efendimiz de (asm) dua etti. Yağmur öyle geldi ki, mecbur oldular: “Aman dua et, kesilsin.” demek zorunda kaldılar. Sonra Efendimiz (asm) dua etti, birden kesildi.[5]

İki Ömer’den Birisi

Unutkanlık İçin Dua

 


Euzu billahi mineşşeytânirracîm. Bismillahirrahmanirrahim

Unutkanlıktan kurtulmak ve zekanın açılması için...

Unutkanlık için

Hz. İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:

"Hz. Ali İbnu Ebî Tâlib (radıyallâhu anh) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: "Annem ve bâbam sana kurban olsun, şu Kur'an göğsümde durmayıp gidiyor. Kendimi onu ezberleyecek güçte göremiyorum" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu cevabı verdi: "Ey Ebûl-Hüseyin! (Bu meselede) Allah'ın sana faydalı kılacağı, öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifade edeceği, öğrendiklerini de göğsünde sabit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?"

Hz. Ali (radıyallâhu anh): "Evet, ey Allah'n Rasûlü, öğret bana!" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber şu tavsiyede bulundu:

Esma'ul Hüsna 16. İsm-i Şerif


 

SEHİV SECDESİ (YANILMA SECDESİ)



SEHİV SECDESİ (YANILMA SECDESİ)
SEHİV SECDESİNİ GEREKTİREN HALLER
SEHİV SECDESİNİN YAPILIŞI
SEHİV SECDESİ İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
Hükmü: Sehiv secdesi, meydana gelen herhangi bir eksikliğin yerine geçtiği için vâcibtir.
SEHİV SECDESİNİ GEREKTİREN HALLER
1- Namazda vacibin yanlış yapılması halinde.
2- Bir vacibin unutularak terkedilmesi halinde.
3- Namazın bir rüknünün unutularak terk edilmesi halinde. Rükün yerine getirildikten sonra sehiv secdesi yapılır.
Örneğin; Unutularak fatiha, kunüt duası veya teşehhüdlerden birinin okunmaması, bayram namazı tekbirlerinin unutulması, imamın kıraati gizli olan bir namazda sesli, sesli olan bir namazda gizli olarak okuması sehiv secdesi yapmayı gerektiren hallerdir.

TÖVBEYLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER



 
     “Doğrusu ben, tövbe edeni, iman edip salih amel işleyerek doğru yola gireni bağışlarım.”

“Allah daima tövbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.”

“(Bu alış verişi yapanlar), tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlardır. O müminleri müjdele.”

“Kullarının tövbesini kabul eden, kötülükleri affeden, yaptıklarınızı bilen ancak O’dur.”

“Kötülükleri işleyip dururken, ölüm kendisine geldiği zaman; “Şimdi tövbe ettim” diyenler ile kâfir olarak ölenlerin tövbesi makbul değildir.” “Savaştan geri kalanların bir kısmı da, suçlarını itiraf ettiler. Onlar iyi işi kötüyle karıştırmışlardı. Allah'ın onların tövbesini kabul etmesi umulur.”

“Ettiği zulümden sonra tövbe edip düzelen kimse, bilsin ki Allah onun tövbesini kabul eder. Allah şüphesiz bağışlayandır, merhametli olandır.”

9. Mucize: Hastaların ve Yaralıların Şifa Bulması


 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 



Peygamber Efendimizin (asm) mucizelerinin en önemlilerinden bir kısmı da hastaların ve yaralıların O’nun (asm) eliyle veya nefesiyle şifa bulmaları şeklinde vuku bulmuştur. Bu mucizeler hadis ve siyer kitaplarında çokça zikredilmiştir. Bizler de burada birkaç örneği sizlere nakletmeye çalışacağız:

Ok İsabet Eden Gözün Şifa Bulması

Kadı İyaz, Şifa-i Şerif isimli eserinde pek çok sahabeden rivayet edilen bu mucizeyi, sağlam kaynaklara dayanarak bize naklediyor. Allah Resulü’nün (asm) mümtaz ve ordusunda kumandanlık yapan kahraman bir sahabesi ve Hazreti Ömer (ra) zamanında İslam ordusunun baş kumandanı olan Sad bin Ebi Vakkas anlatıyor:

“Uhud Savaşı’nda ben Allah Resulü’nün (asm) yanındaydım. Allah Resulü (asm) o gün yayı kırılıncaya kadar düşmana ok attı. Yayı kırıldıktan sonra oklarını bana verip at diyordu. Verdiği oklar nasl’sız, yani okun uçmasına yardım eden kanatları olmadığı halde, at diye emrettiği okları attığımda kanatlı oklar gibi gidip düşmana isabet ederdi.”[1]

“O halde iken, Katâde ibni Numan’ın gözüne bir ok isabet etmişti. Gözünü çıkarıp, göz bebeği yanaklarının üzerine aktı. Allah Resulü (asm) mübarek, şifalı eliyle onun gözünü alıp, eski yuvasına yerleştirdi. O göz hiç bir şey olmamış gibi şifa bulup, iki gözünden en güzeli ve en keskin göreni oldu.”

Bu olay oldukça meşhurdur. Hattâ Katâde’nin çocuklarından biri, Ömer ibni Abdi’l-Aziz’in yanına geldiği vakit, kendini şöyle tarif etmiş: “Ben öyle bir zâtın çocuğuyum ki, Allah Resulü (asm), onun çıkmış gözünü yerine koyup birden şifa buldu; en güzel göz o olmuş.” diye, nazım şeklinde Hazret-i Ömer (ra)’e söylemiş, onunla kendini tanıttırmış.[2]

Hem yine sahih kaynaklardan nakledilir ki, ünlü Ebu Katâde’nin, Yevm-i Zîkarad denilen gazvede, bir ok mübarek yüzüne isabet etmiş. Allah Resulü (asm) mübarek eliyle mesh etmiş. Ebu Katâde der ki: “Kat’iyen ve asla ne acısını ve ne de yarasını görmedim.”[3]

Hayber'in Fethindeki İki Şifa Mucizesi

Istirca´in Fazileti


 
Arifan Dergisi Haziran 2011
 

ZEMZEM SUYU



Mâ-i Zemzem

İbn-i Abbas dedi ki:

“Ben Resûlullah’a (sav) içmesi için Zemzem suyu verdim, o da Zemzemi ayakta içti.” (Sahîh-i Buharî, 1232, 5617)

“Eğer bunun Hac farizasından bir parça olmasından çekinmeseydim, size kuyudan iple su çekmek için yardım ederdim.” (Sahih-i Buharî, 1234; İbni Huzeyme, 29426)


“İnsanlar için en iyi kuyu Zemzem, en iyi vadi Mekke Vadisi ve Hindistan’da Âdem’in gömülü olduğu vadidir.” (Sa’d İbn-i Mansur, Kitâb-ı Sünen)


“Zemzem suyu ne için içilirse ona yarar.”

(Sünen-i İbn-i Mâce)


İbn-i Abbas ne zaman kendisini zayıf hissetti ise kendisini Zemzem içerek kuvvetlendirmeye bakardı ve asla misafirlerine Zemzem ikram etmeden yiyecek vermezdi.

Hepimizin ya doğrudan kaynağına giderek, ya da tanıdıklarımızın Hacc veya Umre dönüşünde, ziyâretlerine gittiğimizde içmek şerefine nâil olduğumuz Kur’ân Tilâveti gibi lezzetli bu mâ-i Zemzem, İslâm’ın her mukaddesinde olduğu gibi, birçok hârikalar ve ikrâmlarla dolu. Gerek ortaya çıkışı, gerek dünyanın en kurak mahallerinden birinde bu kadar mükemmel bir suyun hiç kesilmeden ve her sene artarak milyonlarca insanın içme suyu ihtiyâcını karşılaması ve gerekse de aç olanın açlığını gidermesi gibi hârikalarıyla bizlere ne kadar büyük bir ikrâm-ı İlâhî olduğunu gösteriyor.

Zemzem, yaklaşık 4000 sene önce Cenâb-ı Hakk’ın, Hz. Hacer ve İsmâil Aleyhisselâm’a bir lütfu olarak ortaya çıkmıştır. Ve günümüzde de hâlâ ehl-i îmânı maddî ve manevî olarak doyurmaya devam etmektedir.

ZEMZEMİN ORTAYA ÇIKIŞI

1 9